AK Parti Seçim Beyannamesi

AK Parti Seçim Beyannamesi

Beyannameden: (1)- "AK Parti olarak, 7 Haziran'dan sonra da ülkede birlik ve kardeşliği tesis etmeyi amaçlayan ve dönemsel bir mesele olarak bakmadığımız Çözüm Süreci'ni kararlıkla sürdüreceğiz. Demokratik hak ve özgürlüklerin korunmasını

ANKARA (AA) - AK Parti'nin 1 Kasım'da yapılacak olan Milletvekili Genel Seçimi'ne ilişkin açıkladığı Seçim Beyannamesinde, "AK Parti olarak, 7 Haziran'dan sonra da ülkede birlik ve kardeşliği tesis etmeyi amaçlayan ve dönemsel bir mesele olarak bakmadığımız Çözüm Süreci'ni kararlıkla sürdüreceğiz. Demokratik hak ve özgürlüklerin korunmasını yeni anayasa ile güvence altına alacağız. Özgürlükleri geliştirmeye ve genişletmeye devam edeceğiz" taahhüdünde bulunuldu.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin seçim beyannamesini ATO Congresiumda, açıkladı.

"Huzur ve İstikrarla Türkiye'nin yol haritası" başlıklı beyannamede, temel hak ve hürriyetler alanında, geçmişte sağlanan kazanımların kararlılıkla korunacağı, topluma kimlik ve yaşam tarzı dayatılmasının karşısında olunacağı belirtildi.

Bütün vatandaşların birinci sınıf muamele gördüğü, özgür fertler olarak yaşadığı bir ortamın tesis edileceği, kapsayıcı ve evrensel değerlere dayalı bir vatandaşlık anlayışı içerisinde, birlik ve bütünlüğün pekiştirileceği vurgulanan beyannamede, şu ifadelere yer verildi:

"Bütün etnik, mezhebi ve dini kesimlere, başörtülü veya başı açık, köylü veya şehirli, kadın veya erkek, yoksul veya zengin, şu veya bu siyasi görüşten tüm vatandaşlarımıza eşit mesafede duruyor, her bir bireyin temel hak ve özgürlüklerden en ileri derecede yararlanacağı bir Türkiye'yi hedefliyoruz.

Etnik, dini ve mezhepsel aidiyetlerden önce, milletimizin temel değerlerinin yoğrulduğu tarihi yolculuktaki birlikteliğimizi ve eşit vatandaşlık anlayışını benimsiyoruz. Bu anlayışla, devletin, bütün toplumsal kesimlerle hakkaniyet ölçüsünde, eşitlik temelinde ve demokratik bir ilişki geliştirmesini sağlayacak; toplumsal zenginliğimizin tüm unsurlarını çoğulcu bir yaklaşımla kucaklamaya devam edeceğiz. Toplumdaki her bireyin yaşam tarzına gösterdiğimiz saygıyı, bundan sonra da özenle devam ettireceğiz."

Toplumsal uzlaşma hedefi doğrultusunda bütün kimlikler ve yaşam tarzlarını bir zenginlik olarak devam ettirecek politikaların sürdürüleceği ifade edilen beyannamede, şunlar kaydedildi:

"Cemevleri, eğitim sisteminde sağlıklı bilgilendirme, üniversitelerde araştırma ve uygulama merkezleri oluşturma gibi çeşitli konularda Alevi kanaat önderleri ile diyalog içinde demokratik uzlaşı temelinde gerekli adımları atacağız. Bu noktada, geleneksel irfan merkezleri ve cemevlerine hukuki statü tanıyacağız. Aynı şekilde, geleneksel irfan merkezlerinin ve cemevlerinin ihtiyaçlarının karşılanması için 5393 sayılı Belediye Kanunu, 3194 sayılı İmar Kanunu ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nda gerekli değişiklikleri yapacağız." 

-"İnsan onuru ve temel haklar merkeze alınacak"

Gelecek dönemde de başta istihdam, iskan ve eğitim olmak üzere Roman vatandaşların sorunlarının çözümüne hız verilerek, her türlü ayrımcılık zemininin ortadan kaldırılacağı vurgulanan beyannamede,  Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan azınlıkların herhangi bir ayrımcılığa maruz bırakılmaksızın onurlu bir hayat sürdürebilmeleri için gereken bütün hukuki ve fiili tedbirlerin alınmaya devam edeceği belirtildi.

Temel hak ve özgürlükler konusunda eksikliklerin giderileceği belirtilen beyannamede, şu vaatlerde bulunuldu: 

"Yeni anayasanın temel haklara ilişkin kısmını bu esaslara göre tanzim edeceğiz. Devletin siyasi, idari, yargısal ve ekonomik düzenini, insan onurunu ve temel hakları merkeze alacak şekilde tasarlayacağız.  Bu çerçevede, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Kamu Denetçiliği Kurumu ve Türkiye İnsan Hakları Kurumunu etkinleştireceğiz. Bu kurumların, AİHM ve BM kapsamında Türkiye’nin üstlendiği sorumlulukları hayata geçirmesi için gerekli tedbirleri alacağız.

Ceza ve tutukevlerini etkin bir şekilde denetleyecek, kolluğa yönelik şikayetlerin üzerine kararlı bir şekilde gideceğiz. Siyasi etiğe yönelik kuralları belirleyerek hayata geçireceğiz. AİHM, Venedik Komisyonu ve diğer uluslararası temel hak mekanizmaları ile mevzuat ve uygulama uyum düzeyini yükselteceğiz. Temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmelerin iç hukuka dahil edilmesine devam edecek, özgürlükçü demokratik düzen mantığıyla bağdaşmayan şerhleri kaldıracağız."

Gelecek dönemde çerçeve bir mevzuat hazırlanarak, bütüncül ve demokratik bir yaklaşımla; sivil toplum kurumlarının hukuki statüleri, kurumsal yapıları, faaliyetleri, kamu kurumları ile ilişkileri, mali kaynakları gibi alanların düzenleneceğine vurgu yapılan beyannamede, "Sivil toplum kurumlarının hukuki statüleri, kurumsal yapıları, faaliyetleri, kamu kurumları ile ilişkileri, mali kaynakları gibi alanları düzenleyen 'Sivil Toplumun Geliştirilmesi ve Güçlendirilmesi'ne dair çerçeve yasa çıkaracağız. Kar amacı gütmeyen kuruluşlar için ayrı finansal raporlama standartları getireceğiz" taahhüdünde bulunuldu.

-"Silah gündemden çıkacak"

Çözüm Süreci'nin, Türkiye'nin demokratikleşmesinde, milli birlik, kardeşlik ve refahında tarihi bir çabaya karşılık geldiği belirtilen beyannamede, Cumhuriyet tarihinin temel sorunlarından biri olan Kürt sorununun dönüm noktasının Kurucu Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Başbakan olarak, 2005'de Diyarbakır'da yaptığı konuşma olduğu hatırlatıldı.

Gelinen noktada Çözüm Süreci'nin, sadece Türkiye'nin değil, bölgedeki huzur ve barış ortamının da reçetesi haline geldiği belirtilen beyannamede, şunlar kaydedildi:

"AK Parti olarak, 7 Haziran'dan sonra da ülkede birlik ve kardeşliği tesis etmeyi amaçlayan ve dönemsel bir mesele olarak bakmadığımız Çözüm Sürecini kararlıkla sürdüreceğiz. Demokratik hak ve özgürlüklerin korunmasını yeni anayasa ile güvence altına alacağız. Özgürlükleri geliştirmeye ve genişletmeye devam edeceğiz. Demokratikleşme ile eş zamanlı olarak yatırım, üretim ve istihdam imkanlarının geliştirilmesi başta olmak üzere, terörden etkilenen yörelerimizin ekonomik ve sosyal rehabilitasyonuna dönük çalışmaları hızlandırarak devam ettireceğiz. 

Çözüm Süreci'ni güvence altına almak ve nihayete erdirmek, kalıcı huzuru tesis etmek amacıyla çıkardığımız '6551 Sayılı Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun' ile silahın tamamen gündemden çıktığı bir noktaya ulaşmak için gereken tüm tedbirleri alacağız. AK Parti olarak, kamu düzenini, birlik ve kardeşliği tesis etmeyi amaçlayan ve dönemsel bir mesele olarak bakmadığımız Çözüm Süreci perspektifimizi koruyacağız. Çözüm Süreci'nin muhatabı ve sahibi millet, taşıyıcısı ise başta AK Parti olmak üzere, ülkemizde huzur, istikrar ve barışı isteyen herkestir."

-"Örgüt, Çözüm Süreci'ne savaş ilan etti"

Daha önceki süreçler gibi Çözüm Süreci'ni de de sabote etmeye, akamete uğratmaya çalışan terör örgütünün, kamu düzenini ortadan kaldırarak silahlı çatışmaya geri döndüğü hatırlatılan beyannamede, terör örgütünün illegaliteye, şiddete ve baskıya yönelerek Çözüm Süreci'ne savaş ilan ettiği kaydedildi.

2013'de verdiği sözleri tutmayan, tam anlamıyla bir eylemsizlik yerine her türlü baskı, şiddet ve illegaliteye başvuran örgütün, Türkiye'yi terk etmediği, "silah bırakma" taahhüdüne direnç gösterdiği anımsatılan beyannamede, Çözüm Süreci'ni varlığına tehdit gören örgütün, yeniden terör eylemlerine başladığı belirtildi.

AK Parti iktidarının, ilk günkü ilkesel duruşunu ve siyasi pozisyonunu koruduğu vurgulanan beyannamede, şu ifadeler yer aldı:

"Ancak terör örgütünün eylem ve sabotajları süreci sürdürülebilir olmaktan çıkarmıştır. Halkın hakkını-hukukunu koruyabilmek için kamu düzenini tahkim ederek özgürlük-güvenlik dengesini kurmak mutlak gerekliliktir. Hükümet hukuk içinde yürüttüğü terörle mücadelede vatandaşın mağduriyet yaşamamasını, aksine vatandaşların temel haklarını garanti altına alacak bir kamu düzeninin tesis edilmesini amaçlamaktadır.

AK Parti reformlardan, hizmetlerden, yatırımlardan asla vazgeçmeyecek, geri adım atmayacaktır. Süreçte farklı sebeplerle oluşan güvenlik risklerini gidermek, bölge insanını ceberrut ve zalim örgütün baskısından korumak devletin öncelikli görevidir. Çözüm Süreci'nin mimarı, yürütücüsü ve lokomotifi AK Parti’dir. AK Parti'nin güçlü olması sürecin neticeye ulaşması açısından önem taşımaktadır. Bu süreci sonuca ulaştırmak bizim için ahlaki, insani ve vicdani bir görevdir. Süreci bozan, zehirleyen, sabote eden yapılara rağmen özgürlük-güvenlik dengesini koruyarak hedeflerimize ulaşacağımıza inancımız tamdır. Kamu düzeni tesis edilinceye kadar terörle mücadelemize; hukuk ve kardeşlik tam anlamıyla tesis edilinceye kadar da Çözüm Süreci anlayışımızı korumaya devam edeceğiz."

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı