2017 yılı bütçesi TBMM Genel Kurulunda

2017 yılı bütçesi TBMM Genel Kurulunda

Maliye Bakanı Ağbal: (3)- "Kurdaki artış firmaların finansal yükümlülüklerini artırmakla birlikte ihracat gelirlerini de artıracağından firmalara doğal bir koruma sağlamaktadır"- "Dış kaynaklı belirsizliklere ve finansal dalgalanmalara rağmen bankacılık s

ANKARA (AA) - Maliye Bakanı Naci Ağbal, kurdaki artışın firmaların finansal yükümlülüklerini artırmakla birlikte ihracat gelirlerini de artıracağını belirterek, bunun da şirketlere doğal bir koruma sağlayacağını bildirdi.

Ağbal, 2017 yılı bütçesine ilişkin TBMM Genel Kurulunda yaptığı sunumda, Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı Avrupa Birliği’ndeki ılımlı büyüme, Rusya ile ilişkilerin normalleşmesi, enerji fiyatlarının ılımlı seyri ve kura bağlı artan rekabet gücünün orta vadede cari açıktaki azalma eğilimini daha da artacağını vurguladı.

Bakan Ağbal, 2015 yılında yüzde 4,5 olan cari işlemler açığının milli gelire oranının, 2016 ve 2017 yıllarında sırasıyla yüzde 4,3 ve yüzde 4,2 olacağını söyledi. Dış kaynaklı belirsizliklere ve finansal dalgalanmalara rağmen bankacılık sektörünün temel rasyolarının güçlü olduğunu ve sağlıklı yapısını devam ettirdiğini belirten Ağbal, Ekim 2016 itibarıyla sermaye yeterlilik oranının yüzde 16 ile yasal sınır yüzde 8’in iki katı seviyesinde bulunduğuna dikkati çekti.

Bankacılık sektörünün aktif kalitesini de korumaya devam ettiğine işaret eden Ağbal, "Takipteki alacaklarının toplam kredilere oranı ise ekimde sadece yüzde 3,3 seviyesindedir. Hanehalkının finansal durumu, varlıkların yükümlülüklerin üzerinde büyümesiyle iyileşmektedir. Hanehalkı kaldıraç oranını gösteren yükümlülüklerin varlıklara oranı, son 3 yılda yaklaşık 8 puan azalarak 2016 üçüncü çeyreği itibarıyla yüzde 48’e gerilemiştir. Finansal kaldıraç oranındaki iyileşmeye paralel olarak hanehalkı tasarruf oranı son 8 yılın en yüksek seviyesine çıkmıştır. Mevduatların bireysel kredilerden daha hızlı büyüyor olması tasarruf oranlarının yükselmeye devam ettiğini göstermektedir." diye konuştu.

- Reel sektörün dış borcu

Reel sektörün dış borcunun yönetilebilir düzeyde olduğunu belirten Ağbal, firmaların döviz cinsinden borçlarının ağırlıklı olarak 5 yıl üzeri vadeli kredilerden oluştuğunu ifade etti. Ağbal, "Kurdaki artış firmaların finansal yükümlülüklerini artırmakla birlikte ihracat gelirlerini de artıracağından firmalara doğal bir koruma sağlamaktadır." değerlendirmesinde bulundu.

Ağbal, Türkiye'nin 2002 yılından bu yana uyguladığı mali disiplin ve ihtiyatlı makroekonomik politikaları sayesinde kamu maliyesinde küresel ölçekte örnek gösterilen bir ülke haline geldiğini belirterek, şöyle devam etti:

"2002 yılında yüzde 10,8 olan genel devlet açığının milli gelire oranı, 2016 yılında yüzde 1,9'a düşmüş olacaktır. Bu oran gelişmekte olan ülke ortalamalarının yarısından az, OECD ortalamasından ise 1,2 puan düşüktür. Benzer şekilde kamu borç yükümüz tarihin en düşük seviyelerindedir. Bu trend önümüzdeki yıllarda da düşüş yönünde devam edecektir. Türkiye’de borç yükü, G7 ve OECD ortalamasının yaklaşık dörtte biri, Avro Bölgesi’nin yaklaşık üçte biri kadardır. Gelişmekte olan ülkelerin ortalamasından da 14 puan daha düşüktür. Diğer taraftan borçlanma vadelerinde önemli iyileşmeleri de bu dönemde gördük."

- İstanbul Finans Merkezi Projesi

Orta Vadeli Program'da (OVP) Türkiye ekonomisinin istikrarlı ve daha rekabetçi bir zeminde büyümesini ve toplum refahının yükseltilmesini hedeflediklerini anlatan Ağbal, şunları kaydetti:

"2017- 2019 dönemini kapsayan OVP'nin temel amaçları; sürdürülebilir ve kapsayıcı büyümeyi desteklemek, enflasyonu aşağı çekmek, istihdamı artırmak, cari açığı sınırlamak ve her şeyden de önemlisi mali disiplini kararlı bir şekilde sürdürmektir. Bu kapsamda 2017 yılında yüzde 1,7'ye düşmesini beklediğimiz genel devlet açığının milli gelire oranını 2019 yılında yüzde 1’e düşürmeyi hedefliyoruz. Yine 2017 sonunda yüzde 31,9 olarak tahmin edilen AB tanımlı borç stokunun milli gelire oranını 2019'da yüzde 30'un altına düşüreceğiz."

- Yatırımlar için süper teşvik sistemi

Ağbal, yatırım ve iş ortamının iyileştirilmesine yönelik düzenlemeler hakkında bilgi vererek, şöyle konuştu:

"Yatırımlar için yeni süper teşvik sistemini hayata geçirdik. Yatırım, üretim, ihracat, istihdam ve finansman üzerindeki vergisel yükleri aşağıya çektik. Şirket kuruluşunu kolaylaştırdık, maliyetini azalttık. İstanbul Finans Merkezi Projesi'ne hız verdik, yakında kapsamlı düzenlemeyi Meclise getireceğiz. Yeni küresel düzende rekabet gücümüzü daha da artırmak için yargı, eğitim, reel ekonomide dönüşüm ve kamu yönetimi olmak üzere 4 temel eksende devam ettiğimiz yapısal reformlara önümüzdeki dönemde de hızlanarak devem edeceğiz. Bu reformları bir bir hayata geçirmek suretiyle Türkiye ekonomisinin yüksek teknolojili ürün üreten dışa açık bir ekonomi olmasına önemli katkılar vereceğiz."

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler