Yeşilay Zümrüdüanka Ödül Töreni

Yeşilay Zümrüdüanka Ödül Töreni

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (2)-"Alkol düzenlemesini nasıl 'hayat biçimimize karışılıyor' diye çarpıttıysalar, yönetim sistemi değişikliğini de rejim değişikliği olarak göstermeye çalışıyorlar. Ne alakası var? İlk bunun karşısında ben olurum. 1923'te bu iş bit

İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Alkol düzenlemesini nasıl 'hayat biçimimize karışılıyor' diye çarpıttıysalar, yönetim sistemi değişikliğini de rejim değişikliği olarak göstermeye çalışıyorlar. Ne alakası var? İlk bunun karşısında ben olurum. 1923'te bu iş bitti. Şimdi yapılan bir yönetim sisteminin değiştirilmesidir. Bu da bugünün işi değildir, 200 yılın işidir." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda düzenlenen Yeşilay Zümrüdüanka Ödül Töreni'nde yaptığı konuşmada, her devletin öncelikli vazifesinin vatandaşının can, mal, beden ve ruh sağlığını güvence altına almak olduğunu söyledi.

Bunun anayasanın amir hükmü olduğunu, anayasanın amir hükmü olduğu halde bunu uygulamakta devlet olarak zorluk çekildiğini veya birilerinden utanıldığını anlatan Erdoğan, "(Acaba medya ne der, yazılı görsel medya acaba nasıl çılgınlıklar yapar, o ne der?) demeyeceğiz. Bulunduğumuz görev alanında biz şuna bakacağız, bu sorumluluğumuz bize ne getirir, bunu başarıyla nereye taşırız, buna bakacağız. Bize bir sorumluluk var, bunu halletmemiz lazım. Bu madde anayasamızın 58. maddesi. Devletin bu konuda yetki ve görevleri, açık ve net bir şeklide ifade edilmiştir. Biz de milletimizin bize yüklediği sorumluluğu, hakkıyla yerine getirmeye çalışıyoruz." diye konuştu.

- "14 yılda birçok düzenlemeyi hayata geçirdik"

Erdoğan, Yeşilay'ın bunun için olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yeşilay, 'Her şey bir sözle başlar.' diyor. Bizler de bu anlayışla milletimize verdiğimiz sözleri tutmaya gayret ediyoruz, olay budur. Bu çerçevede geçtiğimiz 14 yılda, gerek İhsan Bey ve ekibi gerek ondan sonraki arkadaşlar, hep birlikte bir süreci hareketli bir şekilde başlattılar. Şimdi de bu süreç kararlılıkla devam ediyor. 14 yılda birçok düzenlemeyi hayata geçirdik ancak bu sürecin hiç de kolay olmadığını sizler de çok iyi biliyorsunuz. Sigara, alkol, uyuşturucuyla mücadele gibi vatandaşın sağlığını birebir ilgilendiren mevzularda dahi çok büyük engellerle karşılaştık. Başta muhalefet partileri olmak üzere, Türkiye'deki belli kesimler, sorunu başka taraflara çekmeye gayret ettiler. Alkol düzenlemesi gibi son derece masum, son derece basit bir meselede iftiralarla yalanlarla ortalığı ayağa kaldırdılar. Hiç ilgisi olmadığı halde konuyu hayat tarzı tartışmalarına çekerek, kendilerince yeni cepheler açmak istediler. 'Alkol yasaklanıyor, yaşam biçimimize müdahale ediliyor' diye haftalarca milletin gündemini işgal ettiler. Kimin elinden geldik de alkol şişesini aldık yahut hangi alkol satan yeri yasalara uygun olduğu halde kapattık. Böyle bir şey var mı? Yok. İsteyen bunu istediği gibi yaptı ama biz sadece burada tebliğ görevini yaptık. Vatandaşımızın can, mal, akıl güvenliği ve nesil güvenliğini korumak için bu adımları attık. Onun için bu tebliğimizi yapmak durumundayız. Bu tartışma üzerinden toplumumuzu kutuplaştırmanın, milletimizi birbirine düşman etmenin peşine düştüler. Hamdolsun muvaffak olamadılar, olamayacaklar. Milletimiz, sağduyusu, basireti ve ferasetiyle bu kesimlerin ucuz politikalarına prim vermedi."

- "Attıkları çamurların hepsi de kendi suratlarına yapışmıştır"

Erdoğan, gelecek haziran ayında alkol düzenlemesinin yürürlüğe girmesinin 4 yılının dolacağını hatırlatarak, "Bu 4 yılda hangi vatandaşımız bu düzenleme nedeniyle sıkıntı yaşadı, kimin hayat tarzına müdahale edildi, muhalefetin iddialarının hangisi doğru çıktı? Elbette hiçbiri. Söylediklerinin hiçbiri gerçekleşmedi. Esasen bunlar çamur at, tutmasa da izi kalır mantığıyla hareket ediyorlar. Şundan emin olun, attıkları çamurların hepsi de kendi paçalarına, suratlarına yapışmıştır." değerlendirmesinde bulundu.

Sadece bu hareketin dahi ülkedeki muhalefetin seviyesini göstermesi açısından oldukça ibretlik olduğunu düşündüğünü belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Aslında biz ülkenin ve milletin geleceği için attığımız tüm adımlarda aynı tavra, söylem ve çarpıtmalara şahit olduk. Bu ülkenin gazete ve televizyonlarında, akademisi, sermayesi ve köşe başlarını tutanların bir kısmı, hakikat güneşini yalan ve iftira ile perdeleyebileceklerini sanıyorlar. 'Makarnacı, kömürcü' hatta 'göbeğini kaşıyan adam' olarak, 'bidon kafalı adam' olarak gördükleri bu yiğit milleti, hafife alıyorlar. 'Onlar bilmez, her şeyi biz biliriz.' Hep bu mantıkla hareket etmişlerdir. Bunlar milleti kendine düşman gören, bunun için de her fırsatta milletin değerlerine düşmanlık eden bir zihniyetin temsilcileridir. Bunlar ülkesine, bayrağına, ezanına, vatanına sahip çıkan milyonlara, bilhassa da gençlerimize kesinlikle itimat etmiyorlar. Ben de gençlerimize inanıyorum ve bu gençlik, bu milletin evlatları, kendisini 15 Temmuz gecesinde ispat etmiştir. O hainler, alçakların F-16'larla saldırdığı anda, feda-i can etmesini bilmiştir. Bombalar atılırken onlar feda-i can ederek, kendilerini ispat etmişlerdir. Onlar orada saldırıya geçmiş, modern silahlarla donatılmış olan ne yazık ki bir grup FETÖ eşkıyasının karşısında dimdik durmak suretiyle hatta paramparça olmayı göze alarak, orada feda-i can etmişlerdir. 248 şehidimize onların şahsında tüm şehitlerimize, 2 bin 193 gazimize, şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize Rabbimden şifalar diliyorum. Onlar hiçbir milletin gençliğinin ortaya koyamadığını ortaya koydular. Bu gençliğin alnı öpülür. Bu gençlikle iftihar edilir. İnanıyorum ki 15 Temmuz'daki gençlik, gelecek nesillere çok büyük örnek teşkil edecektir. Tıpkı Çanakkale'nin Seyid Onbaşısı gibi onlar da tarihin Seyid Onbaşıları gibi anılacaktır."

- "Bizim derdimiz var, biz bu millete aşığız"

Erdoğan, anayasa değişikliği paketi tartışmalarında bu hastalıklı yaklaşımın tekrar nüksettiğinin görüldüğünü ifade ederek, "Cumhurbaşkanlığı sistemine niçin karşı çıktıklarını açıklayamadıkları için yine eski usullere başvuruyorlar. Ne diyorlar? Alkol düzenlemesini nasıl 'hayat biçimimize karışılıyor' diye çarpıttıysalar, yönetim sistemi değişikliğini de rejim değişikliği olarak göstermeye çalışıyorlar. Ne alakası var? İlk bunun karşısında ben olurum. 1923'te bu iş bitti. Şimdi yapılan, bir yönetim sisteminin değiştirilmesidir. Bu da bugünün işi değildir, 200 yılın işidir. Şimdi biz yönetim sistemini değiştirmek suretiyle geleceğe farklı bir adım atıyoruz. Parlamentoda sürekli tıkanan, sürekli patinaj yapan bir sistemi değiştirmek suretiyle diyoruz ki bizim adeta uçmamız lazım, bunun önünü açmamız lazım. Fakat bunu engellemek isteyenlerin bu ülkede sorumluluk diye bir şeyleri, bugüne kadar olmadı, olacağı da yok ve dikili ağaçları yok bu ülkede. Tabii ki dertleri de yok ama bizim derdimiz var, biz bu millete aşığız, biz dertliyiz." şeklinde konuştu.

(Sürecek)

Yeşilay Zümrüdüanka Ödül Töreni

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :