Güngör Gökdağ

Güngör Gökdağ

Yerel Seçimlerde İttifak Sorunu

Parlamenter sistemden yeni Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş, Türk siyasi hayatına partiler arası ittifak anlayışını da kazandırdı. 

Yapılan ittifaklar; siyasi partiler tabanında toplumsal birliğin sağlanmasına, hoşgörü ve toleransın artmasına katkı sağlayacağı gibi, oy uğruna ve muktedir olma sevdasına, çatışma ve zıtlaşmaya da yol açabilir. 

Hatta ihanet içinde terör örgütü uzantıları ile gizli ilişkiler kurulmasına ve kirli pazarlıklar yapılmasına kapı da aralayabilir.

 

İşte Türkiye'nin içinde bulunduğu şu anki konjonktür, siyasi partileri seçim arefesinde birbirine muhtaç hale getirmiştir. 

Yeni sistem, bir partinin mutlak anlamda başarısını, yapacağı siyasi ittifaka endekslemiştir.

Dolayısıyla 31 Mart yerel seçimleri, siyasi partilerin ittifakla birbirlerine yakınlaşacağı bir sürece doğru hızla ilerlemektedir.

 

Bu durumdan AK Parti'de etkileniyor...

2001 yılında kurulan AK Parti, girdiği ilk seçimden bu yana oylarını artırmayı ve 17 yıldır tek başına iktidarda kalmayı hep başarmıştır. Şimdi de yerel seçimlerde İstanbul, Ankara başta olmak üzere Adana, Antalya, Mersin ve Hatay gibi diğer önemli şehirlerde başarıyı perçinlemeyi hesap ediyor.

 

Bu zamana kadar egemen güçlerin, diz çöktürme ve hizaya getirme yöntemleri olan ekonomiye yönelik operasyonlar, döviz manipülasyonları ve terör örgütleri üzerinden yürüttükleri eylem ve yapılan darbe girişimlerine AK Parti, tek başına direnmiş ve bu durum hiç göründüğü kadar kolay olmamıştır.

AK Parti bunca zamandır yaşanan tüm olumsuzluklara karşı hep dik durmuş ve herşeye rağmen birinci parti olma özelliğini de korumuştur. Fakat gelinen aşama itibariyle 31 Mart'ta yapılacak olan yerel seçimde, MHP ile Cumhur İttifakı'nı ilerletme stratejisine yönelmek durumunda kalmıştır.

 

Milliyetçi Hareket Partisi'de, partinin bölünmesi ve yönetimin ele geçirilmesi yönünde operasyon çeken bazı güç odaklarının hile ve desiselerini, lider Devlet Bahçeli'nin siyasi manevraları ve kararlı duruşu sayesinde savuşturabilmiştir.

Memleketin iç ve dış sorunlarında tehlikeleri sezip, milli yaklaşım göstererek, lüzumu durumunda hükümete destek veren MHP, önceliğin vatan ve millet olarak belirlendiği Cumhur İttifakı'nda kendisini konumlandırmıştır. 

 

İttifakın diğer cephesi ise CHP'nin yer aldığı taraftır...

Yani Cumhuriyet rejiminin kurucusu olan CHP'nin, açık oy gizli tasniften bu yana siyasette bir türlü dikiş tutturamadığı, o gün bugündür tek başına seçim kazanamadığı taraf.

Gazi Atatürk'ün partisi olan CHP'yi, inkilapçı ve ilerlemeci yönüyle, değişimin partisine dönüştürmeyi günümüzde bir türlü beceremeyen taraf..

Tabi CHP'de bunalım ve çalkantılar, yapılan kurultaylar hiç bitmediği için mevcut siyasi duruma uyum da sağlanamadı.

Bu durumun arka planında birçok neden var ise de, özde değil sözde Atatürkçü olmak, sorunların en başı...

 

Bir kere Atatürk'ün CHP'si ulusalcı idi, günümüz CHP'si federasyoncu.

Atatürk'ün CHP'si siyasette ilkeli ve kararlı idi, günümüz CHP'si birbirine karşıt her ideolojiden siyasetçinin kendine yer bulabildiği bir arena oldu.

Bir de günümüz CHP'si iktidarı düşürmek adına, tescilli PKK/HDP'liler ile gizli-açık iş yürütür oldu.

 

CHP ile ittifak içinde yeralan İYİ Parti ise genetik kodlarında milliyetçi bir yapıya sahip olsa bile, tarafında yer aldığı oluşumun gizli ortağı HDP olduğu müddetçe beklediği dip dalgayı sandıkta yakalayamayacaktır.

 

CHP ve İYİ Parti'nin görünmez ortağı olan HDP ise bazı büyükşehirlerde aday çıkarmıyor. Böyle yaparak Millet İttifakı'nın adaylarına destek verdiğini belirtmiş oluyor. Yani kapalı kapılar ardında karşılıklı bir güç birliği yapılıyor. 

Ayrıca HDP, öyle alelâde bir siyasi parti de değildir. Bölücü terör örgütü PKK'nın siyasi kanadıdır. 

Politika, söylem ve icraatlarıyla barışın ve kardeşliğin önündeki en büyük engellerden biridir. Kandil'den talimat alan, terör örgütüyle intisaplı bir partidir. 

 

Hülasa olarak birbirine hiç benzemeyen, Tayyip Erdoğan kindarlığı dışında ortak paydası dahi olmayan siyasi partilerin, tek dertlerinin düzeni bozmak ve mevcut yapıyı yıkmak olduğu âşikardır.

 

Ayrıca sanılmasın ki AK Parti'nin başarı grafiğindeki ivmeyi değiştiren partiler, bu siyasi partilerdir?

İnanın, ne dış güçler, ne CHP, ne de diğer siyasi partiler, AK Parti'yi bu zamana kadar engelleyemediler.

Yoksa AK Parti, iktidarı süresince yaşadığı tüm artçılara, krizlere ve bu muhalefete rağmen, girdiği her seçimden gâlip çıktı. 

AK Parti'nin ivmesini etkileyen faktör, AK Partiliyim diye ortalarda gezen, misyon sahibi çıkarcı, fırıldaklardır.

Parti, bunlardan temizlendiği ve arındığı müddetçe yenilenecek ve yoluna devam edecektir.

31 Mart seçimlerinde de yerli ve milli olanlar kazanacaktır. 

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum