Osman Demirci
Vicdanın Karşısında Zulmün Devleti: İsrail
Uluslararası sularda, insani yardım için yola çıkan Kararlılık (Sumud) Filosu’na yapılan saldırı, bir kez daha dünyaya şunu göstermiştir: İsrail denen yapı, bir devlet değil; terör aygıtıdır. Gemilerinde silah değil, bomba değil; sadece ekmek, un, ilaç ve insanlık taşıyan aktivistlere müdahale etmek, hiçbir hukukla, hiçbir vicdanla açıklanamaz.
Bu gemilerdeki cesur aktivistler, insanlığın vicdanı oldular. Dünyanın dört bir yanından kalkıp gelen bu onurlu insanlar, Gazze halkının sesini duyurmak için kendi canlarını ortaya koydular. Onlar aslında sadece Gazzelilerin değil, tüm insanlığın umudunu temsil ediyorlar.
Ama İsrail’in korktuğu tam da bu:
Silahlarıyla, tanklarıyla, uçaklarıyla sindiremediği Gazze’nin ruhu; Sumud ruhu. Bu ruhu ne kuşatmalar, ne bombalar, ne de uluslararası sularda yapılan korsanca saldırılar söndürebilir.
Gazze bugün açlıkla, yoklukla, bombalarla sınanıyor. Çocuklar hastanelerde ilaçsız can verirken, anneler ekmek kuyruğunda gözyaşlarına boğuluyor. Fakat Gazze yalnız değil! Her adımda, her meydanda, her yardım gemisinde bu mesajı haykırıyoruz:
“Gazze bizim onurumuzdur!”
“Gazze yalnız değildir!”
İsrail bilmelidir ki; zulümle abad olunmaz. Tarih zalimleri değil, zalime karşı direnenleri yazar. Nasıl ki Firavun denizde boğulduysa, bu çağın firavunları da insanlığın vicdanında boğulacaktır.
Bugün Filistin için sesini yükselten her aktivist, her gönüllü, her vicdan sahibi insan; aslında sadece Gazze’ye değil, tüm insanlığa umut taşıyor. Onların cesareti, bizim suskunluğumuzu yırtan tokattır. Onların kararlılığı, zalime korku salan ışıktır.
Biz buradan ilan ediyoruz:
Gazze’nin yanında olmak, insanlığın yanında olmaktır.
Aktivistlerin yanında olmak, vicdanın yanında olmaktır.
İsrail’i ifşa etmek, zulmü ifşa etmektir.
Ve biz susmayacağız. Gazze’de bir tek çocuk ağladığı sürece, İsrail zulmünü dünyanın gözüne sokmaya devam edeceğiz.