VESAYETİN SON HAMLESİ; LİSELER!

Liselerde son dönemde yaşananlar toplum mühendisliği projesidir ve bu projenin sahibi Gezi Kalkışmasının sahibi oligarşidir.

Yeni bir toplumsal mühendislik çalışması ile karşı karşıyayız. Son 10 yılda ilmek ilmek dokunan vesayetin geriletilmesi sürecini yaşadık.  Nihayetinde de vesayet, demokrasi karşısında yenilerek gündemden düştü. Ancak son günlerde Liseler ekseninde yaşananlar gösterdi ki, gündemden düşürdüğümüzü  sandığımız vesayetten beslenen demokrasi dışı güçler, hala milletin egemenliğini ve demokrasiyi tehdit edebilecek araçlara sahiptir.

Liselerde protestolarla gündeme gelen olaylar dizisi, toplumsal ve siyasal boyutları ile analiz edildiğinde Gezi Kalkışmasında gördüğümüz aktörleri, kodları ve refleksleri görmekteyiz. Gezi,  ideolojik ve toplumsal bir azınlığın sosyalist ve ultra seküler gençlerin ki bunlar daha çok üniversite öğrencileridir, operasyonel güç olarak kullanımına dayalı bir kalkışma idi. Yaş grubu olarak Geziye katılanların % 95’i 18 yaş üstü ve % 68’i de 18-30 yaş arasıdır. Şu an liselerde yaşananların aktörleri, yönlendiricileri yine aynı toplumsal ve ideolojik azınlıktır. Bir farkla, son süreçte operasyonel araç olarak  çocuk-genç diyebileceğimiz 18 yaş altı gençler kullanılmaktadır.  Operasyonel araç olarak 18 yaş altı çocuk-genç diyebileceğimiz  grupların kullanılması nedeni ile alınacak güvenlik tedbirlerin toplumsal ve medyatik etkisi çok derin olacaktır. Bu tedbirlerin ve olası çatışma görüntülerini Dünya medyasında Türkiye imajına negatif etkisi çok daha büyük olacaktır. Bu ayrıntı önemlidir. İkinci Gezi Kalkışmasının stratejisini çizenlerin bu hususu özel olarak kodladıklarını ve liseleri özel olarak hedef belirlediklerini düşünüyorum. Güvenlik temelli karşı tedbir stratejisi belirlenirken bu yaş grubunun özelikleri ve medya karşılığının dikkate alınması gerekmektedir.

Bir tesbit;  sürecin domino etkisini başlatması düşünülen  liselerin Notre Dame de Sion, Kadıköy Anadolu Lisesi, Ankara Gazi Lisesi, Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi, Beyoğlu Anadolu Lisesi ve İzmir Fen Lisesi, Karşıyaka Lisesi, Galatasaray Lisesi, (http://odatv.com/liseler-bir-bir-isyan-ediyor-1006161200.html) gibi liseler olması azınlık ve sınıfsal temelli üst toplumsal sınıfların hatta kaymak tabaka diyebileceğimiz sınıflarca kurgulanan sınıfsal temelli elitist bir kalkışmadır. Bir hatırlatma; geçen yıl ODTÜ’de mescitlere yönelik saldırıda da aynı toplumsal grupları görmüştük.

 

Bu süreç bir projedir ve bu proje Türkan Saylan’ın ‘Biz Asılız’ sloganlaştırmasında kendisini bulan 200 yıllık Beyaz Türk iktidarının yeni bir egemenlik inşa projesidir.

 

10 yıldır milletimiz bu tip projeleri boşa çıkarmasını bilmiştir. Yaşananlar tasfiye ve imha süreci yaşayan, beyin ölümü gerçekleşmiş, kalbi durmuş vesayet rejimine botoks uygulaması ile yeni bir form verilmesi ve PR çalışmasıdır, suni teneffüs ile vesayetin ve oligarşinin yaşadığını ıspat gayretidir. Proje sahipleri bu kalkışma ile vesayetin ve oligarşinin tasfiyesinin ve imhasının tescilleme sürecini geciktirmeye çalışmaktadır.

 

Liseler temelinde yaşanan son süreçte kitleselleştirilmeye çalışılan provakasyonların çatışma alanının eğitim kurumları olması nedeni ile eğitim çalışanlarının proaktif duruşu önemlidir. Eğitim çalışanlarının kahir ekseriyetinin güvenine mazhar olan Eğitim-Bir-Sen bu süreçte insiyatif almalıdır. Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’ın teşkilatının ve kamuoyunun dikkatini çekme çabaları takdire şayandır. Eğitim-Bir-Sen,  sahip olduğu toplumsal meşruiyeti ve alan hakimiyeti ile bu oyunu boşa çıkaracak, vesayetin itlafını, imhasını tescilleyecek güç kaynaklarına ve stratejik akla sahiptir.

 

Vesayetin ve oligarşinin stratejisini kuranlara buradan seslenmek istiyorum; ‘Demokrasinin Kasabadaki Tek Oyun’ olduğu gerçeğini kabullenin artık.

Sevgili Gençler; Aklınızı ve yüreğinizi kimseye kiralamayın, aklınızda ve yüreğinizde gecekondu kurulmasına izin vermeyin.  Sizleri operatif araç olarak nesneleştiren  Karanlık Güç Odaklarına karşı, Anadolunun kadim irfanınından beslenen sağduyunuzla ‘Hadi Ordan!’ DİYİN.

 

Sevgili Anne Babalar; evlatlarımızı habis emelleri için kullanmak isteyen karanlık güç odakları,  anne-baba olarak ilgilenemediğimiz çocuklarımıza zaman ayırıyorlar, ilgi gösteriyorlar, değerli olduklarını hissettiriyorlar. Bizim bıraktığımız boşluğu kullanıyorlar. Çocuklarımızla ilgilenelim, zaman geçirelim, değerli olduklarını hissettirelim.  

Allaha emanet olunuz…

Not: Konda’nın Gezi Raporuna bir göz atmakta fayda var. http://www.konda.com.tr/tr/raporlar/KONDA_GeziRaporu2014.pdf

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum