Dün Konya Hospital’da yaşanan değişimden bahsetmiştim...

Dr. Abdullah Ağralı’nın, hastanede başkanlığı Prof. Dr. Tunç Cevat Öğün Hoca’ya bıraktığını yazmıştım...

Tabi, aslında Ağralı’nın hisse olarak bir kaybı olmadığını, Öğün Hoca’nın diğer ortaklardaki hisseleri satın aldığını da bugün belirteyim...

***

Dünkü yazıdaki esas unsurun hastane yönetimindeki değişiklikten ziyade hastanede yakın dönemde beklenen değişiklik olduğunu anlayan okurlarımızdan destek ve tavsiye mesajları geldi...

Yani Konya’nın ortopedi ağırlıklı bir Kemik Hastanesi’ne ihtiyacı olduğunu belirttiler...

***

Gelelim Abdullah Ağralı’ya... Onun, özellikle sosyal çalışmalar içerisinde olduğunu biliyoruz.

Yakın zamanda Elbir Derneği kurulmuş ve faaliyetlerine başlamıştı.

Abdullah Bey de derneğin başkanlığını yürütüyor...

***

Onun yaptığı başkanlık; hizmetlisinin de diğer arkadaşlarıyla birlikte kendisinin olduğu bir başkanlık.

Bugünlerde Esad’ın hışmına uğrayarak yaralanan ve Türkiye’ye getirilen Suriyelilerin yaralarını sarmakla meşgul...

Biz de hastanedeki değişikliği bir kenara bırakarak bu çalışmalar üzerine konuştuk.

***

Daha önce de yazmış olduğum bir konuyla ilgili Dr. Ağralı da aynı düşünüyor...

2 milyon Suriyeli, Türkiye’de...

Bunlardan yaklaşık 50 bin tanesi de Konya’da yaşıyor...

Ağralı, Suriyeliler için acil olarak ‘kriz masası’ oluşturulmasını öneriyor.

Ki bunu biz de önermiştik: Resmi görevlilerle birlikte STK temsilcilerinin de bulunduğu bir masa acil, acil hem de acil olarak kurulmalı...

Çünkü Suriyelilerin bu aylardaki barınma, sağlık ve yiyecek sorununa, yarın yakacak, giyecek, iş ve çocuklarının eğitim sorunları da eklenecek.

***

Dr. Ağralı, Türkiye olarak, devlet olarak çok büyük çalışmalar yapıldığının altını çiziyor.

Türkiye’ye sığınan 2 milyon ve Konya’daki 50 bin Suriyeli arasında her türlü insan bulunabileceğini belirtiyor. “Mesela Konya’da adli olarak Suriyelilerin karıştığı vaka sayısı 3’ü geçmez” diyor.

Ama sanki büyük sorunlar yaşanıyormuş gibi bir rüzgâr estirilebiliyor.

Zaman zaman oluşturulan olumsuz havanın hem bu millete hem de Suriyelilere haksızlık olduğunu vurguluyor.

***

Ben de Dr. Ağralı’ya katılıyorum... Devletin ve milletin yaptığı büyük fedakârlıkların gölgelenmemesi için tedbirler alınmalı. Bu iş kendi seyrine bırakılmamalı...

***

Elbir Derneği olarak da şimdilik bu konuya odaklandıklarını anlattı Ağralı...

Hem konuya destek veriyorlar hem de STK’lar arasında koordinasyon görevi üstlenmeye çalışıyorlar.

Olaya insani yardım tarafından bakıyorlar.

***

Bir de keşke; Türkmenlere sahip çıkılmadığını iddia edenlerin yaptıkları çalışmaları görsek...

Ki; önceki gün Türkmeneli Federasyonu Genel Sekreteri Dr. Aydın Beyatlı’nın yaptığı açıklamalar da bu tezleri çürütüyordu.

Duydunuz mu bilmem:

Beyatlı, “Türkiye devleti yapması gereken yardımı en iyi şekilde yapmaktadır” dedi.

***

Elbette yetmez; hem Türkmenlere, hem Suriyelilere, Iraklılara ve Filistinlilere daha fazla yardım etmeliyiz. Elbir Derneği gibi dernekleri sevmeli, mesela Türkmenler için yapmak istediğimiz bir şey varsa bunu da bizzat yerine getirerek örnek olmalıyız.

İnsani yardım noktasında boynumuzu eğdirmeyen tüm gayret sahiplerine teşekkür ediyorum.

Abdullah Ağralı ve arkadaşlarına da ayrıca teşekkür ediyorum...

Onlar bizim insan yanımız.