Türkiye'nin İlk Pandemi Hastanesi Kaderine Terk Edildi: Heybeliada Sanatoryumu Ne Olacak?
Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle 1924 yılında kurulan Türkiye'nin ilk pandemi hastanesi Heybeliada Sanatoryumu, 100 yıl sonra kaderine terk edildi. Yıllardır atıl durumda olan hastanenin çatısı çöktü ve geleceği belirsiz.
Heybeliada'nın güneyinde, temiz havası ve izole konumuyla öne çıkan Heybeliada Sanatoryumu, Türkiye'nin ilk pandemi hastanesi olarak 1924 yılında Atatürk'ün emriyle kuruldu. Verem hastalarının tedavi edildiği sanatoryum, uzun yıllar boyunca önemli bir sağlık merkezi olarak hizmet verdi. Ancak 1980'li yıllarda devlet desteğinin kesilmesiyle sanatoryum gerilemeye başladı.
1999 Depremi ve Hastanenin Çöküş Süreci
1980 darbesi sonrası bütçe kesintileri nedeniyle zorluklar yaşayan Heybeliada Sanatoryumu, 17 Ağustos 1999 depreminde büyük hasar aldı. Hastanenin bir kısmının çatısı tamamen yıkıldı ve tamir için gerekli kaynak bulunamadı. 2005 yılında, hastanenin kadro ve tıbbi donanımıyla birlikte Süreyyapaşa Göğüs Kalp ve Damar Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne devredilmesine karar verildi.
100. Yılında Müze Olması Bekleniyor
Heybeliada Sanatoryumu’nun 100. kuruluş yılına girilirken, hastanenin geleceği hâlâ belirsizliğini koruyor. Araştırmacı Arkeolog Ömer Faruk Yavaşçay, hastanenin tarihsel önemi nedeniyle müzeye dönüştürülmesi gerektiğini vurguladı. "Burası sadece bir sağlık merkezi değil, aynı zamanda tarihimizde önemli bir yere sahip. Verem ve göğüs hastalıklarının tedavi edildiği bu mekân, Türkiye'nin sağlık tarihine ışık tutacak bir müze haline getirilmeli," diye konuştu.
Heybeliada Sanatoryumu'nun Tarihçesi
Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle kurulan sanatoryum, 1924 yılında 16 yatak kapasitesiyle açıldı. Daha sonraki yıllarda genişletilen hastane, 1940'larda ek binalarla büyüdü. İsmet İnönü ve Rıfat Ilgaz gibi ünlü isimlerin tedavi gördüğü bu tarihi mekan, yıllar içerisinde bütçe kesintileri ve doğal felaketlerle adım adım harabeye döndü.
Geleceği Belirsiz
2009 yılında küçük bir yangın geçiren sanatoryum, adada yer aldığı için az sayıda hasta kabul edebiliyordu. Şu anda ise çatıları yıkılmış, harabe halde duran bu hastane, ziyaretçilerini sessiz bir geçmişle karşılıyor. Toplumda ise bu tarihi yapının müzeye dönüştürülerek gelecek nesillere aktarılması gerektiği yönünde yoğun bir talep bulunuyor.
Kaynak: