Türkiye'nin İklim Kanunu Resmen Yasalaştı: İşte Otomotivden Fabrikalara Hayatımızdaki Muhtemel Değişiklikler!
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kabul ettiği İklim Kanunu, ülkenin iklim değişikliğiyle mücadelesinde yeni bir dönemi başlatıyor. Peki, bu yasa günlük hayatımızda, özellikle otomobil piyasasında ve sanayide ne gibi somut değişiklikler getirecek?
Türkiye, 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda önemli bir adım atarak İklim Kanunu Teklifi'ni TBMM Genel Kurulu'nda kabul etti. Bu tarihi yasal düzenleme, ülkenin iklim değişikliğiyle mücadelesindeki ilk kapsamlı adımı olma özelliğini taşıyor. Kanunla birlikte, sera gazı emisyonlarının azaltılması, iklim değişikliğine uyum faaliyetleri, planlama ve uygulama araçları, gelirler, izin ve denetim mekanizmaları ile bunlara ilişkin yasal ve kurumsal çerçevenin usul ve esasları belirleniyor.
Kanunun en dikkat çekici maddelerinden biri, Emisyon Ticaret Sistemi (ETS)'nin hayata geçirilmesi. Bu sistemle, sera gazı emisyonu yüksek olan işletmeler, belirlenen limitlerin üzerinde emisyon salmaları durumunda ya ceza ödeyecek ya da başka işletmelerden emisyon hakkı satın alacak. Bu durum, bir karbon piyasası oluşumuna zemin hazırlıyor ve işletmeleri karbon salımını azaltmaya teşvik ediyor.

Diğer Ülkelerden Örnekler: İklim Kanunları Neler Getiriyor?
İklim Kanunu'nu daha önce kabul etmiş birçok ülke bulunuyor ve bu ülkelerde somut uygulamalarla emisyon azaltımı hedefleniyor:
Avrupa Birliği (AB): AB, 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını 1990 seviyelerine göre %55 azaltma ve 2050'ye kadar net sıfır emisyona ulaşma hedefiyle oldukça iddialı. AB, mevcut ETS'sini ulaştırma ve binalar gibi sektörleri de kapsayacak şekilde genişletiyor. Ayrıca, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kullanımını artırmak için direktifler yayınlanıyor.
Birleşik Krallık: Hükümet, 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefini yasalaştırmış durumda. Bu doğrultuda, kömürlü santrallerin kapatılması, elektrikli araç kullanımının teşviki, toplu taşımanın yaygınlaştırılması ve yenilenebilir enerji yatırımları hız kazandı.
Kanada: Kanada da 2050 net sıfır emisyon hedefine ulaşmayı taahhüt etti. Ülke genelinde karbon vergisi uygulaması, enerji verimliliği programları ve temiz teknoloji yatırımları teşvik ediliyor.
Bu örnekler, iklim kanunlarının sadece teorik düzenlemelerden ibaret olmadığını, somut sektörlere yayılan etkileri olduğunu gösteriyor.
Türkiye'deki Değişiklikler: Otomotivden Sanayiye
Türkiye'de İklim Kanunu'nun kabul edilmesiyle birlikte hayatımızın birçok alanında önemli değişiklikler yaşanması bekleniyor:
Otomobil Piyasasına Etkileri:
Elektrikli Araçlara Teşvik: Kanun, doğrudan motorlu taşıtlar vergisi (MTV) artışı gibi spesifik bir madde içermese de, genel olarak karbon salımını azaltma hedefi, elektrikli ve hibrit araçların kullanımını teşvik edecek politikaların artmasını sağlayabilir. Bu, gelecekte elektrikli araçlara yönelik vergi indirimleri, sübvansiyonlar veya farklı avantajlar getirilmesine yol açabilir.

Fosil Yakıtlı Araçlara Yönelik Düzenlemeler: Uzun vadede, fosil yakıtlı araçların saldığı sera gazı emisyonlarının takibi ve azaltılmasına yönelik ek düzenlemeler gündeme gelebilir. Bu, araç teknolojilerinin daha çevreci hale gelmesini hızlandıracak ve yakıt verimliliğini artırmaya yönelik adımları beraberinde getirecektir. Ancak kanunda şu an için doğrudan MTV artışına dair bir hüküm bulunmuyor.
Şarj İstasyonu Altyapısı: Elektrikli araç kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte, şarj istasyonu altyapısının güçlendirilmesi ve yaygınlaştırılması da hız kazanabilir.

Kömür Kullanımı ve Enerji Sektörü:
Temiz Enerjiye Geçiş: Kanun, kömür ve petrol kullanımını tamamen kaldıracak bir hüküm içermese de, çevre dostu temiz enerjiyi teşvik etmeyi amaçlıyor. Bu, yenilenebilir enerji kaynaklarına (rüzgar, güneş, jeotermal vb.) yapılan yatırımların artması ve kömürden enerji üretiminin aşamalı olarak azaltılmasına yönelik politikaların geliştirilmesi anlamına geliyor.
Emisyon Ticaret Sistemi: Enerji yoğun üretim tesisleri, Emisyon Ticaret Sistemi kapsamında sera gazı emisyonlarını izlemek ve raporlamak zorunda kalacak. Emisyon limitlerini aşan tesisler için finansal yükümlülükler doğacak, bu da onları daha çevreci üretim yöntemlerine yatırım yapmaya teşvik edecek.

Şehir Merkezindeki Fabrikalar ve Sanayi:
Emisyon Takibi ve Yaptırımlar: Kanun, işletmelerin sera gazı emisyonlarının takibine ilişkin yasaklara veya sınırlamalara aykırı davranması durumunda ağır yaptırımlar öngörüyor. Sera gazı emisyon raporunu süresi içinde sunmayanlara 500 bin ila 5 milyon TL, Emisyon Ticaret Sistemi kapsamında hükümlere aykırı davrananlara ise bu cezaların iki katı uygulanacak. Doğrulanmış yıllık sera gazı emisyon raporu bulunmayan işletmelere ise 1 milyondan 10 milyon TL'ye kadar idari para cezası verilebilecek. Bu durum, özellikle şehir merkezlerinde yer alan ve yüksek emisyon salımı yapan fabrikalar için ek bir baskı oluşturabilir.
"Taşınma Zorunluluğu" Yerine "Dönüşüm Teşviki": Kanun metninde doğrudan şehir merkezindeki fabrikaların taşınması zorunluluğuna dair bir ifade yer almıyor. Ancak, getirilen sıkı emisyon denetimleri ve cezalar, işletmeleri ya üretim süreçlerini çevre dostu hale getirmeye ya da daha uygun lokasyonlara taşınma kararı almaya itebilir. Kanun, daha çok işletmeleri yeşil dönüşüme ve temiz üretim modellerine geçmeye teşvik edecektir.
İl İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulları: Her ilde vali başkanlığında kurulacak olan İl İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulları, yerel düzeyde iklim değişikliğiyle mücadele politikalarının belirlenmesinde ve uygulanmasında aktif rol oynayacak. Bu kurullar, sanayi bölgelerinin çevresel etkilerini de değerlendirecek ve gerekli önlemlerin alınmasını sağlayacaktır.

İklim Kanunu Sonrası Beklenenler:
İklim Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle birlikte Türkiye'de karbon piyasası oluşturulacak ve ETS kapsamında toplanan gelirler, yalnızca yeşil dönüşüm ve iklimle mücadele amacıyla kullanılabilecek. Mevzuata ve planlama araçlarına ilişkin hazırlama ve uyarlama yükümlülükleri ilgili kurum ve kuruluşlarca en geç 31 Aralık 2027'ye kadar yerine getirilecek. Bu süre, Cumhurbaşkanı tarafından bir yıla kadar uzatılabilecek.
Kanun, sera gazı emisyonu raporlamayan veya ozon tabakasını incelten maddeleri mevzuata aykırı kullanan gerçek ve tüzel kişilere de ciddi idari para cezaları öngörüyor. Bu durum, şirketlerin çevresel sorumluluklarını daha sıkı bir şekilde yerine getirmelerini sağlayacak.
Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadelesinde yeni bir sayfa açan bu kanun, sadece sanayiyi ve ulaşımı değil, tarımdan atık yönetimine kadar birçok sektörü etkileyerek ülkenin yeşil dönüşüm sürecine ivme kazandıracak.
Memleket.com.tr-Özel Haber
