ANKARA (AA) - NAZLI YÜZBAŞIOĞLU - Danimarka Dışişleri Bakanı Kristian Jensen, Suriye'de daha fazla insanın ölmemesi için DAEŞ ile mücadele edilmesi gerektiğine dikkat çekerek, Fırat Kalkanı Harekatı hakkında, "Türkiye'nin DAEŞ'e karşı yürüttüğü mücadeleyi ve sınır güvenliğini sağlamak için harekete geçmesini destekliyoruz." dedi.

Jensen, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin ardından Türkiye'ye yaptığı ziyarete ilişkin izlenimlerini, ikili ilişkileri, Türkiye'nin AB'ye katılım süreci ile terörle mücadele ve mülteci krizini AA muhabirine değerlendirdi.

İkili ilişkilerini pekiştirmek ve FETÖ'nün darbe girişimine karşı ülkesinin dayanışma mesajlarını iletmek üzere Türkiye'ye geldiğini ve darbe girişimi sırasında bombalanan TBMM'yi ziyaret ettiğini anımsatan Jensen, "Bombalanan yerleri ve o yıkımı görmek oldukça korkutucuydu. Arkadaşlarıma 'Bunun Danimarka ordusu tarafından Danimarka Parlamentosuna yapıldığını düşünün, biz nasıl tepki verirdik' dedim. Elbette çok güçlü tepki verir ve bir temizlik dönemi başlatırdık. Elbette hukukun üstünlüğünü gözeterek teröristleri aramızdan ayrıştırmak da çok önemli." diye konuştu.

Başından bu yana darbe girişimine karşı çok net tavır sergilediklerini ve Türkiye'deki demokratik kurumların, hükümet, parlamento ve demokrasinin destekçisi olduklarını belirten Jensen, "O gece neler yaşandığının gayet bilincindeyiz. Terörün her yerde yaşanabileceğini biliyoruz." dedi.

Jensen, ülkesindeki FETÖ okullarına ve kuruluşlarına karşı herhangi bir tedbir alıp almadıkları yönündeki soruya, Danimarka'nın okul ve sivil toplum kuruluşu açılması konusunda çok liberal bir sisteme sahip olduğu kaydetti.

Kanunlara ve müfredata uygun hareket eden herkesin, demokrasi ve insan haklarını gözeten bir eğitim sunduğu taktirde okul açabileceğini söyleyen Jensen, "Bizde de Gülen ile bağlantılı birkaç okul var. Doğal olarak, bu okulların Danimarka kanunlarına uygun olup olmadıklarına bakıyoruz." ifadelerini kullandı.

- Türkiye-AB ilişkileri

Türkiye ve AB'nin birbirine bağlı iki iyi ortak olduğunu söyleyen Jensen, şunları kaydetti:

"AB'nin Türkiye'ye bağlı olduğu bir çok konu var. DAEŞ'le mücadale ve Suriye, Libya, İsrail, Yemen gibi sorunlu bölgeleri içeren Ortadoğu barış süreci konularında Türkiye öncü rol üstleniyor. Öte yandan sadece Suriye'den değil Afganistan, İran ve Pakistan'dan gelenleri içeren mülteciler de bir soru işareti olarak duruyor. Türkiye, Avrupa'ya bir köprü. İşte bu yüzden bizim için çok önemli bir ortak."

Türkiye'nin evsahipliği yaptığı sığınmacılara yardım eli uzatılması, ekonomik kalkınma, ticaret ve yatırım konularında da AB'nin Türkiye için iyi bir ortak olduğunu ifade eden Jensen, "Birbirimize ihtiyacımız var. İyi bir ortaklık içindeyseniz aktif bir diyaloğunuz olmalı. Türkiye ve AB'nin sık sık gerçekleşen karşılıklı ziyaretlerle son dönemde bu aktif diyaloğu canlandırdığını düşünüyorum." diye konuştu.

- Sığınmacı krizi

Jensen, ülkesinin göçmen politikasına getirilen eleştirilere ilişkin ise Danimarka'nın refah seviyesi ve insanlara sunduğu imkanlar nedeniyle çok sayıda sığınmacının akınına uğradığını, kısa bir zaman diliminde karşılaşılan bu yoğun akın karşısında ekonomi ve sığınmacıların uyumu konusunda bazı değişikliklere gitme ihtiyacının doğduğunu söyledi.

Jensen, "Danimarka'nın her zaman olduğu gibi ihtiyaç duyan sığınmacılara kapılarının açık olduğu gerçeği değişmedi. Ancak gerçekten ihtiyaç duyan sığınmacılar ile daha iyi bir yaşam arayışı içinde gelen ekonomik göçmenleri iyi ayırt etmeliyiz. Elbette insanların daha iyi koşullara ulaşma arzularını anlıyorum, ancak ne Türkiye'nin ne Danimarka'nın kapılarını dünyanın geri kalanına kurallar olmadan açamayız. Bir göçmen olarak Türkiye'ye, AB'ye, Danimarka'ya hangi koşullarla gelinebileceği belirlenmeli." şeklinde konuştu.

Krizin, bir sığınmacı bir başka ülke sınırını geçtiğinde başlamadığını vurgulayan Jensen, "Sığınmacı krizi, insanlar evlerini terk etmek zorunda kaldıklarında başlar. Sorunun başladığı yer de, çözüm bulunacak yer de orasıdır. Yapmamız gereken, daha fazla insanı öldürmemesi, aşağılayıp üzerinde baskı kurmaması için DAEŞ'le mücadele etmektir. Diktatör Esed'in gitmesi ve Suriye halkının kuracağı yeni bir hükümetin yönetime gelmesi yoluyla Suriye için bir çözüm bulmalıyız. Afganistan'daki sorunlara, iklim değişikliğine çare bulmalıyız. Çünkü göçmen sorunu, sığınmacı sorunu temel nedenlere bakılarak çözülebilir." değerlendirmesinde bulundu.

- Suriye'deki son durum

Suriye'deki son durumu ve DAEŞ'le mücadeleyi de değerlendiren Jensen, Fırat Kalkanı Harekatı'na ilişkin, "Türkiye'nin DAEŞ'e karşı yürüttüğü mücadeleyi ve sınır güvenliğini sağlamak için harekete geçmesini destekliyoruz." dedi.

Suriye'nin geleceğine ilişkin umutlu olmaya gayret ettiğini ancak uluslararası koalisyonun İran ve Rusya ile yaptığı düzenlemelerin yerine getirilmemesi nedeniyle bunun zor olduğuna dikkati çeken Jensen, "Rusya'nın ateşkes sözü tutulmadı. Acil yardım araçları, gıda, ilaç, giyecek taşıyan yardım konvoyu vuruldu. Bu yüzden, bir sonraki doğru adımın ne olacağı konusunda şüphelerimiz var. Ama bu kadar çok ordunun savaştığı bir yere daha fazla asker, silah ve tank göndermek de doğru adım değil. Müzakere masasına geri dönüleceği ve Rusya ile İran'ın sözlerini tutacağı bir çözüm olmalı." şeklinde konuştu.

- NATO çatısı altında ikili işbirliği

Türkiye ve Danimarka'nın NATO çatısı altında yürüttüğü işbirliğinin memnuniyet verici olduğunu söyleyen Jensen, "NATO kapsamında Türkiye ile birlikte birçok aktif çalışma yapıyoruz. İncirlik üssündeki askeri unsurlarımız da Türkiye ile işbirliği içinde çalışmaktan çok memnun. Bu da, hem DAEŞ ile mücadele hem de NATO çerçevesinde Türkiye ve Danimarka'nın yakın işbirliği için iyi bir başlangıç." diye konuştu.

NATO deniz savunması kapsamında, ülkesinin Akdeniz'de bir fırkateyn konuşlandırdığını da hatırlatan Jensen, "İyi müttefikler olduğumuzu düşünüyorum." dedi.

Jensen, Danimarka Başbakanı Lars Lokke Rasmussen'in Danimarka F16'larının bulunduğu İncirlik üssünü ziyaret etmeyi istediğini ve Kraliçe 2. Margrethe'ın da yakın gelecekte Türkiye'ye gelmeyi planladığını anlattı.

AA