Türkiye'de yapılacak koronavirüs aşısı zorunlu mu? Bakan Fahrettin Koca'dan açıklamalar

Türkiye'de yapılacak koronavirüs aşısı zorunlu mu? Bakan Fahrettin Koca'dan açıklamalar

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu toplantısı sonrası basın toplantısı düzenledi. Bakan Koca, aşıyla ilgili tüm sorulara cevap verdi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca başkanlığında toplanan Bilim Kurulu toplantısı sona erdi. Toplantıda güncel koronavirüs vaka sayıları ve can kaybı ele alınırken, yeni tedbirler ve corona aşısının dağıtımı da gündeme geldi. Toplantının ardından Sağlık Bakanı Koca, salgının seyrine ilişkin değerlenlendirmelerde bulundu.

Sağlık Bakanı Koca’nın açıklamalarında satır başları:

* Salgın boyunca üzerimde çok ağır bir sorumluluk olsa da her durumda karşınıza çıkıp gelişmeleri sizlere zamanında ve açık bir şekilde iletmeye çalıştım. Karşınıza her çıktığımda umutla dinlediniz, destek oldunuz. Beni ailenizin ferdi olarak kabul ettiniz Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim.

* Salgın hastalık ortaya çıkınca ülkemizde kendisini tüm dünya devletleri gibi karanlık bir tünelin içinde buldu. İlk günden beri bilimin ışığıyla o tüneli aydınlatmaya ve önümüzü görmeye çalıştık. Huzurlarınızda bir kez daha Bilim Kurulumuza bu konuda teşekkür etmek isterim.

* Tünelin ucunda bir ışık belirince arkamızdakilerin öne doğru atıldığına, öne gidenlerin ezmeye çalışmasına da şahit olduk. Bu her ne kadar işimizi zorlaştırsa da bilimden vazgeçmeden yolumuza devam ettik. Bunun en büyük şahidi sizlersiniz.

* Salgın her alanda bizi etkiledi. Dünyanın ahlâkını yeniden tanzim etti. Ülkelerin birbirlerinin yardım malzemelerine el koyduklarına şahit olduk. Alışkanlıklarımız değişti, selamlaşma, alışveriş, toplantı düzenlemek, okul toplantılarına kadar yenilikler oldu. Bunları sancılı değişiklerdi, farkındayım.

* Tarih bu yılları hastalığa adını veren 2019’dan başlayarak büyük salgın yılları olarak anacaktır. Almanya’da her bir milyon nüfus başına 325 kişi bu hastalık nedeniyle hayatını kaybetti. İsveç’te 789, en çok vefat sayılarına ulaşan ABD’de 984, mutasyon görüldüğü iddiasıyla gündeme gelen İngiltere’de 984 kişi oldu. Türkiye’de ise 216’ya ulaştı.

* Günlük vaka sayılarımız ilk pik döneminde 80 binlerdeydi. Son günlerde İngiltere gibi ülkeler kontrolsüz vaka artışlarını virüsün mutasyonuna bağlayarak açıklamaya çalışmaktadır. Salgın gelişmiş olduğunu iddia eden, geri kalmış olduğunu sanılanı eşitledi. Ülkemizde de Ekim’in ikinci yarısından itibaren hızlı bir vaka artışı başgösterdi.

* Hastanelerimiz yoğun bakımlarımız yükü kaldırmada zorlanmaya başladı. Birçok ilde yüzde 100’e varan artış oldu. Yaygın genel tedbirler hayata geçirildi. Salgının seyrine göre illerimizde tek tek değerlendirme yapılarak yerel imkanların seferber edildiği, filyasyon ekip sayılarının arttırılması yanında yaygın temaslı takibin yapıldığı bir dönemi yaşadık.

* Valilerimiz, il sağlık yöneticileriyle yaptığımız görüşmeleri kamuoyuyla paylaşmaya takip ettik. Günlük vaka sayılarında Gaziantep yüzde 66, Tekirdağ, Bursa, İzmir yüzde 60, Trabzon, Adana yüzde 50, Kayseri Kocaeli yüzde 45, Antalya’da yüzde 30, Mersin’de yüzde 30’a varan düşüşler sağlandı. İstanbul’da vaka sayısında önemli düşüş kaydedilirken, bu poliklinik başvurusuna yüzde 50, yoğun bakımda yüzde 20 yansıdı.

* İller düzeyinde bütün kaynakların hayata geçirilmesinde destek ve katkılarına sayın İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu ve valilerimize çok teşekkür ediyorum. Dünya virüsün mutasyonuyla ilgili tedbirlere yoğunlaşmış durumdadır. Biz de tedbirleri vakit geçirmeden uyguladık.

“MUTASYON EYLÜL AYINDAN BERİ MEVCUT”

* Bilinmelidir ki bu mutasyon Eylül ayından beri mevcut. Corona virüsü damlacık enfeksiyonla bulaşan bir hastalık. Mutasyon çarpan etkisi yapabilir. Ancak mutasyon ve varyasyonlar düzenli olarak taranmaktadır.

* Anlaşılan o ki, İngiltere’deki kontrolsüz vaka artışı araştırılırken Eylül ayından beri var olan mutasyon ilgililerin dikkatini çekmiştir. Türkiye başından beri hastalığı önemseyerek tedbirleri en erken alan ülkelerin başında gelmektedir. Mutasyonlar konusunda incelemelerimiz devam etti.

“ÇİN AŞISI PAZAR GECESİ YOLA ÇIKIYOR”

* Bugün en çok merak ettiğiniz konunun aşı olduğunu biliyorum. Huzurlarınızda bir kez daha neden inaktif aşı tercih ettiğimizi izah etmek istiyorum. Bilinen en kadim aşı yöntemi inaktif aşı yöntemidir. Virüs uygun ortamlarda çoğaltıldıktan sonra öldürülerek onun vücudu tanıması için enjekte edilmesi yöntemidir. Bu aşı türüyle ilk defa bağışıklama amaçlı aşılama yapılmıyor.

* Daha önce tecrübe ettiğimiz faydasından emin olduğumuz yöntemdir. Ayrıca ülkemizde devam eden aşı çalışmalarından önde giden üç tanesi inaktif aşılardır. Bununla birlikte ülkemizde 2 aşı adayımız insan deneyleri safhasına ulaşmıştır. Benzer şekilde virüs benzeri parçacık temelli aşımız da insan deneyleri safhasındadır.

* Başından beri Türkiye’de klinik çalışması olan kendi insanımızda etkisi gösterilmiş bir aşıyı kullanmak istediğimiz aşıyı kullanmayı beyan ettik. Klinik çalışmaların somut neticelerini bekleyip, harekete geçmek için uğraş verdik. İnaktif aşımızın faz 3 çalışması başarıyla sürmektedir. Aşılanan gönüllülerin ister gerçek, ister plasebo aşıyla aşılansın hastalığa yakalanıp, yakalanmayacağı gözlemlemektedir.

* Kurumumuzda çalışmanın ara sonuçlarını Bilim Kurulumuza sunmuştur. Bilim Kurulumuzun değerlendirmeleriyle aşımızın ülkemizde kullanılması konusunda kendi insanımıza gösterdiği etkiden emin olduk. Çalışmayı yürüten hocalarımız birazdan detayları paylaşacaktır. Çin’in makamları da Türkiye’ye gönderilecek olan aşı dozları için onay işlemlerini tamamladılar.

* Çin aşısı Türk insanında yüzde 91,25 etkili olduğundan artık eminiz. Üreticilerin depolarında hazır olarak bizden gelecek habere göre bir aksilik olmazsa Pazarı Pazartesiye bağlayan gece yola çıkıyor. İnanıyorum ki bugün millet olarak bu darlık zamanından genişlik günlerine geçişimizin habercisi olacak.

* Milletimizin inanç ve azmi her türlü badirenin üstesinden gelecek büyüklüktedir. Bu güzel haberlerin ülkemiz için insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Pazartesi’nden itibaren aşılama olacak. Bilim Kurulumuz 4 aşamalı bir strateji hazırladı. İlk planda sağlık çalışanları var, onlardan başlamış olacağız. İlk aşamada 9 milyona yakın kişi var.

* Alman Biontech aşısında sözleşme sorunu çıkmıştı ancak sorun aşıldı gibi. Bu aşıyı da yoğun olarak kullanacağız. Alman aşısında, Mart sonuna kadar 4,5 milyon, opsiyonel olarak 30 milyon doz için sözleşme bugün yarın imzalanabilir.

“FARKLI BİR ŞEY GÜNDEME GELİRSE KISITLAMALAR TEKRAR YAPILABİLİR”

* Bildiğiniz gibi özellikle Temmuz-Ağustos hatta Eylül ayından itibaren dünyada yer yer mutasyonların olduğunu, Türkiye’de benzeri mutasyonların varlığını, daha çok virülansın üzerinde etkisi olmadığını, daha çok bulaştırıcılığı üzerinde etkisinin olduğunu söylemiştik. Ülke olarak belli zaman dilimlerinde bu anlamda mutasyonun olmadığının analizini yapıyoruz.

* Burada İngiltere’de olan birden fazla mutasyonun bir arada görüldüğü, bulaştırıcılığın daha fazla olduğu şeklinde. Bizim yaptığımız ön izleme ve analizlerde buna benzer mutasyona rastlamadığımızı, ama gelecek hafta analiz yaparak bununla ilgili daha net bir şey söylemek mümkün. Genel olarak dünyada mutasyonun bulaştırıcılığın artması yönünde olduğunu biliyoruz. İngiltere, Danimarka, Güney Afrika için kısıtlama söz konusu oldu. Şu anda yeni bir kısıtlamayı düşünmüyoruz ama ülkelerle ilgili farklı bir şey gündeme gelirse bu kısıtlamalar tekrar yapılabilir.

* Bizim şu dönemde özellikle üzerinde durmamız gereken bulaştırıcılığın artmasıyla birlikte bir araya gelmelerin, kapalı ve kalabalık ortamlarda bir arada olmanın bulaştırıcılığın daha riskli olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. O nedenle vatandaşımız kapalı ve kalabalık ortamlarda bulunmamaya hassasiyet göstermesi, maske kullanması son derece önemli.

YERLİ AŞIDA SON DURUM

* Yerli aşıyla ilgili özellikle yoğun bir gayret içindeyiz. Yerli aşının konuşmamda da ifade ettim, 5 tane ilave aşının faz safhasına, insan çalışma safhasına geldiğini bunlardan üç tanesinin inaktif aşı olduğunu söylemiştim. Adenavirüs çalışması da ayrıca söz konusu.

VGelecek Ocak ayı içerisinde bunlardan bir veya iki tanesi daha faz çalışmalarına geçmiş olur. İnaktif olan faz 1 çalışmasını tamamlamış olan aşı çalışmamız faz 2, 200 kişiyle yapılmış olacak. Bununla ilgili gönüllülerin sağlık taramalarına başlandığını söyleyebilirim. Önümüzdeki haftalar geçmiş olacağız.

BREZİLYA’NIN AŞI KARARI

Brezilya’nın kendi iç sorunu olabilir. Bizim için özellikle faz 3 çalışmalarına izin verirken Türkiye’deki başarısını bu aşıların, bizim vatandaşımızın üstündeki görerek aksiyom almak istiyoruz demiştim. Biz o dönemde hem Pfizer hem Snovak’a faz 3 çalışması için izin vermiştik. 24 merkezde yapılan, bağımsız komite tarafından yakın takip edilen, bu sonuçları görmemiz diğer sonuçlardan daha güvenli olduğu kanaatindeyim.

BIONTECH’İN AŞISI TÜRKİYE’YE GELECEK Mİ?

* Bu konu fazla gündeme getirilen, yer yer yanlış bilgi aktarımının olduğu gördüğümüz bir konu. Biontech aşısıyla ilgili biz tabii ki inaktif aşıyı önemsemiştik. Başından beri bu aşıyı geliştiren ilk Türk bilim adamımız olması itibarıyla, bu aşının Türkiye’de uygulanmasını istedik. Bununla ilgili bize başından beri söylenen 25 milyon gibi aşının sözkonusunun olduğu 2021 için ifade edilmişti.

* Fiyat boyutuyla herhangi bir sorunumuz olmadı. Olması gereken fiyatın olduğunu, dünya ölçeğinde daha uygun rakam olduğunu söyleyebilirim. Bu dönemde aşının üretimiyle ilgili sorumluluk taşımama durumunun sözleşmeye yazılması istendi. Acil kullanım izni olduğu için şu dönemde bu üretimle ilgili bir sorun olma durumunda sorumluluk taşımamayı sözleşmeye konmak istendi.

* Bununla ilgili bundan yana olmak istemedik. Vatandaşımıza herhangi bir sorun olursa, sorumluluk taşımadığını üretici firmanın doğru olmadığını düşündük. Bu görüşmeler devam etti. En son Uğur hocayla 5-6 kez görüştüğümüzü söyleyebilirim.

* Uğur hocayla bu sorunu kısmen aştığımızı söyleyebilirim. Sözleşmenin miktarıyla üretimle ilgili bir sorun olduğunda sorumluluk taşıyabileceklerini belirten bir maddeyi koymaya karşılıklı razı olduk. Yani sözleşme miktarından daha fazla bir sorumluluk taşımama noktasında ısrarlı olduklarını, bunu aşmamızın mümkün olmadıklarını ifade ettilerk.

* Biz de sözleşmenin miktarınca sorumluluk alınabileceğini belirterek bu aşıyı yapabileceğimizi konuşmuş olduk.Mart ayı sonuna kadar 4,5 milyon ve opsiyonel olarak 30 milyon kadarı Ocak veya Şubat ayında sözkonusu olabileceğini görüşmüş olacağız. Mart sonuna kadar 4,5 milyon, opsiyonel olarak 40 milyona kadar aşının sözleşmesi netleşmiş oldu. Bu gece veya yarın imzalanmış olur. Bu aşının da yaygın bir şekilde imkanlar ölçüsünde kullanmayı sağlıyor olacağız.

“ŞUBAT SONUNA KADAR 50 MİLYON İÇİN SÖZLEŞME YAPILDI”

“Sinovak aşısı ilk planda 3 milyon olarak gelecek. Toplam Şubat sonuna kadar 50 milyon gibi sözleşme yapıldı. İlk parti Pazartesi sabah Türkiye’de olacağını söyleyebilirim. Biontech aşısıyla ilgili olarak Mart sonuna kadar 4,5 milyon gibi planladık,zannediyorum Ocak ayında bunun 1,5 milyon gibi kısmı gelmiş olacak. Önümüzdeki haftalar bunu takvimle netleştirerek Uğur hoca bildirmiş olacak.

* Pfizer’le ilgili aşı fiyatının dünyada birçok ülkeye satılan fiyattan daha aşağıya olduğunu söyleyebilirim. Firmanın açıklamak istemediği için söylemiyorum. Ama dünyada satılan fiyatlardan daha aşağıda olduğunu bilelim. Benzer şekilde Sinovak da fiyatın açıklamamızı ama dünyaya satılan rakamlardan düşük olduğunu özellikle belirtmiş olalım. Biz d ünyadan daha ucuza hem Sinovak hem Pfizer aşısını almış olacağız. Bu aşıları alırken de direk firmaların kendileriyle görüşmüş oluyoruz.

* Sözleşme gereği 11 Aralık’tan sonra Türkiye’ye gelmesi yazılıydı. Ayın 5’inden itibaren firmada depolarda bu aşı hazırdı. İzinlerin alınması bu gecikmeyi oluşturmuş oldu, başka hiçbir sebep yok. Bugün de bu izinler tamamlandı.”

“AİLE İÇİ BULAŞ ARTMAYA BAŞLADI”

* Aile bulaş kapalı ortamlara geçtikçe giderek artmaya başladı. Misafirlik ev içi bulaş anlamında yüzde 85’lere çıkmış oldu. Çekirdek aile dışında biraraya gelmememiz son derece önemli. Biz ne kadar mesafeye uygun hareket eder, biraraya gelişleri azaltır, kapalı ortamlarda bir araya gelmez, kalabalık ortamları oluşturmamış olursak bu virüsün o kadrar bulaştırıcılığı azalmış olur.

SORU-CEVAP

Aşılama stratejisi nasıl olacak? Aşılanacak gruplar netleşti mi?

Pazartesi günü itibarıyla Türkiye'de aşılar olacak. Özellikle Bilim Kurulumuz daha önce bu konuyla ilgili geniş bir çalışma yaptı. 4 aşamalı bir strateji hazırlandı.

İlk planda sağlık çalışanları olmak üzere yapılmıştı. Öncelikle sağlık çalışanlarımızdan başlamış olacağız. 9 milyon kişini olacağını söyleyebilirim ilk aşamada.

Mümkün mertebe daha kısa bir zaman diliminde, en geç nisan olmak üzere ilk iki hatta üçüncü aşamada olan kişileri aşılamayı düşünüyoruz. Bu aşılamayı yaparken birinci basamak sağlık hizmetlerinin çok güçlü olduğunu biliyoruz. Aile Sağlığı Merkezlerimiz ve kamu, üniversite hatta özel hastanelerimiz bu aşılama için kullanılmış olacak. Günde ortalama 1.5-2 milyona kadar aşıyı yapmamızın imkanı olduğunu söyleyebilirim.

KORONAVİRÜS MUTASYONU SONRASI TÜRKİYE'DE TEDBİRLER GENİŞLETİLECEK Mİ?

Dünyada temmuz-ağustos-eylül ayından itibaren mutasyonların olduğu, Türkiye'de de benzer mutasyonların olduğu, daha çok bulaştırıcılığı olduğunu söylemiştik.

Biz de ülke olarak belli zaman dilimlerinde yaygın şekilde mutasyon olup olmadığı şekilde analizini yapıyoruz. Bizdeki veriler de bulaşıcılığın arttı yönündeydi.

Bizim şu ana kadar yaptığımızı ön inceleme ve analizlerde İngiltere'dekine benzer bir mutasyona rastlamadığımızı ama gelecek hafta genom analizi yaparak daha net bir şey söylemek mümkün. İngiltere, Danimarka ve Güney Afrika için bir kısıtlama söz konusu oldu. Şu an yeni bir kısıtlamayı düşünmüyoruz ama ülkelerle ilgili farklı bir şey gündeme gelirse her an bu kısıtlamalar tekrar yapılabilir.

Şu dönemde üzerinde durmamız gereken, virüsün mutasyonuyla birlikte bulaştırıcılığının arttığı, bir araya gelmelerin, kalabalık ortamlarda bir arada olmanın bu bulaştırıcılığın artışıyla birlikte daha riskli olduğunu söyleyebiliriz.

YERLİ AŞI ÇALIŞMALARI

5 tane ilave aşının faz safhasına, insan çalışma safhasına geldiğinin, bunlardan 3 tanesinin inaktif aşı olduğunu söylemiştim. Adenovirüs çalışması da ayrıca söz konusu. Zannediyorum ocak ayı içerisinde bunlardan 1-2 tanesi daha faz çalışmasına geçmiş olur. Bunun dışında inaktif olan faz-1 çalışmasını tamamlamış olan aşı çalışmamızla ilgili faz-2'de 200 kişiyle yapılmış olacak. Bununla ilgili gönüllülerin sağlık taramalarına başlandı.

ÇOCUKLARDA MIS C SENDROMU GÖRÜLMESİ

Prof. Dr. Ateş Kara:

Çocuklarda MIS-C tablosunda bir artış var. Toplum içerisndeki vaka sayısı artınca virüs olan çocuk sayısı da artıyor. Bugünlerde MIS-C tablosundaki vakalar azalmaya başladı. Çocukların özellikle Kovid-19 virüsünü aldıklarında çok fazla semptom geliştirmiyorlar ama vücutları buna bir cevap geliştiriyor.
Gözlerinde kızarıklık, kalplerinde ttulum, ciltlerinde döküntü gibi. MISC- dediğimiz tablo da o.

Virüsün bulaştırıcılığının artıığını söylüyor İngiltere'deki mutasyonla ilgili değerlendirmeler ama bu tam kesin olarak gösterilmiş değil.

Çocuklarda ister istemez virüsün sayısı artıracaktır ama İngiltere'de vaka taşıyan çocuk sayısına bir artış olarak görülmedi bu.

Çocuklardaki vaka sayısında artış olarak bir yansımamız yok.

BREZİLYA'NIN FAZ-3 ÇALIŞMALARININ SONUÇLARINI AÇIKLAMAYI ERTELEMESİ

Bununla ilgili bir şey söylemem mümkün değil. Brezilya'nın kendi iç sorunu olabilir. Türkiye'deki başarsının bu aşıların, bizim vatandaşımız üzerindeki etkisin görerek aksiyon almak istiyoruz demiştim. O dönemde hem Pfizer hem de SinoVac aşısına faz-3 çalışmasına izin vermiştik. Bizim için bizim sonuçlarımız önemli.
Bu sonuçları görmemiz diğer sonuçlardan daha önemli olduğu kanaatindeyim. 3 gün önce de enstitü %50'nin üzerinde güvenilirliğin olduğunu, %90'ın üzerinde koruyuculuğun olduğunu söylemişti.

UĞUR ŞAHİN'İN TÜRKİYE İÇİN YETERLİ AŞI DEPOLANDI AÇIKLAMASI--GÖRÜŞMELER NE DURUMDA?

Bu konu biraz fazla gündeme getirilen ve yer yer yanlış bilgi aktarımının olduğunu gördüğümüz bir konu. Biontech aşısıyla ilgili tabii ki inaktif aşıyı önemsemiştik ama başından itibaren bu aşıyı geliştiren iki Türk bilim insanımız olması nedeniyle yakın iş birliği içerisinde bu aşının Türkiye'de uygulanmasını istedik.
Bununla ilgili başından beri bize söylenen 25 milyon gibi bir aşı olabileceği 2021 için.
Fiyat boyutuyla herhangi bir sorunumuz olmadı.

Ama esas bu dönemde yaşadığımız sorun şu oldu: Bu dönemde aşının üretimiyle ilgili sorumluluk taşımama durumunun sözleşmeye yazılması istendi.
Acil kullanım izni olduğu için şu dönemde bu üretimle ilgili bir sorun olma durumunda sorumluluk taşımamayı sözleşmeye konmak istenmedi.
Biz bundan yana olmadık. Ben Uğur Hoca'yla son 2-3 gün 5-6 defa görüştüğümüzü, Uğur Hoca'yla bu sorunu kısmen aştığımızı söyleyebilirim.

Sözleşmenin miktarıyla üretimle ilgili bir sorun olduğunda sorumluluk taşıyabileceklerini belirten bir maddeyi koymaya karşılıklı razı olduk. Sözleşme miktarından daha fazla bir sorumluluk taşımama noktasında ısrarlı olduklarını, bunu aşmamızın mümkün olmadığını ifade ettiler. Biz bunu vatandaşımıza sözleşmenin miktarınca sorumluluk taşınabileceğini belirterek bu aşıyı yapabileceğimizi konuşmuş olduk. mart ayı sonuna kadar 4.5 milyon, opsiyonel olarak da 30 milyona kadar söz konusu olabileceğini görüşmüş olacağız.


Bu gece veya yarın muhtemelen sözleşme imzalanmış olur. Bu aşının da bu süreçte yaygın bir şekilde imkanlar ölçüsünde kullanımını sağlamış olacağız.

AŞILAR NEREYE GELECEK? İLK ETAPTA KAÇ DOZ?

SinoVac aşısı ilk planda 3 milyon olarak gelecek. Toplam şubat ayı sonuna kadar 50 milyon gibi bir sözleşme yapıldı. 3 milyon ilk partinin pazartesi sabah Türkiye'de olacağını söyleyebilirim. Biontech-Pfizer aşısı mart sonuna kadar 4.5 milyon gibi planladık. ocak ayında zannediyorum 1-1.5 milyon gibi bir kısmı gelmiş olacak. Önümüzdeki haftalar bunu bir takvimle netleştirerek Uğur Hoca bildirmiş olacak.

Pfizer aşısının fiyatının dünyada birçok ülkeye satılan fiyattan daha aşağı olduğunu söyleyebilirim. Firma açıklamasını istemiyor ama dünyada satılan fiyatlardan daha aşağı olduğunu bileli.
Sinovac aşısı firmanın bunu açıklamamamızı ama bu fiyatın diğer ülkelerde satılabilecek ve satılan rakamlardan da düşük olduğunu belirtmiş olalım. Dünyadan daha ucuza hem SinoVac hem pfizer aşısını almış olacağız.

Sözleşme gereği 11 AralıK'tan sonra Türkiye'ye gelmesi yazılıydı. Ayın 5'inden itibaren firmada depolarda bu aşı hazırdı. İzinlerin alınması bu gecikmeyi oluşturmuş oldu. Başka hiçbir sebebi yok. Bugün de bütün izinler tamamlandı.

AŞI ZORUNLU OLACAK MI?

Kapalı ortamlara geçtikçe giderek artmaya başladı. Misafirlik ev içi bulaş anlamında %85'lere kadar çıkmış oldu. Virüsün bulaştırıcılığının da arttığı bu dönemde bir araya gelmeleri olabildiğince azaltmak gerekiyor.

AŞININ KORUYULUĞU

%91.25. Her geçen gün, vaka sayıları arttıkça bu oran daha da yükselecek. Gönüllüler arasında 40 enfekte olan kişi olduğunda, şu an 29, sonlanmış olacak. 40 dediğimiz, aşılanmış olup Kovid geçiren kişi sayısı. Aşılanmış veya plasebo. Salgının seyri vakalar giderek azaldıkça uzamış oluyor. Ne kadar süreceğini söylemek zor fakat şu an %91.25 koruyuculuk. Aşı zorunlu değil demiştik. Aşının zorunlu olarak yapılmasından yana değiliz. İkna ederek bu aşının yapılması gerektiğine inanıyoruz. Kendim de sağlık çalışanlarıyla birlikte ilk aşıyı olan kişilerden biri olacağım.

GRİP SALGINI

Şu an influenzayı görmüyoruz. Taramalarımızda daha görmüş değiliz. Dolayısıyla vatandaşımızın tedirgin olmasına gerek yok. Tabii ki bu dönemde alınan tedbirlerin katkısı çok büyük. Çünkü influenzanın daha çok çocukluk yaş grubunda görüldüğünü biliyoruz.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum