"Türkiye Kuveyt'e güvenlik ve istikrar açısından önem veriyor"

"Türkiye Kuveyt'e güvenlik ve istikrar açısından önem veriyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyareti öncesinde gözler Türkiye'nin Ortadoğu'da en önemli ortaklıklarını kurduğu Körfez ülkelerinden Kuveyt'e çevrildi- SETA Eğitim ve Sosyal Politikalar Birimi Direktörü Ataman:- "Hem dolaylı olarak diğer Körfez ülkelerini etki

ANKARA (AA) - MELTEM BULUR - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gelecek hafta Kuveyt'e yapacağı ziyaret öncesinde gözler, Türkiye'nin Ortadoğu'da en önemli ortaklıklarını kurduğu Körfez ülkelerinden Kuveyt'e çevrildi.

Ziyareti değerlendiren uzmanlar, Türkiye'nin, Körfez ülkelerinden Kuveyt'e güvenlik ve istikrar açısından önem verdiğini ifade etti.

Türkiye'nin enerji ve savunma sanayi alanlarında bu ülke ile ilişkileri daha da geliştirmek istediğini vurgulayan uzmanlar, aynı zamanda Suriye meselesinin çözümü ve bu ülkenin yeniden inşasında gerekli finansal desteğin Kuveyt'in de içinde yer aldığı Körfez ülkelerinden gelebileceği yorumunda bulundu.

SETA Eğitim ve Sosyal Politikalar Birimi Direktörü Muhittin Ataman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Erdoğan'ın son dönemde dünyanın bazı önemli aktörleriyle görüşme yapmak adına Hindistan'dan başlayan bir dizi seyahate çıktığına dikkati çekti. Çin, ABD, Rusya gibi bu küresel aktörlerin yanında Kuveyt'in olmasının dikkat çekici bir durum olduğunu belirten Ataman, bunun temel nedenini şöyle anlattı:

"Türkiye bir taraftan küresel aktörlerle ilişkilerini normalleştirmeye çalışırken veya bölgesel konuları müzakere ederken, bölgesel aktörlerle ikili ilişkileri de ihmal etmiyor. Bu bağlamda Türkiye'nin Ortadoğu'da ilişki kurabildiği ülkelerin başında Körfez ülkeleri geliyor. Çünkü Ortadoğu'daki devletler ya ciddi bir şekilde başarısızlık ya da kaos içinde veya çok kırılgan bir hale gelmiş bulunmakta. Türkiye'nin bölgesel inisiyatif alabileceği ortaklar olarak sadece Körfez ülkeleri var. Bütün Körfez ülkeleri arasında Kuveyt ara yerde duruyor. Dolayısıyla hem dolaylı olarak diğer Körfez ülkelerini etkileme hem de Kuveyt'in bölgesel konularda desteğini almak için bu ziyaret gerçekleşiyor."

Ataman, ziyaretin ekonomi ve siyaset başlıkları olacağını söyledi. Ekonomik ilişkilerin masada daha ağırlıklı olarak yer alacağına yönelik düşüncesini dile getiren Ataman, Türkiye'nin son zamanlarda siyasal istikrarın sağlanmasından sonra ekonomik konulara daha fazla vakit ayırması gerekeceğini ve bu konuda kapısı çalınacak ülkelerin başında Körfez ülkelerinin geldiğini vurguladı.

- "Körfez ülkeleri elini taşın altına sokmalı"

Erdoğan'ın en son ziyaretinde Suudi Arabistan ve Bahreyn'in ön plana çıktığını hatırlatan Ataman, Kuveyt ziyaretiyle bir anlamda resmin tamamlanacağını ifade etti.

Muhittin Ataman, ziyarette siyasi açıdan en önemli konunun Suriye olacağını belirterek, "Türkiye, güvenli bölge oluşturma, DEAŞ'a karşı mücadele konularında Körfez ülkelerinin insan ve para desteğini almaya çalışıyor. Türkiye'nin oluşturmak istediği güvenli bölgeye silahlı askeri birlikleriyle, savaş uçaklarıyla destek verebilirler. Türkiye, Suriye muhalefetine finansal desteği tek başına sağlayamaz. Bunun için Körfez ülkelerinin elini taşın altına sokması gerekiyor. Küresel güçler muhtemel Rakka operasyonunda YPG, SDG ile çalışıyor. Türkiye de buna şiddetle karşı çıkıyor ve operasyonun yeni bir yapılanma ile gerçekleşmesini talep ediyor. Bu noktada masada görmek istediği devletler Körfez ülkeleri ve Kuveyt de bunlardan birisi." değerlendirmesinde bulundu.

- "Türkiye, güvenlik ve istikrar açısından önem veriyor"

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ramazan Gözen, Körfez bölgesinin Türkiye açısından çok önemli bir coğrafya olduğuna işaret ederek, söz konusu ülkelerin Türkiye'nin en önemli ortaklığının bulunduğu ülkeler grubunu oluşturduğunun altını çizdi.

Türkiye'nin enerji alanında da Körfez ülkelerine ilgisinin bulunduğunu dile getiren Gözen, Kuveyt'in jeopolitik ve tarihsel anlamda önemine değindi. Kuveyt'in Irak işgali sırasında Kuveyt'in yanında yer aldığını anımsatan Gözen, "Türkiye, güvenlik ve istikrar açısından önem veriyor." dedi.

Askeri alanda iki ülke arasında yakın bir iş birliği olduğuna dikkati çeken Gözen, Türkiye'nin bu bölgeye dönük önemli dış politika hedefinin güçlenmekte olan savunma sanayisinin ürünlerini ihraç etmek olduğunu vurguladı. Gözen, şunları söyledi:

"Suriye krizi sonrasında ortaya çıkan İran yayılmacılığına karşı iki ülke ortak kaygı ve politikalara sahipler. Dolayısıyla iki ülke, özellikle Suudi Arabistan'ı dahil ettiğimizde, bölgede bu ülkeler arasında yakın iş birliği ve diyaloğun ortaya çıktığını görüyoruz. Bölge ve Türkiye'nin ortak güvenliği açısından iyi olmakla beraber, bunu Batı ve bölgede yükseltilmeye çalışılan mezhepçilik kavgasının bir malzemesi haline getirmemek lazım."

- "Bir çok yeni mesele konuşulabilir"

Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Akif Okur da Kuveyt'in, Körfez sermayesi olarak adlandırılan sermaye bloğunun önemli bileşenlerinden biri ve ciddi yatırım sermayesine sahip bir ülkesi olduğunu, bu nedenle ziyaretin iki ülke arasındaki ekonomik açıdan önemli sonuçları olmasını ümit etmek gerektiğini kaydetti.

Kuveyt'in bulunduğu Körfez bölgesinin jeopolitik açıdan çok önemli olduğunu vurgulayan Okur, "Dünya petrolünün önemli bir kısmı Körfez'den geçiyor. Kuveyt de önemli petrol üreticisi ülkeler arasında yer alıyor. Son dönemde birçok ülkenin bu küçük ülkelerde askeri üsler edinerek, Körfez bölgesinde gelecekte muhtemel dalgalanmalarda rol almaya çalıştığını görüyoruz. Türkiye de Katar'a açtığı üsle bu kervana dahil oldu. Bu açıdan da Kuveyt ile ilişkiler önemli olabilir." görüşünü dile getirdi.

Ziyaretin birçok yeni meselenin konuşulacağı, bazı önemli kararların alınacağı bir fırsat olabileceğini ifade eden Okur, Suriye krizinin çözümü için bir taraftan çatışmaların durdurulması gerekirken diğer taraftan da ülkenin yeniden yapılanması gerektiğinin altını çizdi.

Bu noktada da finansal destek olacak bir kısım ülkelere ihtiyaç olacağını söyleyen Okur, Körfez ülkelerinin söz konusu sürecin içinde rol oynayabileceğini anlattı.

Okur, "Mesela mültecilerin barındırılması meselesi önemli. Mesela Türkiye, Fırat Kalkanı'nda terörle mücadelenin yanı sıra yeniden yapılanma modeli oluşturuyor. Çatışmasız bölgeler diye yeni bir kavramla yüz yüze geldik. Belirli coğrafyalarda çatışmalar duracaksa ateşkesin kalıcı hale gelmesi için yavaş yavaş yeniden inşa faaliyetlerinin de adımların da atılması lazım. Bunların da mali bir faturası var. O yüzden körfez ülkeleri bu aşamada yapıcı bir rol oynayabilir." ifadelerini kullandı.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :