Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

Tevhid Nedir?

İslam binasının temelini tevhid inancı oluşturur. Tevhid, bir binanın su basmanı gibi, ibadetler de katları gibidir. Nasıl ki bir binanın temeli sağlam değilse, üzerine çıkılan katların her an yıkılma riski taşıdığı gibi, tevhid temeli sağlam olmazsa, ibadetlerin kabul olup olmaması da risk taşır.  Bu sebeple her Müslümanın üzerine tevhid ilmini bilmesi farz-ı ayın hükmündedir.

 Tevhîd kelimesi Arap dilinde; ‘tek’ anlamına gelen ehad ve ‘bir’ anlamına gelen vâhid sözcüklerinden meydana gelmiştir. Bu anlamda tevhid Allah hakkında kullanıldığı zaman ‘eşi, ortağı ve benzeri olmayan bir ve tek’ manasına gelir. Kur’an’da:  “Sizin ilahınız bir tek İlah’tır” (Bakara, 2/163; Maide, 5/73; En’am, 6/19) ayetinde kullanılan vâhid ve: “De ki: O Allah bir tektir” (İhlas 112/1) âyetinde geçen ‘ehad’ sözcüğü tevhidle aynı köktendir. İslam dininin temelini tevhid inancı oluşturur. Bu manada terim olarak tevhidi, Yaratan’la yaratılan varlık arasındaki sınırı idrak etmektir, şeklinde tanımlamak mümkündür.  Bu sebeple insan hayatının her alanında tevhidi;  Allah’ın zatında, sıfatlarında, fiillerinde ve bütün ibadetleri yalnızca O’na tahsis etmede aramalıyız.

 

Allah yaratan, yöneten, eğiten, sahip olan, öldüren, dirilten, yaşatan, rızk veren, duaları kabul eden, helal ve haram koyan, sadece kendisine ibadet edilen, evreni sevk ve idare eden,  fayda ve zarar verme gücüne sahip olan bir varlıktır. Bu bağlamda her mü’min, Allah’ın göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin rabbi olduğuna inanmalıdır. O’na bu konuda bir başkasını ortak kılmamalıdır. (Şuara, 26/24, 26; Nahl, 16/116; Tevbe, 9/30–31; Zümer, 39/3). İslam inancında buna ‘rubûbiyette tevhid’ adı verilir.

Diğer taraftan yegâne ve biricik ilah Allah’tır. Çünkü ilah, gönüllerin sevgi, ümit, korku,  güven, tevekkül, yardım, duâ, kurban, adak vb. gibi, inanç ve ibadet türlerinde bağlandığı ve yöneldiği, kendisine karşı derin saygı beslenen, her şeyden daha çok sevilen ve kulluğun sadece kendisine özgü kılındığı bir varlıktır. Bütün bu özellikleri taşıyan sadece Allah’tır.  Buna “ulûhiyette tevhîd” denir. İslam inancında ‘birlik sözü’ olarak geçen inancın temelinde Allah’tan başka bütün ilahların izafi olduğu vurgulanır. (Yunus, 10/18). Bu anlamda tevhid, ulûhiyeti sadece Allah’a tahsis etmeyi öngörür.  Bundan dolayı İslam’da ruhbanlık yasaklanmıştır.(Hadid, 57/27).

İslam inanç sisteminde çok önemli bir konu da Allah’ın zâtı hakkında vacip olan yetkin sıfatlarını bilip öylece inanmak ve O’nun yüce zâtını noksan sıfatlardan soyutlamak demektir. İşte bu bağlamda ulûhiyet düşüncesi,  bir çeşit sıfat düşüncesidir. Zihinlerimizin İlahi Zât’a yönelimine neden olan ve bizde O’na dair bir bilgi yönü ifade etmek üzere bir takım zihni tasavvurlar meydana getiren bütün sıfatlar beşerî terminolojiye girerek bize Allah’ı tanıtır. Allah’ın isim ve sıfatlarında tevhid,  bu sıfatların yaratıkların sıfatlarına ontolojik anlamda bütün yönleriyle hiçbir zaman benzemediğini kabul etmektir. Aynı şekilde Allah’ın tek bir yaratıcı olmasına inanmak olan eylemde tevhid de İslam’ın özünü oluşturan hususlardan birisidir. (Yasin 36/82). Bu bağlamda Allah yaratan ve yönetendir. (Araf 7/54).

Kısaca varlık alanında tevhid, her şeyin her şeyle ve her şeyin bir şeyle ilişkili olduğunu ortaya koyar.

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum