M. Ali Köseoğlu
Temel kim, Dursun kim?
Fıkrayla başlayalım…
Temel ile Dursun ormanda yürüyorlarmış.
Sonra ağaçların arasında sırt üstü yatmışlar.
Bir ara Dursun, Temel’e seslenmiş:
-Temel şu manzaranın güzelliğine bak!
Temel biraz da sinirli cevap vermiş:
-Ağaçlardan bir şey gözükmüyor!
***
Biraz bilgi verelim…
1959’da Tokyo-Osaka arasında Tokaido Shinkansen Hızlı Tren Hattı’nın yapımına başlanıyor… Bu hattın açılışı 1964 yılını buluyor. Yani 5 yıl.
Japonya’yı Fransa izliyor ve Fransız Devlet Demiryolları İşletmeleri, 1967’de saatte ortalama
Hızlı trenler bugün Fransa’nın yanı sıra Almanya, Belçika, İspanya, İngiltere ve İtalya gibi Avrupa ülkeleri ile Japonya, Çin ve Güney Kore’de kullanılıyor.
Türkiye’nin ise hızlı tren yatırımıyla tanışması 2003 yılını buluyor…
2003’te Ankara-Eskişehir arasındaki hızlı tren ray hattının yapımına başlanıyor.
23 Nisan 2007’de deneme seferleri, 13 Mart 2009’da da ilk yolcu seferi...
2003-2007 ve 2009…
Bu arada hattın Eskişehir-İstanbul kısmının 2013'te tamamlanması öngörülüyor.
212 km’lik Polatlı-Konya hattı bizim esas ilgilendiğimiz kısım.
Bu hattın yapımı Ağustos 2006’da başlıyor. Ankara’dan Konya’ya uzanan hattın uzunluğu
17 Aralık 2010’da Başbakan’ın hızlı trenle Konya’ya geleceğini bu yılın ortalarından itibaren duymaya başlıyoruz.
Bu duyumla birlikte Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın sık sık hattı incelediğini, çalışmaların sekteye uğramadan yürümesi için seferber olunduğunu görüyoruz.
Ne ki; 17 Aralık’ta Başbakan Erdoğan hızlı trenle gelemiyor Konya’ya…
Piri Reis denilen bir deneme treniyle karşılaşıyoruz ve Başbakan Erdoğan bu treni Konya’dan bir miktar hareket ettirmekle yetiniyor…
Şimdi birkaç ay Piri Reis’in deneme sürüşü yapacağı söyleniyor.
Evet… 2009’da bitseydi ne güzel olurdu, dediğimiz hızlı tren tam anlamıyla 2010’da da bitmedi…
Fakat… 2011’in ortalarında deneme sürüşleri bittiği ve eksiklikler de tamamlandığı takdirde ‘başlanılan’ bir iş daha bitmiş olacak…
Güzel olacak.
Daha önce de söylemiştim: Önemli olan Başbakan Erdoğan’ın hızlı trenle Konya’ya gelmesi değil, hızlı trenin Konya’ya gelmesidir.
Bu ülke; lafla peynir gemisi yürütenleri çok gördü…
Yıllarca “demirağlarla ördük ana yurdu dört baştan” şarkısını söyleyip de birkaç metrelik hat döşemeyenleri mi ayıplayacağız, yoksa bu ülkeyi hızlı trenle buluşturanları mı?
***
Bazılarımız kendini manzaradan o kadar soyutlamışlar ki; iyi bir şey görmeleri ve söylemeleri imkânsız hale gelmiş… Fıkradaki Temel gibi.
Hatta öyle bir hal ki; ağaçlardan bir şey göremeye göremeye yakmaya bile karar verenler var.
Bakar mısınız?
Koca koca adamlara manzaranın güzelliğini anlatmaya çalışıyoruz. Fıkradaki Dursun gibi…
Sormazlar mı; “adam kör mü?” diye… Hâşâ!
Kör olan görür, bunlar görmüyor!
