TBMM (AA) - ALP ÖZDEN - TBMM MHP Grup Müdürü Hüseyin Hüsnü Uğur, Alparslan Türkeş ile anılarını kaleme aldığı bir kitap yazdı.

Uğur'un 5. kitabı olan "Başbuğlu Yıllar", Türkeş ile birlikte çalıştıkları 1978-1997 yılları arasını kapsıyor.

Alparslan Türkeş'in 100. doğum yılı anısına hazırlanan kitapta, Türkeş'in özel yaşamına ve Meclisteki çalışmalarına ilişkin pek çok ayrıntı yer alıyor.

Kitapta, "Sağcı da solcu da her ikisi de bizim çocuklarımız", "Yeşil renk özel otomobil alımı", "Üç kere şehit", "Bozkurt işareti", "Başbuğlar ağlar mı?", "Başbuğ'u üzen olaylar", "Başbuğ'un kahkahası", "Tırnaklarının sökülüşü", "Şoför Başbuğ", "Başbuğ'un duası", "Onu Başbuğ yapan neydi?", "Kürtler özbeöz Türktür", "MHP nereden nereye geldi?", "Ermenistan'a buğday yardımı", "Terörü nasıl önleriz" gibi birçok başlık altında, Türkeş'in özel ve siyasi yaşamına ilişkin anektodlar; öne çıkan bazı sözlerine ilişkin açıklayıcı bilgiler bulunuyor.

Türkeş ile birlikte yoğunluklu olarak TBMM'de çalışan Uğur, kitabında, hatıralarını resimlerle de destekliyor.

Kitaba önsöz yazan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Alparslan Türkeş'in, her ülkücünün hayatında çok derin etkiler bıraktığını, her ülkücünün Başbuğ ile değerli anılarının olduğunu ifade etti.

Türkeş'in yakın çalışma arkadaşı ve MHP Meclis Grubu'nun kıdemli Müdürü Hüsnü Uğur'un anılarını yazılı hale getirmesinin "bir kadirşinaslık örneği" olduğu belirten Bahçeli, "Büyük davalara liderlik yapmış büyük insanların fikirleri, karakteri ve mücadelesi kendinden sonra gelenler için bir kılavuz niteliğindedir. Başbuğ'un fikirlerinin ve gelecek öngörülerinin millet hayatındaki önemi ve gerçek değeri her geçen gün daha çok ortaya çıkmaktadır." değerlendirmesini yaptı.

- "Milyonlarca Türk vatandaşı için de yol gösterici bir ışık"

Bahçeli, şunları kaydetti:

"Onun maddi dünyadan ayrılışından yıllar sonra bile, sevenleri tarafından azalmayan bir bağlılıkla anılarının hatırlanması ve emanetinin eller üstünde taşınması, davasının doğru, onun gerçek bir lider olduğunu göstermektedir. Başbuğ'un emaneti olan MHP ve ülkücü gençliğin çığ gibi büyümesi ve milletimizce bir kurtarıcı gibi karşılanması, bunun en önemli göstergesidir.

Başbuğ Alparslan Türkeş'in yıllar sonra bile gönüllerde yaşıyor olması, verdiği mücadelenin büyüklüğü ve şahsiyetinin yüksekliğiyle birlikte aynı zamanda ileri görüşlülüğü, yaşamında dile getirdiği tezlerin sonraki yıllarda gerçekleşmeye devam etmesi, milletçe daha fazla anlaşılması ve özlenmesine neden olmuştur. Onun, dünyanın ve insanlığın geleceğine dair düşüncelerinin birer birer gerçekleşmesi, vizyonunun derinliğini bugün bile herkese göstermektedir.

Türkiye Cumhuriyeti için var olan bölücülük, terör, etnik ve inanç ayrımcılığı gibi tehlikeleri henüz çok erken döneminde bile görebilen ve önlem alınması için çalışmalar başlatan merhum Başbuğ, bugün milyonlarca Türk vatandaşı için de yol gösterici bir ışıktır.

Merhum Başbuğumuz, herkesin düşüncelerini dar bir coğrafya ve tarih alanına hapsettiği dönemlerde, eşsiz vizyonuyla milletimize yeni ufuklar açmış; Türkiye'mizin dışında da milyonlarca soydaşımızın ve din kardeşimizin bulunduğunu herkese anımsatmıştır.

Bugün, en güç meseleler karşısında dahi soğukkanlı, sağduyulu, gerçekçi ve kararlı duruş gösteren Türk milliyetçilerinin, bu güzel hasletlerinin gelişmesinde şüphe yok ki bize rehber olan Başbuğumuzun büyük etkisi olmuştur.

Ülkemiz, gerek iç gerekse küresel düşmanları nedeniyle dönem dönem sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel buhranlar yaşamakta, kimi zaman ihanet dıştan olduğu kadar içeriden de gelebilmektedir. Böyle dönemlerde özelde Türk milliyetçileri ve ülkücülerin, genelde ise Adriyatik'ten Çin Seddi'ne uzanan Türk dünyasının ışığı ve görüşleriyle rehberi Türkeş olmuştur.

Bütün dava adamlarının, devlet ve siyaset hayatında görev alanların, onu gerçekten sevenlerin bu uzun, yorucu, çileli ama şerefle tamamlanmış hayattan ve yüksek şahsiyetten alacağı çok büyük dersler vardır.

Başbuğ'a duyulan sevgi, saygı ve bağlılık, o hayattayken yaşananları yazılı hale getirmeye genellikle engel olmuştur. Ancak gelecek kuşaklara da anlatılması şart olan Başbuğ'un hayatında bir kesit daha bu eserle sizlere sunulmaktadır."

Bahçeli, kitabın, yeni kuşaklar için Başbuğ'u daha iyi anlama yolunda bir kaynak olacağı ümidinde olduğunu belirterek, Uğur'a teşekkür etti.

- "30 yıl boyunca aldığım küçük notlar..."

TBMM MHP Grup Müdürü Hüsnü Uğur, Türk siyasi hayatının en önemli yapı taşlarından biri olan, son yarım asırda Türk siyasetine damgasını vuran, Türk dünyasının ölümsüz lideri Başbuğ Alparslan Türkeş'le olan anılarını kaleme aldığı bu kitabın; ilk kez yakın temas kurduğu 1978 yılından, vefat ettiği 1997'ye kadar olan süreci anlattığını kaydetti.

MHP'nin Mecliste temsil edildiği ve grup kurduğu dönemlerde Türkeş ile daha yakından çalışma fırsatı bulduğunu belirten Uğur, "Birçok insana nasip olmayacak bu fırsat çok şükür bana nasip oldu." dedi.

Türkeş gibi Türk siyasi tarihinde önemli bir yere sahip devlet ve siyaset adamının devlet ve siyaset tecrübesine şahit olduğunu; pek çok tarihi olaya tanıklık ettiğini dile getiren Uğur, bizzat birlikte çalıştığı 1978-1980, 1991-1997 yıllarına ait anılarının, kitapta önemli bir yer tuttuğunu, 1978 öncesi dönemlerden de bahsedildiğini aktardı.

"Kimi zaman acı, kimi zaman tatlı anıların yer aldığı; aynı zamanda 40 yılı aşkın bir siyasi hareketin yaklaşık 30 yılının anlatıldığı bu eserin, gelecek nesillere de ışık tutacağı inancını taşıyorum." diyen Uğur, şunları kaydetti:

"Günümüzde yaşanan hadiseleri yorumlamakta geçmişten ders alınması gerektiği bilinciyle kaleme aldığım bu eserin, kendini milliyetçi-mukaddesatçı olarak tanımlayan insanlara da bir nebze olsun katkı sağlayacağım düşünüyorum.

Bunun tarihi bir sorumluluk olduğu gerçeğinden yola çıkarak, 30 yıl boyunca almış olduğum küçük notlarla hafızamın derinliklerinde yerini alan anıları bir araya getirdim. Büyük ve kutlu bir davanın yolcuları olan ülkücülerin ve Türk dünyasının Başbuğunu dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım.

Bu eserde pek çok isim, pek çok konu ele alındı. Bu konulardan bazıları kimi arkadaşlarımızı üzebilir, kırabilir. Ancak, benim niyetim kimseyi kırmak ya da üzmek değil; yaptığım sadece olanı, yaşananları ve bana anlatılanları, olduğu gibi aktarma gayretidir."

AA