Tarihten ders almak mı!, devlete ders vermek mi!

Güncele dair yazı yazmama kararımı geçen hafta içinde bir grup dost ile yaptığımız tarih sohbetinin ardından bir istisna olabilir mi derken, Genel çerçevesini yapılandırdığım  şu satırları Cuma günü Yeni Zellanda’da bir camide Cuma namazı kılan Müslümanlara yönelik katliamı yapan siyonizm kontrollü Neo-Con örgütlerin taşeronu faşist teröristin kullandığı silahtaki semboller üzerine yayınlamaya karar verdim.

Murat Bardakçı Habertürk’te yeralan yazısında bu semboller üzerine detaylı bir analiz yaptı. Özetle;

‘Tarih bilen caninin nefret listesi

Yeni Zelanda’da şimdilik 49 kişinin hayatına mâlolan katliamın sorumlusu Brenton Tarrant, Müslümanlar’ın canını almakta kullandığı silâhların ve bu silâhların şarjörlerinin üzerine bazı isimler yazmış. Biz, bu isimler arasında sadece 1389’daki Kosova Savaşı’ndan hemen sonra Birinci Murad’ın hançerleyerek öldüren ve Sırplar’ın asırlardan buyana “kahraman” olarak gördükleri Miloş Obiliç’in ismini farkettik. Ama silâhların ve şarjörlerin üzerindeki diğer yazılara bakıldığında, Tarrant’ın tarih boyunca Müslümanlar’a ve özellikle de Türkler’e karşı mücadele etmiş olan daha birçok kişinin adlarını yazdığı, 1683’te Viyana önlerinde uğradığımız bozgundan da bahsettiği, yani katliamın sorumlusunun “tarih bilen bir cani” olduğunu gösteriyor. Cani bu isimleri yazarken alfabeye de özen göstermiş, meselâ Ruslar’ı ve Sırplar’ı Kril, Gürcüler’i Gürcü, Ermeniler’i de Ermeni alfabesi ile yazmış…’

Yazının tamamı için https://www.haberturk.com/yazarlar/murat-bardakci/2404399-tarih-bilen-caninin-nefret-listesi

Geçen hafta içinde dostlarla yaptığımız sohbetin konusu 1683 Viyana Kuşatması sırasında yaşananlar idi.

1683’te o güne kadar Devleti Ali Osmani’nin çıkarabildiği en büyük orduyu hazırlayan Sadrazam Merzifonlu Mustafa Paşa Viyana’yı kuşattığında şehri hırpalamamak için kendiliğinden teslim olmasını bekledi. Ordunun gerisinin emniyetini sağlama görevi verilen Kırım Hanı Murat Giray Han, bir taraftan ordunun geri emniyetini sağlarken bir taraftanda Avrupa içlerine akınlar düzenleyerek oldukça yüklü ganimet elde etmişti. Bir süre sonra Kırım Akıncılarının elde ettiği ganimet öyle bir büyüklüğe ulaşmıştı ki Kırım Akıncıları ganimetleri Kırım’a nasıl göndereceklerini düşünmeye ve tabi ki görev bölgesini terketmeye başlamıştı. Kuşatmanın daha 2 ayında Kırım Ordusunun yarısı elde ettiği ganimeti Kırıma ulaştırmak için Kırıma dönmüştü bile. Kalan Murat Giray komutasındaki Hanlık Ordusu, Osmanlı Ordusunun geri emniyetini sağlamaya yeterli iken kendisini azarlayan, küçümseyen Kibirli gördükleri Osmanlı paşalarına ve Merzifonluya bir ders vermek için Leh Ordusunun Tuna’yı geçmesine izin verdi. Leh Ordusunun geldiğini gören Budin Beylerbeyi de Sadrazam Merzifonlu Mustafa Paşa ve Osmanlı paşalarına bir ders vermek için komutası altındaki  sağ cenahı alarak Budin’e çekildi. Kalan Osmanlı  Merkez Ordusu  herşeye rağmen hala hem Leh Ordusunu yenebilecek hem de Viyana’yı alabilecek güçte idi. Ancak Sadrazam Merzifonlu Mustafa Paşa etrafındaki tavizkar paşaların yönlendirmesi ile orduyu Belgrat’a çekti. Nasılsa ilkbaharda takviye edeceği güçlerle Viyana’yı tekrar kuşatıp, alacaktı. Ancak yaşanan travma o kadar derin oldu ki; Devlet Merzifonlu’yu idam etmek zorunda kaldı. Moral bulan Avrupa kendi içindeki iç savaşa son vererek 4 Cephede birden 16 yıl sürecek Devleti Ali Osmani’yi  yıpratma savaşlarını başlattı. Rusya Kırım’ı işgal etti, Nazlı Budin’i kaybettik. İkibuçuk asır süren ricatı 1922’de Sakarya önlerinde ancak durdurulabildik.

Ahir kelam;

Devlete ders verilmez. Tarih ders verir.

Kırım Hanı Murat Giray Han, Budin Beylerbeyi İbrahim Paşa Devlete ders vermeye kalktı. Sonunda bedeli hepimiz ödedik.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.