Tarihçilerin kutbu ezber bozdu

Tarihçilerin kutbu ezber bozdu

"Tarihçilerin kutbu" olarak tanınan Osmanlı tarihçilerinin duayeni Prof. Dr. Halil İnalcık, uzun süren suskunluğunu bozdu.

TARİHÇİLERİN KUTBU..
"Tarihçilerin kutbu" olarak tanınan Osmanlı tarihçilerinin duayeni Prof. Dr. Halil İnalcık, uzun süren suskunluğunu bozdu. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'ndan çıkan Devlet-i Aliyye kitabı iki ayda 30 bin satarak, kategorisinde bir rekora imza atan İnalcık'la Ankara Bilkent Üniversitesi lojmanlardaki mutevazı dairesinde Sabah'a konuştu.

"KAYI SOYU TEORİSİ SİYASİ BİR İDDİA"

Osmanlı'nn kuruluş yeri ve tarihiyle ilgili tezi çokça tartışılan ve eleştirilen Prof. Halil İnalcık'a göre, tenkit edenlerin çoğu makalesini bile okumadı
Son günlerde Osmanlı'nın Yalova'da kurulduğuna dair tarihi tespitiniz çok tartışıldı. Karşı çıkanlar oldu. Bu tartışmalarla ilgili düşüneniz ne? Eski tarihçilerimiz birisinin naklettiği rivayeti aynen alır kitabına koyar. Bu sahte bir rivayet midir, yanlışlıklar var mı, sorgulamadan aynen kaynağının söylediği gibi alır. Bunun asıl bir sebebi "Müslüman yalan söylemez" inancı olabilir. Halbuki bir tarihi olay ve kişi hakkında söylenen rivâyeti tarihçi kullanırken, bunu süzgeçten geçirmek zorundadır. Buna "textkritik" metodu denir. Bir misal vereyim. Sözde Osman'a rüyasında dünya hâkimiyeti müjdelenmiş. Bunu Şeyh Edebali yorumlamış. Bunu modern bir tarihçi kabul edebilir mi? 15. yüzyılda Aşıkpaşazâde'de, Neşri bunu gerçek gibi kayd ederler. Kaynaklarımız bunun gibi hurafeler içerir.

ZAFERİ BİZANSLI TARİHÇİ YAZDI
Osmanlı beyliğinin kesin biçimde Yalak-Ova savaşı sonucu kuruluşu meselesine gelince... 1302'de Osman Gazi'nin kazandığı Yalakova-koyunhisarı (Bapheus) Zaferi, Anonim Tevarih-Âli Osman'da uzun uzadıya anlatılıyor. Aşıkpaşazâde'de sadece iki cümle var, ayrıntısı yok. Bu önemli zaferin ayrıntılarını Osman Gazi'nın çağdaşı Bizanslı Georgios Pachymeres'in eserinde buluyoruz. Yalakova'da Osman Gazi'nin 5 bin kişilik bir kuvvetle Bizans kuvvetlerini denize döktüğünü yazıyor... Bizans tarihçisi bu savaşı büyük bir zafer olarak tespit etmiş ve bundan sonra Osman'ın bayrağı altına Anadolu'dan gazilerin gelip katıldığını işaret etmiştir. Bu karşılaştırmalı olayı Girit'te bir sempozyumda bildirdim ve bu bildirim Yunanistan'da basıldı. Türkiye'de İznik üzerinde bir kitap çıkarıldı, orada da neşredildi; bu makalede tüm kaynaklar gösterildi. Bırakın sıradan kimseleri tarihçiler bile bunu okumamış görünüyor. Osman Gazi'nin 1302'de tarih sahnesine çıkmış olduğunu, Bizanslı tarihcinin ifadesini esas olarak yazdım.

DİP-ATA: OĞUZ HAN...
Osmanlılar'da hanedanın Kayı boyundan geldiği teziyle ilgili de önemli bir tespitiniz var, bu da çok tartışılacak... Osmanlılarda hanedanın menşei hakkında başka bir teori vardır. Oğuznâme'de Türkler'in dip-atası Oğuz Han olarak kaydedilir. Sözde onun 6 oğlu olmuş. Gün, Ay, Yıldız, Gök, Dağ, Deniz...Gün en büyük oğluymuş... Onun oğlu da Kayı... Oğuz Destanı diyor ki, Hanlık Oğuz Han'dan sonra Gün Han'ın hakkıdır ve ondan sonra da bütün Türk kabileleri üzerinde egemenlik Gün Han'ın oğlu Kayı'ya aittir. Osmanlı hanedanı da işte bu Kayı Han'dan geliyor. Bu şecereyi, ikinci Murad zamanında 1440'lara doğru Yazıcızade ortaya atmıştır. Yazıcızade diyor ki, Osman Gazi zamanında kabileler toplandı ve Oğuzhan'ın vasiyeti gereğince Kayı Han neslinden gelen Osman'ı han ilan ettiler... Osmanlı hanedanı Kayı Han neslindendir. Bu hikâye, 1440'larda ileri sürülmüştür. Yazıcızade neden bunu yazdı, açıklanması kolay. Timur, Osmanlılar'ı yendikten sonra Yıldırım Bayezid oğulları üzerinde egemenliğini kabul ettirmiştir.

"AMAÇ HANEDANI YÜCELTMEK"

Timur'un oğlu Şahruh, İkinci Murat zamanında kendisine bir hil'at (Hükümdarların takdir için bir kimseye verdikleri cübbe) gönderip bunu giymesini, kendi egemenliğini tanımasını istemiştir. Zira Timur ve oğulları kendilerini Oğuzhan neslinden sayarlar. Büyük hanlığın kendilerine ait olduğunu iddia ederler. İşte bu iddia karşısında II. Murad kendi bağımsızlığını göstermek üzere Oğuzname destanını kullanmış ve Osman Bey'in Oğuzhan'ın neslinden olduğu iddiasını benimsemiştir. Kayı menşei iddiası, Timuroğulları'nın Oğuzhan'dan geldikleri iddiasına karşı siyasi bir iddiadır. Bu bir kurgudur. Fatih zamanında şehzadelere Oğuz, Korkut adlarını vermişler ve topların üzerine Kayı damgasını koymaya başlamışlardır. Kayı teorisi Osmanlı hanedanını yüceltmek için ortaya atılmış bir teoriden ibarettir. Bunu 40 yıl önce de yazmıştım.

NEDEN 1302'Yİ KURULUŞ YILI SAYDI?
Gelelim bana yapılan itirazlara: Deniyor ki Osmanlı devleti Bilecik'in Söğüt kazasında kurulmuştur... Osman Gazi'nin kariyerinde, beylik yani bir devlet kuruluncaya kadar bir takım aşamalar vardır. Babası Ertuğrul gelip Söğüt'te yerleşiyor... Bir aşiret olabilir ama bu beylik, bir devlet kurulması şeklinde yorumlanamaz. Osman 1288'de Eskişehir yakınında tepede Bizans tekfuru elindeki Karacahisar kalesini fethetti. Bazıları bunu Osmanlı beyliğinin kuruluş tarihi olarak yorumlayabilir. Ondan sonra Osman 1299'a doğru Eskişehir'den Bilecik'e kadar geniş bölgeyi fethetti. Yenişehir sınırında Bizans'a karşı yerleşti ve akınlara başladı. Bunun tarihi 1299'dur. Bu söylediğim tarihlerin herhangi birini beyliğin, devletin kuruluşu olarak alabilirsiniz. Ama bu aşamalardan hiçbiri Bapheus zaferi gibi çağdaş bir kaynak tarafından tam tarihiyle teyit edilmemiştir. Ancak Osman'ın 27 Temmuz 1302'de Bizans ordusuna karşı kazandığı zafer çağdaş Pachymeres tarafından zikredilmiştir. Bu nedenle bir tarihçi olarak 27 Temmuz 1302 tarihini alıyorum.

93 yaşındaki İnalcık'ın salonundaki yemek masasının üstü dosyalar, fotokopilerle kaplı. Kendisiyle Osmanlı tarihindeki hurafelerle mücadelesinden Kürt açılımıyla ilgili tartışmalara kadar pek çok konuyu konuştuk.