ŞANLIURFA (AA) - HALİL FİDAN - EŞBER AYAYDIN - Suruç ilçesinde kurulan tam donanımlı 35 bin kişilik çadır kentte barınan Suriyeli Kürtler, soğuk kış günlerinden etkilenmeden yaşamlarını sürdürüyor.

Halep'e bağlı Kobani'de (Ayn el Arap) yaklaşık 5 ay önce başlayan çatışmalardan kaçan çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan çok sayıda Suriyeli Kürt, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından oluşturulan "Türkiye'deki en büyük sığınmacı kampı" özelliğini taşıyan çadır kentte kalıyor.

Geçici barınma merkezleri ya da farklı yerlerde kalan ancak çeşitli sıkıntılar yaşayan sığınmacılar, tam donanımlı çadır kentteki "sıcak evlerinde" soğuk havaya aldırış etmeden günlerini geçiriyor.

Kendilerine verilen kartlarla marketlerden alış veriş yapan Suriyeli aileler, aldıkları gıdalarla yemeklerini yapma imkanı buldukları için Allah'a şükrediyor.

Kamptaki sıcak su sayesinde her zaman banyo yapma imkanı bulan sığınmacılar, dağıtılan sobalarla ısınarak soğuk havadan etkilenmeden yaşamlarını sürdürüyor.

Kendilerine sunulan imkanlardan dolayı Türk hükümetine teşekkür eden Suriyeli Kürtler, buna rağmen evlerine dönecekleri günün hayali ile yaşıyorlar.

- "Daha ne yapılabilir ki"

Yaklaşık 4 ay önce Türkiye'ye sığınan Fatma Osman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, daha önce geçici barınma merkezinde kaldığını ancak yeterince rahat edemediklerini söyledi.

Yeni kampın beklediklerinden daha konforlu olduğunu dile getiren Osman, "Eşim ve 4 çocuğumla bir çadırda kalıyoruz. Dışarıda hava soğuk ama içeride bunu hissetmiyoruz. Burada bizler için her şey düşünülmüş, yetkililerden Allah razı olsun. Daha ne yapılabilir ki" dedi.

Sara Mustafa da daha önce soğuktan etkilendiklerini belirterek, çadır kentin tam zamanında faaliyete girdiğini ifade etti.

Son günlerde havanın iyice soğuduğunu ama bundan etkilenmediklerini vurgulayan Mustafa, "Marketten istediğimiz gibi alış veriş yapıp, dilediğimiz yemeği çadırımızda pişirebiliyoruz. Üstelik çadırlar çok sıcak, ayrıca temiz. Bundan dolayı mutluyuz" diye konuştu.

Hamdo Abdullan ise kampın güzel ve temiz olduğunu buna rağmen insanın vatanının yerini hiçbir şeyin tutamadığını ifade etti.