Taksim'e çıkan darbeciler hakkında iddianame
FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında, darbeci askerler tarafından Taksim Meydanının kontrol altına alınmaya çalışılması ve bu sırada çıkan olaylarda 39 kişinin yaralanmasına ilişkin 11'i tutuklu, 4'ü firari 99 asker hazırlanan iddianamede, şüp
İSTANBUL (AA) - İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, darbeci askerler tarafından Taksim Meydanının kontrol altına alınmaya çalışılması ve bu sırada çıkan olaylarda 39 kişinin yaralanmasına ilişkin 11'i tutuklu 4'ü firari 99 şüpheli asker hakkında hazırlanan iddianamede, şüpheli ve mağdur ifadelerine yer verildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Orhan Aydın tarafından hazırlanan iddianamede, diğer darbe girişimi iddianamelerinde olduğu gibi, 15 Temmuz'daki olaylara değinilerek, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) yapısı, örgütle ilgili bazı kavramlar, kuruluşu, toplumda kabul görmesi, kadrolaşma dönemi, amacı, ideolojisi, örgütlenme şekli ve stratejisi, idaresi, kuralları, istihbarat ağı ve arşivi, haberleşmede kullandığı yöntemler, silahlı gücü, emniyet ve yargı teşkilatlarındaki kadrolaşması, gerçekleştirdiği bazı yasa dışı faaliyetler, yasa dışı faaliyetlerle ilgili yürütülen bazı soruşturmalar, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) yapılanması, darbe kalkışmasıyla bağlantısı ve gerçekleştirdiği 15 Temmuz darbe kalkışması başlıklar halinde özetlendi.
- "Albaylar Kaya ve Gazneli bizzat organize etti"
FETÖ'nün başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere tüm Türkiye çapında gerçekleştirdiği darbe teşebbüsü eylemleri kapsamında, olay tarihinde İstanbul'un ve Türkiye'nin hayati öneme sahip meydanlarından birisi olan Taksim Meydanına terör örgütü üyesi şüphelilerin askeri araçlarla sevk edildikleri anlatılan iddianamede, sevk işlemiyle ilgili haklarında soruşturma yürütülen Hasdal Kışlası 6. Motorlu Piyade Alayının eski alay komutanı Albay Müslüm Kaya ile yeni Alay Komutanı Nebi Gazneli'nin, eylemi bizzat organize edip talimat verdiği dile getirildi.
Olay tarihinde, Hasdal Kışlasına gelen kurmay subaylar Yüzbaşı Birhan Şahan ve Üsteğmen Mustafa Karademir ile burada görev yapan Üsteğmen Nurullah Yıldırım ve Teğmen İsa Gözetici'nin başlarında olduğu 25 erin, Taksim Meydanını işgal ettiği ve ilerleyen saatlerde ise bu işgalci askerlere destek vermek amacıyla Harbiye'deki TRT Radyo binasına yakınında görev yapmakta olan 2'si rütbeli 8 askerin, Müslüm Kaya ve Nebi Gazneli'ni talimatlarıyla olay yerine kaydırıldığı aktarılan iddianamede, destek amaçlı gelen askerlerin, Cihat Türkmenoğlu, Abdurrahman Çağlar, Atilla Kaya ve Ozan Oğuz isimli trafik polislerinin TRT Harbiye binası önünde silahlarını gasbettikleri, polis memurlarından Ozan Oğuz’u ve trafik aracını da zorla alıkoyarak Taksim'e yöneldikleri kaydedildi.
Harbiye TRT Radyo binasından, Taksim Meydanına kaydırılan kurmay subayların yüzbaşılar Günay Kaya ve Erdoğan Çelik olduğu belirtilen iddianamede, işgalci ve darbeci askerlerin, meydanda önce anıt ve çevresini, daha sonra da meydana gelen noktaları kontrole başladıkları, burada halkla emniyet güçlerinin darbeci askerlere karşı olayın tamamen hukuksuz olması ve eylemin bu nedenle sonlandırılması noktasında direniş gösterdiği ve askerlerin bu direniş karşısında sıkıştıkları anlatıldı.
- "Halkın tepki gösterdiği destek birimi, Beşiktaş'taki askeri lojmana sığındı"
Sıkıştıkları için sadece anıt çevresine toplanan darbeci askerlere destek amacıyla, yine albaylar Kaya ve Gazneli'nin talimatıyla Hasdal Kışlasında görev yapan üsteğmenler Mustafa Kemal Kütahya ve Emrah Altunkalem'in önderliğinde desteğe gelindiği bilgisi verilen iddianamede, Üsteğmen Mustafa Kemal Kütahya'nın kıta yükü mühimmat sorumlusu olan Astsubay Halil Güler'den 10 bin mühimmatı el senediyle aldığı, Üsteğmen Emrah Altunkalem ile birlikte, söz konusu mühimmatları diğer rütbeli astsubaylar Ali Kazanpınar ve Asım Özdemir ile uzman çavuş Nuh Çetiner öncülüğünde askeri araçlara yükleterek, saat 01.30 sıralarında 54 erle yola çıktıkları ve Hasdal Tünelinin kapalı olması nedeniyle Beşiktaş'a yönlendikleri aktarıldı.
Hasdal'dan Taksim'e gitmek için Beşiktaş'a yönelen destek birliğinin de halkın tepkisi ve direnişi karşısında Taksim'e ulaşamayarak Beşiktaş'taki askeri lojmanlara girdiği ve birliktekilerin daha sonra askeri lojmanlarda yakalandıkları vurgulanan iddianamede, şüpheli askerlerin ifadelerine yer verildi.
- "Halk, 'Komutanım darbe mi yapıyorsunuz?' diye sormaya başladı"
İddianamede, şüphelilerden Hasdal Kışlası 23. Motorlu Piyade Tümen Komutanlığı 6. Alay 3. Tabur ve 9. Bölükte takım komutanı olan Üsteğmen Nurullah Yıldırım'ın ifadesinde şunları söylediği kaydedildi:
"15 Temmuz saat 17.00 sıralarında Harp Akademilerinden 21 öğrenci subayın kışlaya giriş yaptığını öğrendim. Saat 19.30 sıralarında alay komutanı Gazneli bana telefon ederek, 3. taburu alay içtimasında toplamam ve takviyeleri de alıp gelmem yönünde emir verdi. Bunun üzerine takviye olarak Teğmen İsa Gözetici, Musa Torun ve Astsubay Mehmet Rauf Çağmar ile alay komutanının yanına gittik. Saat 22.30 sıralarında alay içtima alanına gittiğimde içtima alanındaki tüm askerlerin şarjörlere fişek bastığını gördüm. Bu duruma çok şaşırdım. Bu sırada alay komutanı yanımıza gelerek, 'hadi araçlara' diye talimat verdi. Bunun üzerine toplam sayısı 22-23 civarında olan er ve erbaşları aldım, bir Unimog'a bindim. Başımızda harp akademilerinden gelen yüzbaşı ve binbaşılar bulunuyordu. Alay komutanına, nereye gittiğimizi sorduğumda, 'Taksim'de bombalı terör eylemi var, alanı boşaltıp emniyeti sağlamamız gerekiyor.' diyerek talimat verdi. Taksime geldiğimizde heykel civarında 5-6 tane yüzbaşı ve binbaşı rütbesinde subay gördüm. Hepsinin elinde G3 piyade tüfeğinin bulunuyordu."
Saat 01.00'e doğru halkın alanda çoğalmaya başladığını aktaran Yıldırım'ın, "Halktan bazı insanlar bana, 'komutanım siz darbe mi yapıyorsunuz?' diye sormaya başladı. Halkın tepkisinin artması üzerine, diğer rütbeli subaylar bana, 'askerlerini topla ve heykelin etrafına gel' dedi. Bunun üzerine askerleri heykelin etrafında çember vaziyette dizdim. Heykelin orada bulunan bir yüzbaşının elindeki tüfekle havaya birkaç el ateş ettiğini gördüm. Bu sırada birlikten Mustafa Kemal Kütahya beni telefonla aradı ve oraya geleceklerini söyledi. Ben de ona, 'farklı şeyler oluyor, buraya gelme' dedim. Daha sonra yüzbaşının önce havaya sonra yere doğru birkaç el ateş ettiğini, hatta askerlerden bir tanesinin o sırada yere düştüğünü gördüm. Vurulup vurulmadığını bilmiyordum. Askerin yere düşmesi üzerine askeri korumak için birkaç el havaya ateş ettim. Askeri kucaklayarak kalabalıktan dışarı doğru çıkardım ve yaralı asker Muhammet Özbaltalı'yı, Gümüşsuyu Askeri Hastanesine şoför Anıl Acar ile birlikte götürdük. Hastanede darbe bildirisinin okunduğunu televizyondan gördüm." ifadelerini kullandığı belirtildi.
- Polisin aracını, megafonunu kullanmak için almış
Şüphelilerden Birhan Şahan'ın da ifadesinde, "Taksim'deyken Albay Gazneli'nin kendisine, 'sıkıyönetim ilan edildiği ve orada bulunan polislere de birazdan emir geleceği' yönünde beyanda bulunduğu, vatandaşın kalabalıklaşmaya başladığı, askerlerle beraber Taksim Anıtının duvarına yaklaşarak beklediği, bu sırada Günay Kaya ile telefonla görüşen albay Müslüm Kaya'nın telefonda, 'gerekirse ateş edin' diye talimat verdiği, ancak bu talimata uymadıkları, meydanda bir provokatör şahsın, erlerin üzerine bıçakla saldırması üzerine birkaç asker ile kendisinin havaya doğru birkaç el ateş ettiği" yönünde beyanda bulunduğu aktarılan iddianamede, TRT binasından destek olmaya giden şüphelilerden Günay Kaya'nın da, polislerin megafonuna ihtiyaç duyduğu için polis aracıyla beraber Taksim'e doğru hareket ettiğini söylediği ifade edildi.
İddianamede, şüpheli Günay Kaya'nın, "Taksim'e ulaştığımızda 6. alaydan askerler ile yüzbaşı Birhan Şahan ve Üsteğmen Mustafa Karademir'i gördüm. Bu sırada Radyo Telegram Ankara grubundan bir mesajın paylaşıldığını ve mesajda 'ateş edin' dendiğini hatırlıyorum. Bu paylaşıma cevap verip vermediğimi hatırlamıyorum. Bir ara Müslüm Albay beni arayarak durumu sordu ve 'birazdan F16 uçakları gelecek siz de ateş edin' dedi. Daha sonra vatandaşların tepkisi üzerine, kandırıldığımızı anladık. Çekilme kararı aldık ve polise teslim olduk. Vatandaşa ve polislere karşı herhangi bir silah kullanmadım. Ancak ara sıra askerlerden havaya doğru ateş edenleri gördüm." şeklindeki beyanı da yer buldu.
- "Müslüm Kaya, emri vermeyen tümen yardımcısını tutuklattı"
Şüpheli Üsteğmen Mustafa Kemal Kütahya'nın da ifadesinde, "Kışlada daha önceden olmadığı şekilde mühimmatların hazırlandığı, saat 20.50'de alarm verildiği ve komutanlığı devreden albay Müslüm Kaya'nın kendisini yanına çağırarak kolordudan tümene gelen emri kendisine getirmesini emrettiğini" belirttiği aktarılan iddianamede, bu şüphelinin, "Tümen karargahına gittiğimde sivil giyimli olan, sonradan tümen yardımcısı olduğunu öğrendiğim kişi emri bana vermek istemedi. Bunu Müslüm Kaya'ya ilettiğimde Kaya, tabancayla önce havaya ateş etti, sonra da silahı bu şahsa doğrulttu. Emir verip dışarı çıkmasını söyledi. Ancak tümen komutan yardımcısının direnmesi üzerine Müslüm Kaya, bu şahsı tutuklattı." şeklindeki sözleri de yer aldı.
Bu şüphelinin, "Nebi Gazneli'nin mühimmatla Taksim'deki birliğe takviye yapılmasını emrettiğini, bu şekilde 6 araçla yola çıktıkları, yolun kapalı olduğu, başka bir yola geçtikleri, Barbaros Bulvarına geldiklerinde kalabalık olduğunu telefonla Gazneli'ye bildirdiği ve Gazneli'nin de, 'önce havaya ateş et, dağılmazlarsa üzerlerine ateş et' diye emir verdiği" beyanında bulunduğu da kaydedilen iddianamede, şüpheli Kütahya'nın, "Bu emri uygulamadım. Yakında bulunan Beşiktaş askeri lojmanlarını güvenli gördüğüm için konvoyu oraya götürdüm. Olaylar sırasında birkaç defa havaya doğru ateş ettim. Askerlerden de havaya doğru ateş edenler vardı ancak halka doğru kimse ateş etmedi." dediği de dile getirildi.
- "Acımayın, ateş edin, öldürün"
İddianamede, şüpheli Üsteğmen Emrah Altunkalem'in de, alay komutanının emriyle takviye olarak Taksim'e görevlendirildiğini ve Üsteğmen Mustafa Kemal Kütahya'nın da kendi bölüğünü hazırladığını belirterek, "Saat 00.00-00.30 sıralarında kışladan çıkış yaptık. Alibeyköy Tünelinden yolun kapalı olması nedeniyle Beşiktaş'a doğru hareket ettik. Yolda bir el havaya ateş ettim, başka ateş edenler de vardı. Beşiktaş'ta halk yolu kesmişti. Bunun üzerine bir kez daha ateş ettim. Yolda alay komutanı Gazneli beni arayıp, 'Taksim'e ulaşıp ulaşmadığımı sordu.' 'Ulaşamadığımızı' söyleyince, 'acımayın, ateş edin, öldürün' şeklinde emir verdi. Bu emir üzerine şaşırdım ve Mustafa Kemal Kütahya ile görüştüm. Beşiktaş askeri lojmanlarının güvenli olduğunu tespit ettik ve oraya girip silahları bir depoya kilitledik." şeklinde konuştuğu vurgulandı.
Şüphelilerden Adem Göresim'in de ifadesinde, Albay Nebi Gazneli'nin içtima alanında kendilerine, "Haydi aslanlarım, siz bu ezanlara aldanmayın, biz onlardan daha Müslümanız, önünüze gelene sıkın." dediği aktarılan iddianamede, erlerin de Taksim Meydanında yaşananlarla ilgili anlattıkları sıralandı.
- "Yapmayın' diye yalvardığım askerlerden birinin ateş etmesiyle yaralandım"
İddianamede, olayda yaralanan mağdur ifadeleri de yer buldu. Mağdurlardan Ali Osman Yılmaz'ın, "Saat 22.00 sıralarında olayı öğrendiği, Taksim Meydanına çıktığı, saat 02.30 sıralarında Harbiye tarafından Taksim Meydanına yaklaşık 30 kişilik bir asker grubunun ateş ederek geldiğini gördüğü, askerlerin üzerilerine ateş ettiği, bir erin silahın dipçiğiyle ayağına vurduğu, bu nedenle yaralandığı ve şikayetçi olduğu" beyanı dikkat çekerken, mağdurlardan Mesut Aykal'ın ifadesi şöyle özetlendi:
"Şüpheli Birhan Şahan'ı Taksim Anıtı önünde elinde G3 silahıyla gördüm. Bu şahsın, anıtın orada Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürü İsmail Kılıç ile tartıştığını ve ona 'burası bizim görev alanımız, buradan dağılın' şeklinde sözler sarf ettiğini duydum. Emniyet müdürü buna rağmen uyarılarda bulundu ancak askerler, uyarıları dinlemedi. Saat 02.30 sıralarında, anıtın arka kısmında, askerlerle karşı karşıya çıkan arbedede askerlerden birinin silahını tuttum fakat sağ tarafından kimin ateş ettiğini görmedim. Bir kurşun önce sağ kolumdan girip çıktıktan sonra sol göğüs bölgesi kalp hizasından vücuduma girdi. Bu şekilde yaralandım."
- "Şüpheli kaçtığı araçta silahını çene altına dayayarak bekledi"
Mağdurlardan Hüseyin Köse'nin de, "Saat 23.00 sıralında Taksim'de askerlerin yanına gittiği, 65 kilolarında esmer tenli 20-25 yaşlarında bir askerin yanına giderek, 'yapmayın' diye yalvardı, bu sırada eşkalini verdiği askerin silahını doğrultarak tek el ateş ettiği ve karnından yaralandığı" beyanında bulunduğu belirtilen iddianamede, mağdur Kadir Gümüşsoy'un şu ifadesi de yer buldu:
"Teşhis ettiğim şüphelilerden Erdoğan Çelik'in, elinde sürekli telefonla talimat verdiğini gördüm. Askerlerin başında bu şahıs bulunuyordu. Elinde G3 silahı gördüm. Bu şahıs ile orada bulunan vatandaşlar arasında itişmeler oldu. Agresif tavırlar sergileyen şahıs, saat 04.00- 04.45 sıralarında meydanın olduğu yerde bulunan beyaz kasalı aracın içerisine kaçtı ve elinde bulunan G3 tüfeğini çene altına dayayarak bekledi. Şahsı, aracın içinden görevli polis memurları indirdi. Bu şahıs, vatandaşlara karşı sert tavırlar sergilemişti. "
- "Üzerimize öldürmek kastıyla ateş edildi"
İddianamede, mağdur Hasan Şahin'in, "Taksim Meydanına gittiği, anıtın çevresinde 15-20 er ve rütbelilerin olduğunu gördüğü, askerlerin rütbelilerin vermiş olduğu emirle, rütbelilerle birlikte havaya doğru ateş etmeye başladıkları, bir arbede oluştuğu, rütbeli askerlerin ellerindeki G3 silahlarıyla birlikte üzerilerine seri bir şekilde öldürmek kastıyla ateş ettiği, bu sırada yerden seken bir kurşunla sol kolundan ve vücudunun değişik yerlerinden yaralandığını, çevrede de çok sayıda yaralı gördüğü" şeklindeki beyanı da kullanıldı.
AA
Kaynak: