Sevgilim Hangi Tarafta -2-

 Konuyla alakalı bir önceki yazımın son bölümünde “Bazen tiyatro eseri gibi roman gibi eserler, “bu kötüdür”, “bu yanlıştır” diyerek kötüyü ve yanlışı öyle nazara verir öyle ağızları sulandırarak anlatır ki, bir bakmışsınız ki dolaylı yoldan kötüyü tavsiye eder hale gelmiştir. Maalesef mezkur dizi de bu mecraya girmiştir. Ben dizinin  bunu bir fikrin propagandasını yaptığı için değil, şiddeti haklı bir ideolojik savaşımın gereği olarak gördüğü/gösterdiği için söylüyorum.” Demiştim. Bu hususta Emin Pazarcı’nın 19 Mayıs 2008 tarihli, Bugün Gazetesi’ndeki yazısına başvurmakta da fayda mülahaza ediyorum:Dizinin sicili kabarıktı, şimdi yenileri eklendi. Devletin giremediği "kurtarılmış bölgeler" izleyicilere "cennet" gibi gösterildi. Geçmişte bir jandarma erini öldürdüğü için yargılanıp idam edilen yasa dışı örgüt militanına sahip çıkıldı. atv'deki "Hatırla Sevgili" dizisinden söz ediyorum.

Senaryoyu, 1980 öncesinin yasa dışı örgütleri yazsaydı ancak bu kadarını yapardı! Hatırla Sevgili'nin son bölümünde, 1980 öncesi Türkiye'yi kana bulayan yasa dışı örgütler, "masum makyajıyla" karşımıza çıkarıldı. Gerçekler alabildiğine ters yüz edildi. Yıkılıp çökmüş, yok olmuş Marksist- Leninist ideolojinin propagandası yapıldı. Erdal Eren, yasa dışı Halkın Kurtuluşu örgütüne mensup bir militandı. 2 Şubat 1980'de Ankara'nın Ayrancı semtinde bir jandarma erini öldürdü. Ardından yargılanıp idam cezasına çarptırıldı ve bu ceza infaz edildi. Hatırla Sevgili'de, gerçek adıyla karşımıza çıktı...
Dizinin son bölümünde, Erdal Eren ve arkadaşları bir korsan gösteri yapıyorlardı. Tam o sırada askerler belirdi. Bir yandan ateş ediyorlar, diğer taraftan yakaladıkları yasa dışı örgüt militanlarını copluyorlardı. Erdal Eren de tabancası ile havaya ateş etti. Olay sırasında suç aleti ile birlikte yakalandı.
Ardından garip diyaloglar yaşandı...

- Askerin ölümünden beni sorumlu tutuyorlar.
- Nasıl olur, sen yapmadın!
- Ama piyango bana vurdu, yapacak bir şey yok.
- Sen yapmadın biliyorum.
- Evet silahım vardı, ama havaya ateş ettim. Hiç suçu olmayan bir eri niye öldüreyim?”

 “Yasadışı örgütlere masum makyajı” başlıklı yazıda şöyle devam ediyor Pazarcı:

“ Dizide, askeri mahkeme önüne de çıkarılan Erdal Eren, yaptığı savunmada bakın neler dedi: - Ben bir eri öldürmedim. Benim bir eri öldürmem, siyasi amacıma terstir. Biz devrimcilerin anarşi yaratmak ve terör estirmek gibi bir amacımız yoktur. En büyük terörist devlettir. Nasıl, inanması güç değil mi? Sicili asker ve polis cinayetleriyle dolu yasa dışı Halkın Kurtuluşu Örgütü'nün bir militanı, asker öldürmenin siyasi amacına ters olduğunu söylüyor. Hepimizin gözünün içine baka baka alay eder gibi "Biz devrimcilerin anarşi yaratmak, terör estirmek gibi bir amacımız yoktur" diyebiliyor. Tarihi gerçekler böylesine ters-yüz edilebiliyor!
Yetmiyor, bu kadarla da kalmıyor... 1980 öncesinde asker ve polisin giremediği, yasa dışı örgütlerin kurduğu komiteler tarafından yönetilen Fatsa, ballandıra ballandıra anlatılıyor. Dizinin starları Fatsa'ya gidiyorlar. Yasa dışı Marksist-Leninist örgütlerin kontrolündeki bu ilçemizde rüyalar alemindeymişçesine günler geçiriyorlar. Kendi aralarında değerlendirmeler yapıp, bakın ne diyorlar:
- Böyle bir düzeni kimler istemez ki! O dönemde devletin giremediği, askerinpolisin kurşunlandığı, insanların halk mahkemelerinde yargılandığı, karşıt görüşlülerin acımasızca katledildiği bir yer, alabildiğine çarpıtılan görüntülerle ekrana geliyor. Devletin valisi yerden yere vuruluyor...
Devlete karşı bir düzen oluşturan "Terzi Fikri" lakaplı Fikri Sönmez bir idol gibi seyircinin karşısına çıkarılıyor. Dizi, baştan aşağı yasa dışı örgüt propagandası ile dolu! Marksist-Leninist örgütler yere göğe sığdırılamıyor. Onların karşılarındaki gençler ise Türkiye'yi karıştırmak isteyen bazı çevrelerle kirli ilişkiler içindeymiş gibi gösteriliyor. Dizinin senaryosu, öylesine taraflı ve gerçekler öylesine ters yüz edilerek yazılmış ki...
O dönemi bilmesek ve yaşamasak, biz de dizideki oyuncular gibi asker katili Erdal Eren için göz yaşı dökeceğiz. Üstüne bir de Erdal Eren tarafından öldürülen gencecik jandarma eri Zekeriya Önge'yi "Sen niye öldün?" diye suçlayacağız! O kâbus dolu günleri yaşamayan genç nesil gibi bizim de kafamız karışacak!”

          

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.