"Sessiz ve Görünmeyen Gençler Araştırması"

"Sessiz ve Görünmeyen Gençler Araştırması"

TED Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kezban Çelik:- "Neredeyse 15-24 yaş arası her 3 gençten biri ne eğitimde ne çalışma hayatında. Cinsiyet dağılımına baktığımızda yüzde 42 ile bu kategorinin önemli kısmını genç kadınlar oluşturuyor. - Genç

İSTANBUL (AA) - TED Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kezban Çelik, Türkiye'de 15-24 yaş arası her 3 gençten birinin ne eğitimde ne çalışma hayatında yer aldığını belirterek, "Cinsiyet dağılımına baktığımızda yüzde 42 ile bu kategorinin önemli kısmını genç kadınlar oluşturuyor." dedi.

Genç Hayat Vakfının, Gençlik ve Spor Bakanlığı desteğiyle 6 ilde 15-24 yaş arası gençlerin okuyamama ve çalışamama nedenlerini ele alan "Sessiz ve Görünmeyen Gençler Araştırması"nın sonuçları açıklandı.

Araştırmanın nicelik kısmında farklı anketlerden yola çıkılarak "sessiz ve görünmeyen" (örgün eğitimin ve sigortalı iş yaşamının dışında kalan) gençlerin profilleri ortaya çıkarıldı. Niteliksel kısımda ise İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Samsun ve Gaziantep'te "sessiz ve görünmeyen" tanımlamasına uyan 120 gençle birebir derinlemesine görüşmeler yapıldı.

Çelik, Türkiye'nin 2000'li yıllarda demografik geçişini tamamladığını ve daha kentli bir ülke olduğunu, doğurganlığın azaldığını ve ortalama ömrün yükseldiğini dile getirerek, bağımlı nüfusun az, çalışabilir nüfusun yüksek olduğu bu demografiye "fırsat penceresi" denildiğini aktardı. Çelik, Türkiye'de 2023'te bunun kapanacağını, oransal olarak genç nüfusun düşeceğini söyledi.

"Sessiz ve Görünmeyen Gençler Araştırması"nın sonuçlarına değinen Çelik, şu bilgileri verdi:

"Neredeyse 15-24 yaş arası her 3 gençten biri ne eğitimde ne çalışma hayatında. Cinsiyet dağılımına baktığımızda yüzde 42 ile bu kategorinin önemli kısmını genç kadınlar oluşturuyor. Her ikisinde de olmayan gençlerin medeni durumuna baktığımızda genç kadınların neredeyse yarıya yakını evli. Erkeklerde evli olma oranı yüzde 6'larda. Eğitim durumlarına bakıldığında ise yüzde 46'sının ilkokul eğitiminde olduğunu görüyoruz. Bir işte çalışmayı isteme durumuna bakıldığında, kadınların neredeyse yüzde 90'ı iş aramıyor. Yetişkin olabilme kriterleri toplumsal cinsiyet tarafından geleneğin belirlediği kritere göre erkeklerin çalışma hayatına katılması, ama genç kadınlar evlenerek de yetişkin statüsüne geçebiliyor."

Çelik, genç kadınların eğitimde olmamasının nedenlerini "düşük motivasyon", "düşük sosyal sermaye", "hayat tarzı", "yanlış yönlendirme", "evlilik", "okul ortamı", "destek bulamama" ve "çocuk bakıcılığı"; iş hayatında olmamalarının nedenlerini de "güvenli iş ortamı bulamama", "erkekle aynı ortamda çalışmayı uygun bulmama", "eşit emeğe eşit karşılık bulamama" ve "evlilik" şeklinde sıraladı.

Erkeklerin eğitimde olmama nedenlerini "üniversiteyi kazanamama", "okurken çalışmak zorunda kalma", "yoksulluktan bırakma", "okulla ilgili sorunlar yaşama", "okul ve arkadaş ortamı" olarak açıklayan Çelik, genç erkeklerin, devletten "parasız eğitim", "görünmeyen eğitim giderlerinin azaltılması", "yoksul olup çalışan gençlerin ailelerine destek", "çalışma hayatının denetlenmesi", "sigortasız çalışan gençlerin sağlık hizmetlerine erişim sorununun çözümü" beklentileri olduğunu söyledi.

- "Öğretmenlerin rol model olması binlerce çocuğun eğitime devamını sağlayacak"

Genç Hayat Vakfı Genel Müdürü Uğur Gülderer ise çözüm önerilerine değinirken, erken yaşta çalışmaya başlayan çocukların, eğitim, beceri ve deneyim açısından sınırlı gelişmeleriyle, yetişkinliklerinde iş bulamama ve yoksulluk döngüsünü kıramama riskiyle karşı karşıya olduğunu gösterdiğini belirterek, çocukların eğitimden kopmaması ve çocuk işçiliğinin önlenmesinin, genç istihdamını doğrudan etkileyecek bir çözüm olduğunu vurguladı.

Sosyal hayatın içinde aktif olarak bulunmayan, okumayan ve çalışmayan gençlere eğitim ve istihdam çalışmalarıyla ilgili bilgilendirmelerin televizyon ve sosyal medya üzerinden yapılmasının yanı sıra yerel yönetimler, muhtarlar, ilgili bakanlıkların il veya ilçe müdürlükleri üzerinden yapılmasının daha ikna edici ve güven verici olacağını dile getiren Gülderer, "Özellikle öğretmenlerin durumu fark ederek, ailenin çocuğu desteklemesi için yardımcı olması, burs ve diğer olanaklar hakkında bilgilendirmesi, bazen sadece rol model olması bile binlerce çocuğun eğitime devam etmesini sağlayacaktır." değerlendirmesini yaptı.

Gülderer, çeşitli nedenlerle eğitim sisteminden uzaklaşan gençlere, hayatlarının ileriki döneminde eğitime dönebilecekleri kanalların açılmasının önemine işaret ederek, açık öğretimin yanı sıra hızlandırılmış eğitim programları gibi programlarla tekrar örgün eğitime kazandırılan gençlerin istihdam edilebilirliğinin artacağını dile getirdi.

Araştırmaların, Türkiye'deki eğitim sisteminde kız çocuklara fırsat verildiğinde erkek çocuklardan daha başarılı şekilde okuldan mezun olabildiğini gösterdiğini aktaran Gülderer, "Ancak kadınlar, çalışma hayatına geçişte erkeklerin çok gerisinde kalıyor. Genç kadının, ailesinin olduğu ilde iş araması, güvenli bir ortamı araması, devlette iş araması, seyahat engeli olması gibi kriterler nedeniyle de genç erkeklerin daha avantajlı olduğu görülüyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği prensiplerinin iş yerlerinde içselleştirilmesi, genç kadınlar için sürdürülebilir iş olanağı yaratacaktır." diye konuştu.

Gülderer, meslek lisesi algısının toplumda değerli kılınması, "ara eleman" yerine "kalifiye eleman" tanımının tüm alanlarda kullanılması gerektiğini belirtti.

Staj ve gönüllü çalışmaların gencin kendisini tanımasına, sorumluluk almasına ve öz güven kazanmasına yardımcı olduğunu anlatan Gülderer, gençleri istihdam eden iş yerlerinin ilgili çalışanlarına, mentorluk, geri bildirim, hizmet içi eğitimler gibi çalışmalarla, gençlerin kısa sürede iş yerine adapte edilmesinin sağlanabileceğini söyledi.

Uğur Gülderer, gözde bazı mesleklerin, 10-20 yıl gibi sürede teknolojiyle elektronik sistemler, robotlar, aplikasyonlar üzerinden yapılacağını dile getirerek, yaratıcılık, el becerisi, empati gerektiren işlerin daha uzun süre kalıcı olabileceğini vurguladı.

Genç Hayat Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Beyza Zapsu da okumayan ve çalışmayan gençlere çözüm üretilmesi, gençlerin istihdama erişebilmesi ve çocuk işçiliğinin önlenmesi konularında yaptıkları çalışmalara, "Sessiz ve Görünmeyen Gençler Araştırması"nı eklediklerini dile getirdi.

Zapsu, "15-24 yaş arası gençlerimizin üçte bire yakını ne eğitim ne de çalışma hayatına katılıyor. Eğitim ve iş hayatının dışında kalan gençler NEET (çalışmayan, eğitim ve öğrenim görmeyen) kategorisinde ele alınıyor. Araştırmamızda, gençlerin okuyamama ve çalışamama nedenlerini kapsamlı olarak ele almak ve tüm ülkelerin karşı karşıya kaldığı genç işsizliği sorunu için derinlemesine bir bilgi birikimine ve anlayışa dayalı mücadele yöntemleri geliştirmek hedefiyle yola çıktık." diye konuştu.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler