Şehrin sadece mevcut halini değil geçmişini de en iyi mezarlıklardan öğreniriz. Aynı yaşama mekanını paylaştığımız, ama şimdi bizimle birlikte soluk alıp vermeyen insanların yeri… İster katil, ister hırsız, ister devlet adamı, ister tüccar, ister Müslüman, ister Hıristiyan, isterse başka bir dinden olsun hemen her insanın eşitlendiği, aralarındaki her türlü farkın ortadan kalktığı bir mekan, mezarlıklar… Konya’nın en eski mezarlığını, Musalla mezarlığını okuyucularımız için araştırdık
Musalla Mezarlığı
Medeniyetlere beşiklik etmiş Konya, yerüstü ve yeraltı tarihi eser ve medeniyet örneklerini bağrında yaşatan ender şehirlerden. Tarihe mal olmuş onlarca kişinin mezarı da Konya’nın tarihi mezarlıklarında yer alıyor. Büyükşehir sınırlarının genişletilmesiyle birlikte Konya’da toplam 104 mezarlık bulunuyor. Mezarlıkların bakımı ve onarımı Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Daire Başkanlığı Mezarlıklar Şube Müdürlüğü tarafından yapılıyor. Bir milyon 938 bin 915 metrekare alanı kapsayan mezarlıklara 2005 yılında toplam 2 bin 908 kişi defnedildi. Konya’nın halen 100 yıl yetecek kadar mezarlığa sahip olduğu tahmin ediliyor. Hatta hiç defin işlemi yapılmadığı gerekçesiyle 12 mezarlık Belediye Encümen kararı ile kapatıldı. Kapatılan mezarlıklar arasında Sarıyakup, Tavusbaba, Topraksarnıç, Meram Yaka, Hatıp (girişi) ve Sille gibi tarihi önemi büyük mezarlıklar yer alıyor.
Selçuklu sınırları içinde yer alan Musalla mezarlığı en eski mezarlık olarak kayıtlarda yer alıyor. Musalla mezarlığı içerisinde türbeler, namazgah, Cennet Çukuru ve Gayrimüslim mezarlığı gibi önemli tarihi mekanlar bulunuyor.
Namazgah
Musalla mezarlığının en önemli, en kadim ve tarihi bölümlerinden biri olan Namazgahın diğer adı Sultan Meydanı. Namazgah, Türk İslam toplumlarının tarihinde toplu bayram namazlarının kılındığı, askerlerin sefere uğurlandığı ve önemli devlet misafirlerinin karşılandığı alanlara verilen bir isim. Türkiye’de halen varolan bu tür namazgahların belki de sonuncusu Musalla namazgahı. Günümüzde ise sadece yağmur duası için kullanılıyor. Meydanın güney tarafında taştan yapılmış bir mihrap bulunuyor. Mihrabın her iki yanından da sekiz taş basamakla üstüne çıkılabiliyor.
Cennet Çukuru
Kabristanın en eski yerinden 141 nolu adada yer alan bölge Cennet Çukuru olarak adlandırılıyor. Çukurun bulunduğu alanda bir de kuyu var. Uzun yıllar Konyalılar’ın bu kuyudan aldıkları su ile zemzem aşıladıkları rivayet edilir. Anadolu’nun fethi öncesinde Alparslan’ın buralara gönderdiği öncü birliklerin, Bizanslılar tarafından şehit edilerek atıldıkları yerin Cennet Çukuru olduğu söylenir. Özellikle 4 metre uzunluğunda ve tonlarca ağırlığındaki mezar taşları ile kartal sembolü dikkat çekicidir.
Gayrimüslim Mezarlığı
Konya’da tek defne açık gayrimüslim mezarlığı Musalla mezarlığında bulunuyor. Tarihi Sille mezarlığı ise encümen kararıyla defne kapatılmış halde. Kabristanın Nalçacı tarafında, etrafı duvarlarla çevrili küçük bir Hıristiyan Mezarlığı bulunuyor. Mezarlıkta 8 Hıristiyan vatandaşı bulunmaktadır. Defnedilen Hıristiyanlar’dan biri de Konyalıların tanıdığı dökümcü ve Türk dostu Panos Özararat’a aittir. 4 mezarda isim bulunmazken diğer üç kişinin isimleri ise şöyle: Demirci Kevork ustanın eşi Madam Mannos Kırçımanyan, Ekmekçi Hayık’ın eşi Yeranhui Buğdaycı ile Panos Özararat’ın annesi Balıkesirli Asrine Özararat’ın mezarı bulunuyor.
Panos Özararat’ın mezarı
Hıristiyan mezarlığında Konya’da yaşayan Ermeni ahalisinin tanınmış simalarından Panos Özararat’ın mezarı da bulunuyor.
Panos Özararat 1915 ermeni tehcirinden sonra Bitlis’ten Konya’ya göç eden Artin Özararat ve ve Balıkesirli Asrine Özararat’ın oğludur. 1919 yılında Konya’da doğmuştur. Nail Bülbül’ün anlatımına göre, Aziziye Camii’nin kıblesinde şimdiki Ahmet Efendi Çarşısı’nın yerindeki “Eğri Han”da Değirmenci Artin Usta’nın oğulları Panos ve Kirkor Özararat kardeşlere ait dökümhane vardı. Panos Özararat 1985 yılında aniden rahatsızlanarak Ankara’ya sevk edildi ve orada vefat etti. Ancak cenaze namazı Konya’daki Fransız Katolik kilisesinde kılındı.
Panos Özararat’ın oğlu Samson, babasının sağlığında tahsil için Amerika’ya gitmişti. Hürriyet yazarı Hadi Uluengin, ABD’den sınıf arkadaşı Samson Özararat’a dayanarak Panos Özararat’ın cenaze namazı hakkında şu bilgileri aktarıyor: Fransa'da bulunan oğlu cenazeyi İstanbul'daki Ermeni mezarlığında toprağa vermek için apar topar başkente uçtuğunda, Hacettepe Hastanesinin morgu önünde, belediye başkanı dahil, Selçuklu şehrinin bütün eşraf ve erkanıyla karşılaşır. İki gözü iki çeşme ağlayan bu insanlar, ‘Samson Bey, Panos Efendi bizim canımız ciğerimizdi, müsaade et Konya’ya defnedelim' ricasını dile getirirler.
Samson da, ‘bakın, istimlaktı, yoldu, oradaki koca Ermeni kabristanı şimdi minicik kaldı. Ağaçları bile kesildi... Pederimin istiratgahının da bir kaç yıl sonra asfalta dönüşmeyeceğini kim garanti edebilir?’ diye konuşur. Bunun üzerine kentin ANAP’lı Belediye Başkanı mezarlığın yirmi dört saat içinde düzenlenerek hemen fidan dikileceğini ve artık küçülmeyeceğini söyler. Ruhu şad olsun, Panos Özararat bir ertesi gün, Konya'da açık kalmış tek kilisede gerçekleştirilen ve törene katılan Müslüman cemaatin sokaklara taştığı ayin-i ruhaniden sonra, kendi şehrindeki istavrozlu kabre gömülür. Samson ekledi, mezarlık artık çok iyi korunuyor ve taşına dokunulmuyormuş.
Nail Bülbül, 13 Haziran 2005 tarihli Merhaba gazetesindeki köşesinde Panos Özararat’ın kardeşi Kirkor’un hâlen hayatta ve eşiyle birlikte Konya’da yaşadığını, küçük kardeşi Markar’ın ise İstanbul’da yaşadığını belirtir. Panos Usta ve Kirkor’u yakından tanıyan, arkadaş olan birçok Konyalı hâlen hayatta. Bülbül, üç kardeşle de tanıştığını belirterek “Şimdiye kadar Türk-Ermeni ayırımı yaptıklarına kimse şahit olmadığı gibi, Katolik olmasına rağmen Panos’un saygısından dolayı Ramazan Ayı’nda Müslümanların yanında su, bir bardak çay ya da sigara içtiğini gören bile olmazdı. Dini bayramlarda ise Mevlânâ Caddesi’nin sağ başındaki yıllar önce yıkılan İş Bankası’nın arkasında olan Turizm Derneği’ne gelerek bayramlaştığını biliyorum. Soykırım konusu ilk ortaya atıldığında Panos Özararat, Türkiye ve Türkleri öven bir şiir yazmış ve şiir Yeni Meram Gazetesi’nde yayınlanmıştı. Çok seveni vardı, nitekim vefat ettiğinde birçok Müslüman cenaze törenine katılmıştı” diyor.
‘Seni unutmayacağız Bochumlu Abdullah’
Musalla Mezarlığı’nda gayri müslimken Müslüman olup ölen kişilerin mezarı da bulunuyor. Bunun en güzel örneği ise, Almanya’nın Bochum kentinde 1942 yılında doğan Dieter Wilhelm Rann Abdullah’ın mezarı. 28 Ekim 2003 yılında Konya’da vefat eden Rann Abdullah, yine sevdiği ve Müslüman olduktan sonra yerleştiği şehirde, Konya’da toprağa verilmiş. Seni unutmayacağız Bochumlu Dieter Wilhelm Rann Abdullah.