İslâmî Düşüncede Vasatîlik

Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

Geçen hafta İlahiyat Fakültesi ve Türk Anadolu Vakfı ile birlikte Suriye İslam Âlimler Birliği Başkanı Üstad  Usame Abdülkerim Er-Rifai’yi misafir ettik. İlahiyat Fakültesi’nde verdiği konferansta “İslami Düşüncede Vasatîlik”, Konya Ticaret Odasında verdiği konferansta ise “İslam Dünyasındaki Güncel Gelişmelere” değindi. Sahadan gelen bir âlimin bilgi ve gözlemlerini paylaşması, ayrıca çözüm yollarına işaret etmesi çok faydalı oldu.

Kur’an-ı Kerim’de Müslümanlar  “denge toplumu” (Bakara 143)  olarak nitelendirilmiştir. Her Müslüman bu “ölçülü” duruşu itikattan ibadete, hayatın her alanına yansıtmalıdır. Nitekim bir başka ayette Yüce Allah: “Size Müslüman (es-selâm) olduğunu bildirene,  dünya hayatının geçici menfaatine (ganimete) göz dikerek: "Sen mü'min değilsin" demeyin” (Nisa 4/94) uyarısıyla dışlamacılığı değil, kapsayıcı ve kuşatıcı bir dindarlık anlayışını benimsemeyi tavsiye etmiştir.  Çünkü İslam toplumunda Müslümanları dışlamak anlamına gelen, hak etmediği halde bir kimseye  “kâfir” damgasını vurmak, Müslümanlar arasında ayrımcılığı derinleştirir ve birliği bozar.

Kur’an-ı Kerim’de dini konularda aşırılığa giden kimseler kınanmıştır: “Ey ehl-i Kitap! Dininizde haksız yere aşırılığa dalmayın ve önceden sapmış birçoklarını da saptırmış, doğru yoldan sapmış bir milletin keyiflerine uymayın.” (Maide suresi 5/77).  Bu âyette geçen “guluv” sözcüğü, dinde aşırılık anlamına gelir. Tarihe baktığımız zaman Hıristiyanların Hz. İsa’yı ilahlaştırmaları (Maide 116), Yahudilerin Hz. Üzeyir’e (Tevbe 30) her iki din mensuplarının kendi din adamlarına  (Tevbe 31) ve müşriklerin meleklere (Sebe’ 40) ilahlık vermeleri inanç konularındaki aşırılıklara bir delildir.

İşte Üstad Üsâme,  tarihte Yahudi ve Hıristiyanların itikat ve ibadet hayatlarında nasıl saptıklarını örneklerle anlattı. Bugün İslam dünyasında yaşanan gelişmelere değindi. Özellikle Batılı güçlerin anayol akımların aksine taraftarı çok fazla olmayan bazı dini akımları öne çıkardığına değindi. Bunlardan birisinin Râfızîlik, bir diğerinin de Işid gibi neo harici akımlar olduğunu söyledi. Maalesef bu akımların başta Suriye olmak üzere İslam topraklarında silahlarını mu’tedil bir çizgi izleyen Müslümanlara doğrulttuğunu örneklerle dile getirdi. Bugünkü yapılanların tarihte de izdüşümlerinin olduğuna dikkatleri çeken Üsâme, Müslümanların çocuklarına sahip çıkmaları gerektiğini, yoksa bu akımların tuzaklarına düşme tehlikesine vurgu yaptı.   Ayrıca, Türk halkının Suriye’li kardeşlerini bağrına basmasını Müslümanların tarihindeki ensar-muhâcir kardeşliğine benzetti.

Öte yandan Şeyh Üsâme öğrencilere Aliya İzzetbegoviç’in “Doğu ve Batı Arasında İslam” adlı eserini okumalarını tavsiye etti. “Batı’nın ahlak felsefesinin temelini yararcılık oluşturur. Onlar kendilerini çalışkan, dürüst ve ahlaklı gösterseler de yaptıkları iyiliklerin altında hep çıkar güderler”, diyen Üsâme,  sözlerini, “bir Müslüman ise, yaptığı iyiliği sadece Allah rızası için yapar ve mükafaatını da O’ndan bekler” diyerek tamamladı.

 

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.