Şakir Tuncay Uyaroğlu

Şakir Tuncay Uyaroğlu

ŞEKER ŞAKİR’İN YÜZ AKLARI-4

 

ŞEKER ŞAKİR’İN YÜZ AKLARI-4

Saygı değer okuyucularım, bugün köşemde otuz bir yıllık görev sürem boyunca derslerine girdiğim öğrencilerimden birine ait muazzam bir yazı var. Bir eğitimciye verilecek en güzel hediye bu olsa gerek.

Ne mutlu bana ki, kendilerine gıpta ettiğim, hayran olduğum ve beni fersah fersah geçtiklerine inandığım öğrencilerim var.

Her biri benim için pırlanta değerinde olan sevgili öğrencilerim; yüreğinize, elinize, kaleminize sağlık...

 

Feride İyibahçıvan

S.Ü. Karapınar Aydoğanlar Meslek Yüksekokulu

Süt ve Ürünleri

Makam-ı Cennet Şehri

Merhaba babacığım, nasılsınız? İnşallah iyisiniz,

Benim hâlim sormayın, anlatsam bilirsiniz.

Öyle bir şehre geldim, öyle bir yaşıyorum,

Biraz dikkat edince, cennetten iz taşıyorum.

Neresinden başlasam, bilmem nasıl anlatsam,

Öyle basit değil ki, size biraz tanıtsam.

Bu şehir başka şehir, görülmüş bir eşi yok,

Hem maddî, hem manevî, özenecek yeri çok.

Dur o zaman başlayayım, manevi havasından,

Önce gönlün açayım, devamı arkasından.

Sen hiç namaz kıldın mı, hac ayında Mekke’de,

İşte onun tadı var; Mevlâna, Kapı Camii, Hacı Veyiszâde’de,

Hani o diyordu ya; “Ne olursan ol, yine gel”,

Sanki insan yağıyor, oraya akıyor sel.

Giren huzur buluyor, girmeyense bin pişman,

Mevlâna’yı görenler, şükür hâlinde her an.

Girerken okumuştum, yazmışlar bir levhaya,

Konya’da yeşil değil, yeşil içinde Konya.

Gerçekten de babacığım, oksijende yüzersin,

Burası dünya değil, sanki cennet gezersin.

İnsanını mı sormuştun, topraktan melek dersin,

Anahtara gerek yok, kapı açık gidersin.

Öyle çalışkan insan, başka yerde ne arar?

Sen de bilirdin ya, onlarca sanayisi var.

Ha bak şunu unuttum, yediğin ekmek var ya,

İşte bundan doyarsın, onun merkezi Konya.

Zaten coğrafya hocam derdi, oldum olası,

“Yurdun tahıl ambarı, o da Konya Ovası.”

Nüfusu çok artıyor, bilmem acep nedendir?

Bana sorarsan eğer; Gölcük depremindendir.

Bilirsin ya, demişti merhum Işıkara Hocamız,

Depremsiz tam üç il var, en büyüğü Konya’mız.

Geçen gönderdiğim etli ekmeği yemişsin,

Yiyip yiyip sonra da “Aman midem!“ demişsin.

İşte öyle lezzetli, Konya’nın etli ekmeği,

Mideni de patlatır, bırakmazsan yemeyi.

Hele, “Konya kebabı” göndereyim de bir bak,

Ama önce ricam var: Midene bir ölçü tak.

Kendini kaybedip de, sakın ölçüyü geçme,

Bir kebabın yüzünden, ölüm şarabın içme.

Babacığım; Konya’da bir düğün yapıyorlar,

Dersin nerde bu kültür, nerden alıyorlar.

Keşke fırsatım olsa, bir de onu anlatsam,

Anlatmak mümkün değil, bin bir sayfa kaplasam.

Konya’yı çok duymuşsundur insanların dilinden,

Bir görsen anlarsın yeni terminalinden.

Bence şehircilik bu, şehir de buna denir,

Bir kere uğra yeter, sonra devamı gelir.

Öyle caddeler var ki, sanki hepsi birer kent,

Dolaşırken, kalabalıktan edemezsin hareket.

Tarımı ve sanayisiyle bence ayrı bir devlet,

“Gez Dünyayı gör Konya’yı” gerçek, haklı bir davet.

Hoşça kal babacığım, ancak bu kadar benden,

Tek isteğim var ise, gelip görmendir senden.

Size karşı duacı, bir sevgi taşıyorum,

Beni merak etmeyin, cennette yaşıyorum.

Konya, kültürel ve sosyal yönden gerçekten yaşanılacak bir şehir. Böyle olması nedeniyle de, gün geçtikçe nüfusu artıyor. Bunda en büyük etken, bence üniversiteleridir. Çünkü, öğrenciler Konya’nın manevî havasını arzulayıp; yurdun değişik yerlerinden buraya gelebilmek için birbirleriyle yarışıyorlar. İnsanlarının sıcakkanlılığı, misafirperverliği de müstesna yanlarından bir başkası.

Diğer bir güzel yönü ise, göz zevkinize hitap etmesidir. Dümdüz yolları ile insanlara rahat bir yaşam sunar Konya. Rahat bir yaşam dedim de aklıma geldi. Diğer şehirlerde yolda susadığınız zaman, gidip bir market veya bakkaldan su almanız gerekirmiş. Hâlbuki, Konya’da böyle bir sorununuz yok. Çünkü, her köşe başında, aradığınız her yerde bir tatlı su çeşmesi bulabilirsiniz.

Konya’ya gelen her insan, Mevlâna Türbesi’ni ziyaret ederek, türbedeki manevî ve mistik havayı teneffüs eder. Bunun yanında, diğer bir güzelliği de Meram Bağları’dır. Yollarından geçerken; havasında ayrı bir saflık, temizlik ve huzur bulursunuz. Âdeta, o havasından ve suyundan şevk alan çiçekler, ağaçlar insanın ruhunu dinlendirir. Elbette, Konyalının yemek ve damak zevkini de unutmamak lâzımdır.

İşte, Türkiye’nin cennet bağları gibi maneviyat kokan güzide şehri Konya…

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum