RÖPORTAJ - IEA Başkanı Birol, G20'yi ''petroldeki çöküşü'' önlemeye çağırdı:

RÖPORTAJ - IEA Başkanı Birol, G20'yi ''petroldeki çöküşü'' önlemeye çağırdı:

"G20 Başkanı olan Suudi Arabistan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Fatih Dönmez de dahil olmak üzere tüm G20 ülkelerini toplantıya davet etti"- "Cuma günü sonuna kadar G20 toplantısında piyasalara ciddi bir işaret verilemezse fiyatların son derece zayıf olacağını ve aşağıya doğru baskının devam edeceğini düşünüyorum"- "Günlük 10 milyon varillik bir üretim kesintisi bile petrol piyasasını kurtarmak ve düzlüğe çıkmak için yeterli değil çünkü arz balonu çok büyük, bunun üzerine çıkmak gerekiyor"- "Türkiye

İSTANBUL (AA) - NURAN ERKUL KAYA / ÖVÜNÇ KUTLU - Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, cuma günü G20 enerji bakanlarının petrol piyasasındaki gelişmeleri değerlendirmek üzere kapsamlı bir toplantı yapacağını belirterek, "Petrol piyasasındaki gelişmeler çok kaygı verici. Eğer cuma günü sonuna kadar G20 toplantısında piyasalara ciddi bir işaret verilemezse fiyatların son derece zayıf olacağını ve aşağıya doğru baskının devam edeceğini düşünüyorum.''dedi.

Ülkelerin ciddi bir dayanışma göstermesi ve dünya ekonomisi için son derece büyük bir tehlike arz eden petrol ve doğal gaz sanayisinin çökmesini engellemeye çalışması gerektiğini vurgulayan Birol, ''Günlük 10 milyon varillik bir üretim kesintisi bile petrol piyasasını kurtarmak ve düzlüğe çıkmak için yeterli değil çünkü arz balonu çok büyük, bunun üzerine çıkmak gerekiyor." ifadesini kullandı.

Birol, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının küresel enerji sektörüne etkisi ve petrol piyasasındaki son gelişmeler konusunda, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

SORU: Kovid-19 salgını sebebiyle petrol talebinde ve fiyatlarında ciddi bir düşüş yaşanıyor. Şu anda arz ve talep açısından petrol piyasasındaki son durum nedir? Bu hafta G20 ülkelerinin enerji bakanlarının katılımıyla yapılacak toplantıdan nasıl bir karar çıkması gerekiyor ki petrol piyasaları dengelensin?

FATİH BİROL: Petrol piyasasındaki gelişmeler çok kaygı verici. Dünya petrol piyasalarında çok büyük bir arz fazlalığı var. Bunun ilk nedeni, dünyadaki petrol talebinde büyük bir düşüş yaşanması. Dünyadaki petrol talebinin yüzde 60'ı ulaştırma sektöründen geliyor. Şu anda 3,5 milyar insan evlerinde hapsolmuş durumda ve ulaştırmayla ilgili herhangi bir faaliyet yok. Bu yüzden de talep düşüyor. İkinci neden ise Suudi Arabistan ve Rusya, talepteki düşüşe rağmen üretimlerini daha da artırmaya karar verdi ve bu da arz fazlası balonunu daha da şişiriyor. Arz fazlalığı fiyatlarda ciddi bir düşüş getirdi. Petrol fiyatları şu anda 30 dolar bandında fakat bu hafta yapılacak toplantılardan bir karar çıkmazsa fiyatlar çok daha aşağı gidebilir. Petrol ve doğal gaz gelirine bağlı olan ülkelerin ekonomisinde ciddi bir çöküş görebiliriz. Irak, İran, Cezayir ve Nijerya gibi birçok ülkede sorun görebiliriz. Suudi Arabistan ve Rusya gibi finansal rezervleri şu an güçlü olan ülkelerde bunun etkileri zaman alır ama o ülkelerde de görülecek.

Beni daha da fazla kaygılandıran konu şu ki dünyada petrole bağlı sektörlerde çalışan milyonlarca insan var. Diğer yandan, petrol ve gaz sanayisi dünya ekonomisinin ciddi dayanak taşlarından bir tanesi. Eğer bu sektör çökerse ki şu andaki durum çok kaygı verici. Zaten zor durumda olan küresel ekonomiyi daha da olumsuz bir şekilde etkileyecek.

Türkiye gibi petrol ithal eden ülkelerde akaryakıt fiyatlarında belli bir rahatlama görüyoruz ve bu kısa vadede ülkemiz için iyi bir gelişme. Fakat petrol fiyatlarının 10-20 dolar seviyesine kadar gelebilecek olması ülkemiz için de iyi değil çünkü böyle bir durumda dünya ekonomisinde bir kırılma olacak. Ayrıca, bizim en önemli ticaret partnerlerimiz de ekonominin zayıflaması bizim ticaretimizi ve turizm gelirlerimizi olumsuz etkileyecek.

Bu sebeple, çok önemli boyutları olan bu durumun sadece üretici ülkelerin inisiyatifine bırakmamak gerektiğini, dünyadaki en büyük forum olan G20 seviyesinde tartışılmasına yönelik geçen hafta bir öneride bulundum. Bugün itibarıyla bu önerim kabul edildi. G20 Başkanı olan Suudi Arabistan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Fatih Dönmez de dahil olmak üzere tüm G20 ülkelerini toplantıya davet etti. Ben de G20 Başkanı ile toplantının açılış konuşmasını yapacağım. Beklentim, ülkelerin ciddi bir dayanışma göstermesi ve dünya ekonomisi için son derece büyük bir tehlike arz eden petrol ve doğal gaz sanayisinin çökmesini engellemeye çalışmasıdır.

SORU: Petrol piyasalarında bu çöküşün engellenmesi için gerekli olan üretim kesintisi miktarı nedir?

FATİH BİROL: Şu an itibarıyla birçok ülkede bu çalışma yapılıyor ve biz de destek veriyoruz. Günlük 10 milyon varillik bir üretim kesintisi bile petrol piyasasını kurtarmak ve düzlüğe çıkmak için yeterli değil çünkü arz balonu çok büyük, bunun üzerine çıkmak gerekiyor.

SORU: Türkiye, bu gelişmeler ışığında ne tür adımlar atmalı?

FATİH BİROL: Akaryakıt fiyatlarının ucuz olması Türkiye için avantaj ama fiyatlar ucuzlamasına rağmen araçları kullanamadığımız için ucuzluğu avantaja çeviremiyoruz. Doğal gazda 6 ay içerisinde petrol fiyatlarının etkisi görülecek fakat Türkiye'de doğal gazın ciddi bir bölümünü ısınmak için kullanıyoruz ve bu mevsimi da arkamızda bırakıyoruz. Bu açıdan, ısınma açısından fazla bir avantaj elde edemeyebiliriz. Petrol fiyatlarındaki düşüşün kısa vadede olumlu etkileri var ama orta ve uzun vadede bu şekilde olmayacaktır.

SORU: Petrol fiyatlarının 20 dolar ve altına inmesi ne kadar olası ve fiyatlar bu seviyede kalabilir mi? Bu gelişmelerin Suudi Arabistan, ABD ve Rusya gibi büyük üretici ülkelere etkileri neler olur?

FATİH BİROL: Bu hafta son derece kritik. Eğer cuma günü sonuna kadar G20 toplantısında piyasalara ciddi bir işaret verilemezse fiyatların son derece zayıf olacağını ve aşağıya doğru baskının devam edeceğini düşünüyorum.

Irak, İran, Nijerya ve Cezayir gibi ülkelerle Suudi Arabistan ve Rusya'yı aynı kefeye koyamayız çünkü bu ülkelerin ekonomileri son derece zayıf. Irak'ın şu anki petrol gelirlerinin toplamıyla ancak hükümetteki memurların yarısının maaşlarını ödeyebiliyorlar. Irak hükümetinin bütçesinin yüzde 90'ı petrol gelirlerine bağlı. Yani, sağlık sektörüne, eğitim gibi diğer sosyal hizmetlerine ayırabilecekleri para sıfır. Bu da Kovid-19'un yayılmasıyla birlikte bu ülkelerin aynı anda iki büyük darbe yiyeceği anlamına geliyor.

Suudi Arabistan ile Rusya'nın finansal rezervleri var ve büyük çalkantıyı öteleyebilecek durumdalar. Amerikan ekonomisi ise sadece petrol ve gaz gelirlerine bağlı olmadığı için, bu ülkedeki etki diğer ülkeler kadar can alıcı olmayacak.

SORU: Şu an Suudi Arabistan ve Rusya, ABD'yi de petrol üretim kesintisine dahil etmek istiyor. Ancak, bu serbest piyasa ekonomisiyle pek mümkün gözükmüyor. ABD, petrol üretim kesintisine nasıl katkıda bulunabilir?

FATİH BİROL: Petrol fiyatlarındaki düşüş geçen yıllarda ABD'de birçok kişinin işini kaybetmesine neden oldu. Bu sefer sadece ABD değil bütün dünyada benzin istasyonlarından rafinerilerde çalışan işçilere kadar herkesi etkileyecek bir durum yaşıyoruz. Milyonlarca kişi işsiz kalacak, bu noktada hiçbir soru işareti yok.

ABD, Kanada ve Brezilya gibi ülkelerdeki petrol şirketleri bu yıl içinde yapacakları harcamalarda ciddi düşüşler ve tasarruflar yapmayı taahhüt ediyorlar. Bunlar üretim düşüşlerine neden olacak. Bunları Suudi Arabistan ve Rusya'nın ulusal petrol şirketlerinde bu cuma yapacakları kısıtlamalarla bir araya getirebilirsek, o zaman toplam petrol üretiminde anlamlı bir düşüş oluşabilir.

Ayrıca, tüketimi artırma konusunda da çabalar olabilir. Birçok ülkenin petrol stokları ve rezervleri var. Petrol fiyatları düşükken Hindistan ve Çin gibi ülkeler petrol alıp stoklayabilirler. Hem ilerisi için güzel bir sigorta olur, hem de talebi biraz canlandırabilir. Dünyadaki jeopolitik ortam bu kadar gerginken ve hükümetler önemli sağlık sorunlarıyla uğraşırken, dünyanın en önemli 20 ekonomisinin (G20) bir araya gelmesi hükümetler arasındaki dayanışma adına güzel bir gelişme.

SORU: Kovid-19 sonrası enerji politikaları nasıl şekillenmeli? Sizin hükümetlere tavsiyeniz ne olur?

FATİH BİROL: Birçok ülke bu durumdan nasıl çıkabiliriz diye ekonomik paketler hazırlıyor. Bu, Türkiye, ABD, Avrupa ülkeleri, Hindistan ve Çin'de var. Bunların doğru enerji politikalarını ihtiva etmesi önemli. Bunların, ülkelerde istihdam artıracak, enerji güvenliğini yükseltecek ve temiz enerji türlerinin gelişmesine neden olacak politikalar olması lazım. Kovid-19 bittikten sonra dünya ekonomisi yeniden şekillenecek. Ülkelerin alacakları kararlar enerji sektörlerini yeniden yapılandıracak ve daha modern hale getirecek. Türkiye'de yenilenebilir enerji açısından çok büyük adımlar atıldı, özellikle rüzgar ve güneş enerjisinde. Bu alanlara teşvikler verilmesi hem istihdam, hem enerji verimliliği açısından çok önemli.

Kaynak:Haber Kaynağı