Salih Sedat Ersöz

Salih Sedat Ersöz

Orucun sağlığımıza etkisi (1)

İçinde bulunduğumuz, feyzinden ve bereketinden azami derecede istifade etmeye çalıştığımız, önümüzü aydınlatan, gönüllerimizi yumuşatan, kalplerimizi nurlandıran, günahlarımızdan arındıran, işlediğimiz hata ve kötülüklerin iyiliklere ve güzelliklere dönüşmesine vesile olan Rahmet, Mağfiret ve Gufran Ay’ı Ramazan’ın maddi - manevi sayısız faydaları yanında, insan sağlığına da çok olumlu etkileri mevcuttur.

Ömrümüz boyunca durup dinlenmeden çalışan vücut azalarımızın bazısının, biraz da olsa dinlenmeye veya daha az çalışmaya ihtiyaçları vardır. Dinlenmeye ihtiyaç duyan organlarımızın başında sindirim sistemi organları gelmektedir. Sindirim görevini yapan organlarımızın yaptığı işi, en sağlam bildiğimiz metaller veya taşlar yapsa idi inanın kısa zamanda aşınır ve bir daha kullanılmamak üzere tamamen yıpranır giderdi.

Yaratıcımız Allah, vücut yapısının işleyişinde çok önem arzeden organlarımızı bir et parçasından ibaret kılmış ve bu et parçasına, en sağlam metallerin ve taşların yapamayacağı hayati görevler ifa etme kabiliyeti, gücü ve kuvveti vermiştir.

Ortalama insan ömrü olan 60-70 yıl boyunca, bir saniye zaman süresince bile ara vermeden çalışan bu sistem, görevini aksatmadan eksiksiz bir şekilde yerine getirmektedir. Bizim de, görevlerini tam icra eden uhdemizdeki organlarımıza karşı elbette bazı vazifelerimiz olmalıdır. Onların sağlıklı çalışmalarına katkıda bulunmak ihmal etmememiz gereken temel görevlerimizdendir.

Zira, vücudumuz ve azalarımız bize Yaratıcımızın verdiği bir emanettir. Emanetlere ihanet etmemek ve onları korumak maddi anlamda bedensel,  manevi anlamda da kulluk borcumuzdur. Sindirim sistemini oluşturan organlarımıza fazla yük yüklememek ve onları zaman zaman dinlendirmek veya daha az çalışmalarını sağlamak emanete sahip çıkmakla eşdeğerdir.

Yüce Allah, biz kullarına nasıl ki kaldıramayacağımız bir yük yüklemiyorsa, biz de emanetimizde bulunan hiçbir varlığa kaldıramayacağı bir yük yüklemememiz gerekir. Vücut azalarımıza yüklediğimiz fazla yükü hafifletmenin ve onları az da olsa dinlendirmenin en büyük fırsatı olan kutsal Ramazan ayı ile şu anda iç içeyiz ve bu önemli fırsatı iyi değerlendirmeliyiz.

Ramazan; bir önceki Ramazan ayından bu yana bir yıl boyunca kendisine yüklenen aşırı yük ile aralıksız ve tam kapasiteyle çalışarak aşınan ve yıpranan vücudumuzun ve vücut organlarımızın yıllık bakıma alındığı, teknik tabirle rektefiyeye tabi tutulduğu yani yenilendiği bir aydır.

Oruç; başta sindirim sistemi olmak üzere, vücudumuzun yaşantısını sürdürmede hayati görevler ifa eden çeşitli sistemlerimizi ve organlarımızı rahatlatan ve onların çalışmalarını yeniden dizayn eden çok önemli bir faktördür. Oruç sayesinde, vücut organlarımızın nasıl rahatladıklarını ve kendilerini nasıl yenilediklerini birkaç örnekle açıklayalım.   

 Sindirim sistemimizi oruç tutarak yani belli bir süre yemeden ve içmeden uzak kalarak dinlendirmemiz sayesinde, bu sistemi oluşturan organlarda meydana gelen hazımsızlık, şişkinlik, sindirim bozukluğu, şişmanlık ve şişmanlığa bağlı olarak ortaya çıkan sayısız hastalıkların önüne geçilmiş olacaktır.

Kaldı ki, ölçüsüz ve haddinden fazla yemenin sadece sindirim sistemi hastalıkları değil, bununla beraber kalp ve damar hastalıkları ile şeker, tansiyon gibi hastalıkları oluşturduğu veya tetiklediği tıbbi bir gerçektir.  

Yarın devam edelim İnşallah...

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar