Psikolojik Danışman Ali Şeker
Okula Merhaba: Birinci Sınıfın Eşiğindeki Ebeveynler İçin 12 Tavsiye
Eylül yaklaştıkça birçok evde bir heyecan baş gösteriyor: “Çocuğum okula başlıyor!” İlkokul 1. sınıf, çocuğun hayatındaki en önemli eşiklerden biri. Ama bu eşiği yalnızca çocuk geçmiyor. Anne-babalar da onunla birlikte o kapıdan içeri giriyor. Heyecan, merak, sevinç ve bir parça da kaygı… Tüm bu duygular iç içe geçmiş durumda.
Yeni bir başlangıç her yaşta heyecan vericidir. Ancak bu heyecanın içerisinde az ya da çok kaygı ve stres de yer alır. Özellikle bu başlangıç bir çocuğun hayatındaki en kritik dönemeçlerden biri olan ilkokulun ilk günü ise, işin rengi değişir. Çünkü birinci sınıf, sadece okuma-yazmanın değil, bağımsızlığın, sorumluluğun, sosyalleşmenin ve ayrılıkların da ilk adımıdır.
Çocuklar İçin İlklerin Dönemi
Birinci sınıf, çocuğun ilk defa uzun süreli olarak ailesinden ayrıldığı, kendi başına tuvaletini yapması, beslenmesini düzenlemesi, arkadaş edinmesi ve sınıf kurallarına uyması gereken bir süreçtir. Bu yüzden yalnızca çocuk için değil, özellikle ilk kez çocuğu okula başlayan ebeveynler için de yoğun bir stres kaynağı olabilir.
Mevlana’nın o güzel sözü bu durumu özetler nitelikte: “Testinin içinde ne varsa dışına o sızar.” Yani, anne-baba kaygılıysa bu duygu davranışlarına yansır, bu da çocuk tarafından hissedilir. Ebeveynin kaygısını çocuğuna doğrudan yansıtması kadar, sanki hiçbir şey yokmuş gibi davranması da doğru değildir. En sağlıklısı, yaşanan duyguyu fark etmek, kabul etmek ve çocukla birlikte bu süreci konuşarak yönetmektir.
Okula Hazırlık: Sadece Çocuğa Değil, Aileye de
Okula başlamadan önce hem çocuğun hem de ebeveynlerin bu yeni döneme zihinsel ve duygusal olarak hazırlanması gerekir. Kaygıyı azaltmanın en etkili yollarından biri, belirsizliği ortadan kaldırmak ve planlı olmaktır.
Peki, bu süreci hem çocuk hem de aile için daha yumuşak ve sağlıklı bir geçişe nasıl dönüştürebiliriz? İşte birinci sınıf yolculuğuna çıkacak aileler için 12 öneri:
1. Kaygınızı fark edin ama çocukla rol değiştirmeyin
Ebeveynin kaygısı, fark edilmediğinde davranışlarına yansır. “Acaba alışabilecek mi?”, “Ya ağlarsa?”, “Biz de ağlarız…” gibi düşünceler doğaldır. Ancak unutmayın, çocuklar yetişkinlerin duygularını hızla alır. Güvenli, kararlı ve sakin bir duruş çocuğunuzu da güvende hissettirir.
2. Okulu tanıtmakla başlayın
Mümkünse okul açılmadan önce çocuğunuzla birlikte okulu ziyaret edin. Bahçede gezmek, sınıfa bakmak, tuvaletleri ve kantini görmek onun zihnindeki belirsizliği azaltır.
3. Okul alışverişini birlikte yapın
Çantadan deftere, kalem kutusuna kadar alışveriş sürecine çocuğu da dahil edin. Kendi eşyalarını seçen çocuk, okula karşı daha çok aidiyet duyar.
4. Tuvalet ve temizlik alışkanlıklarını birlikte gözden geçirin
Bazı çocuklar ilk kez kalabalık bir ortamda tuvalet kullanacak. Tuvalet eğitimi, hijyen kuralları (elleri yıkamak, sifon çekmek gibi) okul öncesinde evde pratik edilmelidir.
5. Uyum ve beslenme düzenini erken başlatın
Okula başlamadan en az 1 hafta önce sabah erken kalkma ve zamanında uyuma alışkanlığı başlatılmalı. Dengeli kahvaltı ve öğün düzeni de dikkat gerektirir.
6. Okulu sadece ders olarak sunmayın
Okul, sadece kalem kâğıtla dolu bir yer değil. Oyunlar, arkadaşlıklar, resim, müzik, etkinlikler… Tüm bu güzel yönlerini vurgulayın.
7. Öğretmen ve okul yönetimiyle tanışın
Okul başlamadan önce sınıf öğretmeni ve rehber öğretmenle tanışmak hem sizin hem de çocuğun güvenini artırır.
8. Rutin oluşturun
Çanta hazırlığı, ödev saati, uyku vakti gibi günlük ritüelleri birlikte planlayın. Rutinler çocuklara güven verir, kaygıyı azaltır.
9. Okul fobisini küçümsemeyin ama abartmayın
Bazı çocuklar ayrılık kaygısı yaşayabilir. Bu süreci “geçer” diyerek geçiştirmeyin ama panikleyerek de büyütmeyin. Anlayışlı, sabırlı ve tutarlı olun.
10. Sosyal becerileri evde pekiştirin
Paylaşmak, sıraya girmek, öğretmeni dinlemek gibi temel sosyal becerileri küçük oyunlarla, hikâyelerle anlatın.
11. Beslenme alışkanlıkları için prova yapın
Beslenme çantasını nasıl açıp kapatacağı, su içme alışkanlığı, örtü kullanımı gibi konularda evde uygulamalı olarak çalışın.
12. Güçlü, sakin ve kararlı bir ebeveyn olun
Çocuk, sizin duruşunuzdan güven alır. Ayrılırken kısa ve net vedalaşın. “Gitmek istemiyorum” dediğinde dahi kararlı ama anlayışlı kalın. Bu sizin onun limanı olduğunuzu hatırlatır.
Sonuç: Kaygı Her Zaman Kötü Değildir
Unutmayalım ki, doğru yönetilen kaygı zararlı değil; bilakis, kişiyi dinç tutan bir uyarı sistemidir. Birinci sınıf, hem çocuk hem ebeveyn için bir gelişim sürecidir. Sürece bilinçli bir şekilde hazırlanmak, kaygıyı azaltmakla kalmaz; aynı zamanda çocuğun okula sevgiyle bağlanmasını sağlar.
Yeni eğitim öğretim yılına adım atarken, belki de hatırlamamız gereken en önemli şey şu: Güçlü başlangıçlar, planlı ve sevgi dolu adımlarla mümkün olur.