M. Ali Köseoğlu

M. Ali Köseoğlu

Mustafa Akış'ın rozeti

AK Parti’den milletvekili seçilen Mustafa Akış, özellikle Konya’daki gençlerin açık adresi olacak…

Cuma günü Selçuklu Teşkilatı’nın basına verdiği yemekte, Akış’ın gençliğinden de kaynaklı hareketliliği görülmeye değerdi…

Teşkilat mensuplarıyla kardeşçe diyaloglarına dikkat ettim…

‘Milletvekilliği gömleğini’ çıkarıverin, bildiğiniz âdemoğlu…

Bunlar güzel şeyler…

Ayrıca, teşkilatta yoğun gayret sarf eden gençler açısından da Akış’ın milletvekilliği önemli…

Artık gençler, siyasette bir yerlere gelmek için yaşlanmayı beklemeyecek.

Akış gibi genç milletvekilleri, siyasetin özellikle ileri ucuna giderken bir yandan da milletvekili olarak eğitimlerini tamamlayacaklar…

Gençlere yapılan yatırım hep uzun vadelidir.

Bu arada Akış’ın, Meclis kaydını yaptırdıktan sonra basın mensuplarının ricasıyla yakasına rozet taktığını, “Millet ile arada mesafe oluşturduğunu düşündüğüm için yasama dönemi içinde rozet takmayacağım” dediğini okudum…

Elbette duyarlı bir yaklaşım…

Fakat erken alınmış bir karar…

AK Parti ile birlikte Türkiye’de inanılmaz gelişmeler yaşanıyor ya…

İşte Akış’ın bu genç yaşta milletvekili olması da inanılmaz…

Yarın-öbürgün, -millete değilse de diyelim ki Konya’nın bir sorunuyla uğraşırken- ‘milletvekili olduğuna işaret’ bir şeylere ihtiyaç duyabilir…

Kararına saygı duyuyorum…

Milletle arasında mesafe oluşturmamaya dayalı niyetin eleştirilecek yanı da olmaz…

Bilinmelidir ki…

Millet ile mesafeyi açmayacak şey, yakadaki rozet değil yürekteki iyi niyettir…

Varsın rozetini taksın Akış… Ya da dilemiyorsa takmasın!

Fakat…

Asla şımarmasın…

Gençliğini çalışarak bereketlendirsin…

Kendisini Meclis’e gönderen Konya’yı unutmasın…

Seçimden önce olduğu kadar çok zamanı bulunmayabilir…

Yine de vaktini bu şehrin insanlarıyla paylaşmaktan gocunmasın…

Bazen bir simidi paylaşsın kaldırım üstlerinde,  bazen de esnaf çay ocağındakilere çay ısmarlasın…

Varsın yakasındaki rozetle yapsın bunu, daha iyi…

Millet, vekiliyle yan yana oturabildiğini görsün.

Hem o rozet, bu milletin ikramıdır ona…

Çekinmeden taksın… Ya da dilemiyorsa takmasın!

Yine de yüreğindeki iyi niyeti hep muhafaza etsin.

O zaman milletle arası hiç açılmaz.

Son söz Sadi’den:

Yolda laf atmak değil, adım atmak lazım. Yürümedikten sonra lafın manası kalmaz...

 

  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.