Memleketi Kurtaran Adam

Memleketi Kurtaran Adam

Müftü Asena’nın elini sıkarsa, cemaat ne yapar?

Önceki gün haberleri izliyorum, Sakarya Müftüsü bilmem kim, dansöz Asena’yla muhabbet ediyor, elini sıkıyor vesaire… Bunlar Müftü Bey’in bileceği şeyler. Kimin elini sıkar, kimi öper bilemeyiz, karışamayız da…

Müftü’nün Asena’yla fotoğraflarını çekince bir muhabir, işler değişmiş. Muhabire birileri iyi bi dayak atmışlar, sen nasıl müftünün resmini çekersin diye…

Şimdi adam Allah’tan korkmuyor, fakat gazetelerde çıkacak haberden korkuyor. Ve bu kişiler önemli mevkilerde vazife icra ediyorlar.

Bilirsiniz müftülüklerde fetva hatları var. Buraya binlerce vatandaş telefon ederek, “Hocam şöyle bir hal var… Nedir bunun hükmü?” diye sorarlar... Söz gelişi biri arasa, “Sayın hocam, ben dün akşam gazinoya gittim, dansöz varmış(!) onun elini sıkıp, hasbihal ettim. Günah olur mu?” El cevap: “Niye günah olsun efendim. Ben bile gidiyorum, dediklerinizi yapıyorum...”
Müftü dansözün elini sıkarsa, cemaat ne yapar? Yorumu size bırakıyorum…

(Burada müftüye şunu diyorum. Ey mübarek, sen bulunduğun yerde İslam dinini en iyi bilen, en ehil ve yetkili kişisin. Yaşantına, yemene, içmene en çok sen dikkat edeceksin. Şayet bunlar zoruna gidiyorsa, kurum değiştirip Toprak Mahsulleri Ofisi’nde Şube Müdürlüğü yap, o makama ehil olan birisi gelsin. Dediğimiz bu. Belki de bi yanlış anlaşılma vardır. Ama bundan böyle bu örnekte de görüldüğü gibi herkes bulunduğu yere göre kendisini ayarlasın, dikkatli olsun.)

Konya’da artık bişeyler değişsin!

Yav duydun mu, falan filanla geçen muhabbet ediyordu. Bunların bi ara araları bozuk değil miydi? Nasıl düzelmiş? Hayret ya, o buna sövüyordu halbukiyse…
Falan mı, onu boşver ya, yaramaz!

Filanın işleri iyi değilmiş, duydun mu? Zaten beceremeyecekti niye yaptı bilmem?
Falanla filanın arası bozukmuş, kesin menfaatleri çakışmıştır…

Yukarıdaki cümlelere benzer yüzlerce konuşma bu şehirde yaşayan insanlar tarafından yapılıyor. Mutlaka insanın olduğu her yerde vardır, ama Konya’da biraz daha fazla gibi şu çekememezlik, haset, kin ve bilumum kötü hasletler. Neden barışanlara sevinilmez. Neden arası kötü olanların arası düzeltilmez de, daha kötü olsun diye laf taşınır. Neden iki kişi bir araya gelince, üçüncünün kuyusunu kazar. Neden kimse ağzını tutmaz da dedikodu yapar durur. Bunlar bir yerde bıkkınlık veriyor…

Birisi birine birisi hakkında bişeyler söylüyorsa bilmeli ki, kendisine bişeyler söylenen de söyleyene bişeyler söylemekten geri kalmaz. Oysa insanlığın gereği, eksikleri örtsek, yanlışları büyükse uyarsak, küçükse görmezden gelsek. Herkesle iyi olsak…
Ne iyi olurdu değil mi?

Haydi herkes kendine baksın ve bi çeki düzen versin. Herkes herkesle iyi olsun. Yanlışları, ayıpları örtsün. Konya yaşanabilir bir yer olsun. İyi ki Konyalı’yız denilsin…

Askerliğin bütün nimetlerinden faydalanıyormuş!

İnternette bir itiraf sitesine ilginç bir itiraf gelmiş. Hiç yorum yapmadan size aktarıyorum. Hey ya rabbim…
KEVINCAN; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 26; İl: Ankara
Kilolarımdan dolayı askere alınmamıştım. O zamanlar buna çok üzülmüş, çok ağlamıştım. Ama kader beni bir albay kızıyla evlendirdi ve onun sayesinde askeri kimliğim oldu. Her türlü askeri kuruluşa girip nimetlerinden faydalanıyorum. Hatta oralarda kimi askerler bana komutanım diyor. Bir nevi intikam yani.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.