MHP TBMM Grup toplantısı

MHP TBMM Grup toplantısı

MHP Genel Başkanı Bahçeli: (2)- "Bazı AB üyesi ülkelerin Türkiye'deki büyükelçilerinin, geçtiğimiz hafta HDP Grup toplantısına katılmaları her şeyden önce yüzsüzlük, sorumsuzluk ve samimiyetsizliktir. Avrupalı olmanın yolu Kandil'e çıkıyor, canilerle kesi

TBMM (AA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Bazı AB üyesi ülkelerin Türkiye'deki büyükelçilerinin, geçtiğimiz hafta HDP Grup toplantısına katılmaları her şeyden önce yüzsüzlük, sorumsuzluk ve samimiyetsizliktir. Avrupalı olmanın yolu Kandil'e çıkıyor, canilerle kesişiyor, Türk düşmanlığında sabitleniyorsa, diyeceğim odur ki kimseye ihtiyacımız olmayacağından, biz bize yeteriz." dedi.

Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin hayat damarlarını kesmek, mukadderat kaynaklarını kurutmak için yaygın ve yoğun bir karşı saldırı bulunduğunu belirtti.

Geçen hafta Perşembe günü, Mardin'in Derik İlçe Kaymakamı Muhammed Fatih Safitürk'ün, terör örgütü PKK’nın, hükümet konağına iş birlikçileri vasıtasıyla sızarak düzenlediği bombalı saldırıda şehit düştüğünü anımsatan Bahçeli, "Fatihler oldukça, oğul Fatihini feda etmeye hazır baba Asımlar dimdik durdukça, Allah bu millete yeni bir İstiklal Marşı yazdırmayacak, milli namusumuza hiçbir vahşi emel yan gözle bakamayacaktır." diye konuştu.

Milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasından sonra, kendilerine yapılan mahkeme çağrılarına kulak tıkayan, dikkate almayan HDP’lilerin zorla hukukun önüne çıkarılmalarının "Avrupa ülkelerini ayağa kaldırdığını" vurgulayan Devlet Bahçeli, "Tıpış tıpış gitmeyeceğiz diyen HDP’liler patır patır toplanınca AB ülkelerinin Türkiye büyükelçileri anında fos tepkilerini göstermişlerdi." ifadesini kullandı.

Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:

"HDP’liler için kıyameti kopartan Avrupalı elçiler, AB yöneticileri şehitlerimizin, hayatını kaybeden mazlumların acılarını bir kez olsun paylaşmadı, insanlık adına taraf ve tutumlarını belirleyemedi. Avrupa insanlıkta sınıfta kalmıştır, bu çok nettir. Kimsenin çırası tana kadar yanmaz, yanmamıştır. HDP’liler de bir sıçramış, iki sıçramış, kısmetlerinde olan neyse kaşıklarında çıkmıştır. Avrupa ülkelerinin asılsız, uyduruk ve yanlı müdafaaları ne terör örgütü PKK’yı ne de HDP’yi temize çıkarmaya yetmeyecektir. Brüksel Mahkemesinin PKK’yı terör örgütü değil de silahlı mücadele yapan örgüt olarak gösterme kepazeliği hiçbir gerçeği tersine çeviremeyecektir. Bazı AB üyesi ülkelerinin Türkiye’deki büyükelçilerinin, geçtiğimiz hafta HDP grup toplantısına katılmaları her şeyden önce yüzsüzlük, sorumsuzluk ve samimiyetsizliktir. Gerçi ayakkabılarında Kandil Dağı'nın tozu bulunanların HDP sıralarına kurulmaları kendileri adına tutarlı olabilir. Ancak Türk milleti bu rezaleti hoş görmez, asla da normal karşılamaz. HDP grup sıralarının ön saflarında oturan Belçika Büyükelçisi diyor ki 'Bu ciddi bir konu, dinlemeye geldim.' Adam olana sormazlar mı, dinleyecek, duyacak başka konu mu bulamadın? Sömürge valisi küstahlığıyla hareket eden bu zihniyet, ciddi konu arıyorsa şehit analarının sızlayan yüreğine baksın, eğer görebilecekse. Kaymakam Fatih’in geride bıraktığı yavrularının yüzüne baksın, eğer yapabiliyor, yüreği yetiyorsa."

"PKK’nın dümeninden tutup HDP’nin çuvalına girenler tek gölge etmesinler de, onlardan başka bir şey istemeyiz, istemiyoruz." ifadelerini kullanan Bahçeli, şöyle devam etti:

"Avrupalı olmanın ibresi, köksüzlük ve kimliksizlik ise muhataplarımız rahat olsunlar, biz kurulan eğri bacaklı birlik masasında zaten oturmayız, olamayız. Avrupalı olmanın yolu Kandil’e çıkıyor, canilerle kesişiyor, Türk düşmanlığında sabitleniyorsa, diyeceğim odur ki kimseye ihtiyacımız olmayacağından biz bize yeteriz."

- AB ile ilişkiler

AB Komisyonu'nun hazırladığı İlerleme Raporları'nın yayımlandığını anımsatan Bahçeli, serbest dolaşım için Türkiye'nin terörle mücadeleden taviz vermesinin istendiğini aktardı.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Türkiye’nin buna 'evet' demesi, normal karşılaması her şeyden önce dökülen şehit kanlarına haksızlık ve nankörlüktür. Avrupa’nın terörle mücadele sürecini desteklemek yerine kösteklemesi AB’ye üyelik serüvenimizin nasıl çıkmaza sürüklendiğinin de en açık delilidir." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AB'ye yönelik "Eğer bizi istemiyorlarsa, açıkça söylesinler. Bize yapılanlara karşı ilanihaye sabredemeyiz. Nasıl İngiltere halka gittiyse, biz de halkımıza sorarız. Milletimiz ne derse onu yaparız." düşüncelerinin anlamlı olduğunu kaydeden Bahçeli, "Elbette AB’nin sistematik gözdağlarına eyvallah edecek halimiz yoktur. Millet sözün sahibidir, müracaat halinde vereceği her karar kesin hükümdür ve herkes için bağlayıcıdır. Şayet AB süreci uzayacak, müzakereler sudan bahanelerle kesintiye uğrayıp kızağa alınacaksa, Türkiye’nin milli onurunu savunmak, milletin hükmü şahsiyetini omuzlamak her vatanseverin görevi olmalıdır. AB, seçeneksiz ve mecbur olduğumuz bir oluşum değildir." diye konuştu.

Türkiye'nin, başkent Ankara merkezli bir bölge ve dünya perspektifiyle, gerekirse kendi yağında kavrulacağını, kendi ayakları üstünde duracağını, sonuç itibarıyla kimseye el avuç açmayacağını bildiren Bahçeli, bu gücün Türkiye’de bulunduğunu kaydetti.

Devlet Bahçeli, "Türkiye’yi ekonomik yaptırımla tehdit eden Avrupa Parlamentosu Başkanı’na da bu hakikatleri hatırlatıyor, haddini ve hududunu bilmeye bu vesileyle davet ediyoruz." dedi.

- Kıbrıs

Kıbrıs görüşmelerin muhtevasının sır gibi saklandığını belirten Bahçeli, Kıbrıs müzakerelerinde adil ve kalıcı bir çözüme ulaşılmasının son derece acil ve önemli olduğunu vurguladı.

Ancak sırf çözüm olsun diye tavizlerle Türk vatanını terk etmenin, tarihsel hak ve çıkarlardan bir çırpıda ayrılmanın yanlış ve skandal olacağını belirten Bahçeli, "Kıbrıs’taki Türk toplumunun aleyhine, kazanımlarını sekteye uğratacak, egemenlik haklarını hiçe sayacak herhangi bir anlaşma veya uzlaşmanın milletimiz nezdinde itibar ve inandırıcılığı olmayacaktır." diye konuştu.

Bahçeli, Kıbrıs konusunda şu görüşlerini aktardı:

"Kıbrıs’ta barış ve istikrarın sağlanması adına tek yanlı ve fren tutmayan tavizlerin, Türklerin hayat alanlarını daraltacağı, vatan bildiği topraklarından koparacağı, Akdeniz’den uzaklaştıracağı kesindir. Bu itibarla, KKTC Cumhurbaşkanı’nın Rum tarafına neleri vaat edip etmediği, çözüm diye sunulan reçeteyle hezimetin Kıbrıs Türklüğüne musallat olup olmayacağı açıklığa kavuşturulmalıdır. Gizli kapaklı yapılan müzakerelerin ne getirip ne götüreceğini öğrenmek Türk milletinin, Kıbrıs Türklüğünün en tabii hakkıdır. Çünkü her şey dönüp dolaşıp toprak ya da mülkiyet meselesine dayanmaktadır. Özellikle Rum tarafının toprak ve garantiler konularındaki taleplerinin belli ölçülerde karşılanması halinde, adada federal devlet çatısı altında; 4 yıl Rum, 2 yıl da Türk tarafının başkanlık yapmasıyla ilgili mutabakat arayışları olduğu iddia edilmektedir. KKTC’nin vereceği toprak var mıdır? Varsa nerelerdir? Tüm dikkatlerin çevrildiği Güzelyurt ve Karpaz gözden çıkarılmış mıdır? Çıkarıldıysa ya da özel statülü olması düşünülüyorsa, buradaki Türk varlığı ne olacaktır? Planlanan geçiş sürecinde adaya uluslararası bir gücün konuşlanmasıyla Türk askerinin akıbeti ne olacaktır?

Unutulmasın ki Kıbrıs Türklüğü, Türk milletinin ayrılmaz bir parçasıdır. Ve KKTC Türk vatanıdır. Telaşla çözüm olsun diyenler, Kıbrıs’ın tapusunu karambole getirip devrederlerse bunun hesabını veremezler, şehitlerimize, yıllardır Kıbrıs davasını şeref bilenlere bunu asla anlatamazlar. KKTC Cumhurbaşkanı tarihi bir sorumlulukla karşı karşıya olduğunu iyi bilmelidir."

- "Yeni başkandan arzumuz..."

ABD'de başkanlık seçiminin yapıldığını anımsatan Bahçeli, "Bizim yeni Başkan'dan arzumuz, ilk olarak FETÖ’yle mücadelede Türkiye’ye destek vermesi, Pensilvanya’daki hainin derhal, ön şartsız ülkemize iadesidir." dedi.

İkinci olarak Ortadoğu’da terör örgütleriyle kurulan sakat ilişkilerden vazgeçerek egemen devletlerin toprak ve insan bütünlüğüne saygı ve riayet göstermesini istediklerine işaret eden Devlet Bahçeli, " Üçüncü olarak da Türkiye-ABD ilişkilerinin karşılıklı hak ve çıkarlar bağlamında gözetilerek yeni baştan güçlendirilmesine samimi ve gizli gündemsiz olarak katkı sunmasıdır." değerlendirmesini yaptı.

(Bitti)




AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler