Gardaşlarım, valla 400-500 lirayı maaş diye bir ay bekleyen milyonlarca insanın gözü önünde şu memur sendikalarının yaptığı da sıktı artık. En düşük maaş en az bin küsur lira olmalıymış, aşası olmazmış… THY çalışanlarının bir aydır sürdürdükleri grev tehditleri, imamların sabah ve yatsı namazı için tazminat istemeleri, polislere görev tazminatı, doktorlara döner sermaye ekstrası, maliyecilere vergi payı, bilmem necilere şu, ötekilere bu, berikilere feşmekan…

Maaşları devlet veriyorsa iste isteyebildiğin kadar. Dilin kemiği mi var…

Zar zor ayakta kalmaya çabalayan, günden güne hörgüçten yiyen küçük esnaf, tamirci, tezgahtar, bilumum dar gelirli sizi küfrederek izliyor. Çünkü bunlar öyle milyarı neyim bir arada rüyalarında görüyorlar…

Bir işçinin çalıştığı işletmeye en asgari maliyeti 750 YTL civarında. Bu paranın 420’si mi ne cebine giriyor. Hadi patronu biraz insaflı olsun da maaşı 450 veya 500’den ödesin. Bundan fazlasını verebilemez ki zaten.750-800 veriyorsa bilmeliyiz ki o maaşı alan adam, devlette aynı işi yaparak rahat 1000-1100 YTL alabilir.

Bu iş devran devran değişiyor. Bir vakitler özel sektör yüksekti, memurlar ağlardı, şimdilerde özel sektörde çalışanlar ağlıyor, memurlar iyi kötü karnını doyuruyor. Lafımı yanlış anlamayın, kimsenin maaşı yüksek filan değil. Sadece ülkenin şartlarını göz önüne alarak istenmeli zamlar. Ayrıca unutulmamalı ki bu ülkede milyonlarca insan yarım memur maaşına iş bulabilirse o günü bayram ilan edecek vaziyette…

Sabahtan akşama kadar tarlada çalışan amele akşam alabilirse 15-20 lira yevmiye yüzü gülüyor, o işi de her gün bulabilirse. Günlüğü 11 YTL’ye fındık topladığını söylüyordu geçende TV’den doğulu bir hanım kardeşim. Yazık değil mi bunlara yavvv.

Valla eğri oturup doğru konuşalım, bu sendikalar bu işi uzattıkça herkes memur olmaya niyetleniyor. Olamayanlar da ilk fırsatta devlete kapağı atacak bir iş arıyor…

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Erdal İnönü

1926 doğumlu olan Prof. Dr. Erdal İnönü ABD’deki uzun kanser tedavilerinin ardından Türkiye’ye gelmişti. Tekrar rahatsızlanınca dün ABD’ye götürülmüş yine…

Erdal İnönü’yü bilmeyenlere garip gelebilir, ama 12 Mart 1971 öncesi terör eylemlerinin önemli bir odağı olan ODTÜ’de rektörlük yapmıştı. 1991’de Süleyman Demirel başbakanlığında kurulan DYP-SHP hükümetinde Başbakan Yardımcılığı yapan Erdal İnönü, bilahare aktif siyasetten ayrılarak SHP ve sonra CHP’nin Onursal Başkanlık sıfatını taşıyordu. Deniz Baykal’ın CHP’nin eski çizgisini tasfiye kararı üzerine bir kısım arkadaşıyla birlikte CHP’den istifa etti. Şu satırlar ona ait: "... Bugün Türkiye'deki üniversitelerde bilimsel özerklik yoktur. Anayasa'nın kabul etmediği idarî özerklikten söz etmiyoruz. Anayasa'nın istediği bilimsel özerklik yoktur. YÖK yetkilileri bu konuda sürekli yanlış bilgi vermektedirler. İnsanlığın yüzyıllar boyunca süren arayışı ile bilimsel çalışmanın ne olduğunu bilenler Türkiye'de vardır. YÖK yetkililerinin bütün oyun ve engellemelerine rağmen Türk üniversitelerinde özerkliğin gerçekleştirilmesi için çalışmaya devam edeceğiz..." 28 Aralık 1984'teki demecinden