Kutsal Yolculuğun Yolcusuna…

Güle güle git dostum… Kaygılarını, telaşlarını, planlarını bırak da git. Yalnızca aşkı al heybene. Biliyorum, senin yüreğin pimi çekilmiş bomba gibi hesapsız patlar ve dağarcığından gül demetleri saçılır ortalığa. Senin yüreğin aşk ve içtenlik pompalar bütün hücrelerine. Senin yüreğin inanç ve sevgi yüreğidir.

Dostum, duygulandığın zaman senin gözlerinden, kırlangıçların mavi gökyüzünde süzülüşü gibi süzülür yaşlar. Birkaç damlada kadim şehir Mekke sokaklarına akıt. Belki buluşur Nebinin bindörtyüz yıl önce insanlar için akıttığı gözyaşlarıyla. Belki de sabırsızlığın, itaatsizliğin belgesi Uhut’un eteklerinde dökülen mübarek kanıyla…  

Karşındadır yaşlı yeryüzünün ilk evi Beytullah. Harcında Muhammed’in,  İbrahim’in ve İsmail’in teri. Harcında tüm peygamberlerin izleri. Dünyanın karasevdaya tutulmuş deli divane gibi dönmesinin sebebi nedir bilir misin? Bilir misin kalbi Beytullah olanın dönüşündeki şevki. Tavaf yüreğin etrafında dönmektir, adımlarken Kâbe’nin çevresini. İşte böyle koştur Safa ve Merve arasında. Bir Hacer korkusu yaşa, bir Hacer umudu, bir Hacer telaşı, bir Hacer mutmainliği yaşa. Rabbin rahmetini mutlaka zemzem yapacaktır üzerine…

Dostum, makam-ı İbrahim’i gördüğünde adanmışlığın ve kabullenişin zirvesini hatırla. Oradan Hacer-ül Esved’e bakarak “ Geldim işte! Sana geldim Rabbim!.. Sana kurban olmaya geldim…” kelimeleri tekrar tekrar dökülsün dilinden. Bilirim seni; İsmail gibi Hak yoluna boynunu uzatırsın, İbrahim gibi tereddütleri bir kenara bırakarak, nemrutun ateşlerine atılırsın. Gir müminlerle kol kola gerçek kardeşlik ne imiş firavunlar anlasın. Dünün Ebu Cehilleri gibi bugünün Ebu cehilleri de çatlasın.

Ve Medine sokakları! Medeniyetin sokakları. Senin misafirperverliğin gibidir Medine sokakları. Kucak açmanın, paylaşmanın sokakları; kendisine tutacak bir dal arayan insanların güvenli limanı Medine sokakları. Mescid-i Nebevi’nin karşısında, güneşte unutulmuş bir buz kütlesi gibi erir imanlı gönüller. Peygamber sevgisinin coşkusu ile hayal dünyasında yaşıyormuş gibi kaybolur giderler.

Şimdi senin yüreğin bir serçenin ki gibi kıpır kıpırdır. Çok sevdiği oyuncağa sahip olacak çocuğun heyecanını, son seferine çıkacak ihtiyarın vakarını taşırsın. Dostum güle güle git. Giderken yüreğimi de götür yanında. Dualarımı, umutlarımı götür. Gelirken bana getireceğin emanetleri unutma: Bir parça Kâbe siyahı, bir avuç Medine havası, İnancın kadim kokusu, bilinç kuşanmış kulluk hatırası ve Peygamberimizin takvası.

Yolun açık olsun!.. Kardeşim.

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.