Kurtulmuş, gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle iftarda bir araya geldi

Kurtulmuş, gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle iftarda bir araya geldi

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (1)- "(Türkiye’deki ekonomik gelişmeler) Bundan sonraki çeyreklerde de bu başarı devam ederek yılı yüzde 5 seviyelerinde bir büyümeyle tamamlayabileceğimizi ümit ediyoruz. Zaten şimdiden birtakım uluslararası kuruluşların, a

ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin ilk çeyrekte yüzde 5 büyümesine ilişkin, "Bundan sonraki çeyreklerde de bu başarı devam ederek, yılı yüzde 5 seviyelerinde bir büyümeyle tamamlayabileceğimizi ümit ediyoruz. Zaten şimdiden birtakım uluslararası kuruluşların, araştırma merkezlerinin Türkiye ile ilgili görüşlerini de revize ettiğini görüyoruz. Şimdiden Türkiye ekonomisinin yüzde 4’ler seviyesinde büyümesi revize edilmiştir, biz daha da yukarı çıkmasını ümit ediyoruz." dedi.

Kurtulmuş, gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle bir araya geldiği iftarda, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.

Türkiye’nin, bölgenin ve dünyanın gündeminin bu kadar girift olduğu bir ortamda ortaya çıkan yüzde 5'lik büyüme rakamının Türkiye için ümit verdiğini belirten Kurtulmuş, bu gelişmenin, umutları tazelediğini bildirdi.

Bu başarı grafiğinin devam etmesini istediklerini kaydeden Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Bundan sonraki çeyreklerde de bu başarı devam ederek, yılı yüzde 5 seviyelerinde bir büyümeyle tamamlayabileceğimizi ümit ediyoruz. Zaten şimdiden birtakım uluslararası kuruluşların, araştırma merkezlerinin Türkiye ile ilgili görüşlerini de revize ettiğini görüyoruz. Şimdiden Türkiye ekonomisinin yüzde 4’ler seviyesinde büyümesi revize edilmiştir, biz daha da yukarı çıkmasını ümit ediyoruz. 2016 yılının ağır faturasını geride bırakarak bu noktaya gelmekse ayrıca takdire şayan bir durumdur. 2016’nın üçüncü çeyreğinde 1,5’lik bir daralmayla karşı karşıya kalmış bir ekonomiydik. Son çeyreğinde toparlayarak 3,5 seviyesine çıkmış olduk. Şimdi 3,5 seviyesine çıktıktan sonraki çeyrekte yüzde 5’e çıkmak çok güzel bir gösterge, çok umut verici bir gösterge. İnşallah bunun devam etmesini temenni ediyoruz."

- “İstihdamı sağlayıcı, işsizliği geriye itici bir ivmenin de yakalandığı görülüyor”

Kurtulmuş, özel sektör tüketimi, kamu tüketimi ve en önemlisi de yüzde 9,8'lik artışla ihracat rakamlarının ekonomik büyümede etkili olduğunu kaydetti.

Ayrıca bu dönemde, iş gücü ödemelerinin yüzde 11,6 artış göstermesinin de bir başka önemli etki olduğunu anlatan Kurtulmuş verilere ilişkin şu görüşlerini paylaştı:

“Özellikle son zamanlarda artma eğiliminde olan işsizliğin, istihdam seferberliği ve ekonomide bu gelişmeler çerçevesinde geriye doğru gideceğini gösteriyor. Yani 11,6 önemli bir artış, iş gücü ödemeleri bakımından. Burada istihdamı sağlayıcı, işsizliği geriye itici bir ivmenin de yakalandığı görülüyor. Ümit ederiz ki bu süreç, bu şekilde devam edecek. Ayrıca burada tabii kredi garanti fonunun 380 milyar dolarlık bir hacimde destek vermiş olması fevkalade önemli. Tabii ki kredi garanti fonu sürekli olacak, devam edecek bir şey değildir, böyle olmadığını hepimiz biliyoruz ama en azından reel ekonomiye destek olmak bakımından önemli bir enstrümandır. Bu, enstrümanın başarıyla kullanıldığını da gösteriyor.”

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, özellikle uluslararası yatırımcıların ve araştırma kuruluşlarının gelecek dönemde Türkiye’yi bölgede yatırım yapılmaya en müsait ülkelerden birisi olarak görmesinin de Türkiye ekonomisinin geleceği bakımından sevindirici olduğunu belirtti.

- “Katar krizi çözümünde ilgili taraflar gayret sarf etmeli”

Katar’daki gelişmelere ilişkin de açıklamalarda bulunan Kurtulmuş, Katar’da, herhangi bir şekilde iki ülke ya da bir ülke ve karşı taraftaki diğer ülkeler arasında reel bir sebebe dayanan bir kriz olmadığını yapay bir kriz yaşandığını ifade etti.

Bunun, birden ortaya çıkarılmış, türetilmiş, birtakım komplo teorileri içerisinde de büyütülmüş bir kriz olduğunu aktaran Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, bunun sadece ilgili ülkeleri değil, bütün bölgeyi de tesir altında bırakması mümkün ve son derece kuvvetli bir potansiyele sahip olduğunu vurguladı.

Dolayısıyla Türkiye’nin baştan beri tavrının, “Katar krizinin bir an evvel çözülmesi için ilgili tarafların mutlaka samimi bir şekilde gayret sarf etmesi” olduğunu belirten Numan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu kadar yoğun, derin ve kısa vadede siyasi olarak çözülmesi hemen hemen çok zor görünen krizler varken yeni bir krizin ortaya çıkması bölgedeki bütün dengeleri altüst edebilir. Bundan sonra çok daha farklı gelişmelerin önünü açabilir. Dolayısıyla burada ilk andan itibaren Türkiye olarak son derece açık, teenniyle, sabırla bir dış politika yürütüyoruz. Katar’a karşı yapılan baskının, hele hele ambargo gibi, hacca, umreye gidecek Katar vatandaşlarına vize verilmemesi gibi hiçbir şekilde anlaşılması mümkün olmayan tedbirlerin ortaya konulmasının doğru olmadığını, hele Körfez İşbirliği Teşkilatı bünyesinde şimdiye kadar çok yakın ilişkileri olan ülkeler bakımından da aralarındaki ilişkileri zedeleyecek yaptırımları olduğuna inanıyoruz ve bunları doğru bulmuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız ilk andan itibaren her gün birkaç tane devlet başkanıyla, gerek bölge ülkeleri, gerekse diğer batılı ve dünya ülkelerinin başkanlarıyla konuşmalarını, görüşmeleri sürdürüyor. Belli bir anlayışın da ortaya çıktığını, müspet diyebileceğimiz bazı gelişmelerin de olduğunu ifade etmek isterim. İngiliz ve Fransız tarafı da Katar ile ilgili müspet sayılabilecek bazı görüşleri dile getirdiler. Herkes görüyor ki bu büyük bir kriz potansiyeli taşıyor. Dikkatle, teenniyle inşallah bu işin sonlandırılmasını ümit ederiz.”

İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanlığı dolayısıyla da Türkiye’nin ayrı bir sorumluluğunun bulunduğunu kaydeden Kurtulmuş, Türkiye olarak bu sorumluluğun da farkında olduklarını bildirdi.

"Görüşlerimizi dile getirerek, aradaki farklılıkların bir an evvel diplomasi yoluyla çözülmesi, sorunun geride bırakılması için çaba sarf ediyoruz, sonuç almayı da ümit ediyoruz." diyen Kurtulmuş, ambargoların, Körfez İşbirliği ülkelerinin genel standardına da aykırı olduğunu ifade etti.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, bölge halkları tarafından yakından tanınan bazı din adamlarının, bazı yardım ve hayır kuruluşlarının da terörist listesine dahil edilmesini de çok anlamsız bir çaba olarak gördüklerini bildirdi.

- Uyuşturucuyla mücadele

Uyuşturucu ile Mücadele Yüksek Kurulu Başkanlığı görevini de yürüten Kurtulmuş, uyuşturucuyla mücadele için medyadan destek beklediklerini belirtti.

Uyuşturucu konusunda son zamanlarda çok kötü tablolarla karşılaşıldığını ifade eden Kurtulmuş, “Burada toplumsal duyarlılığın artırılması, iş dünyasının, basının, spor dünyasının, sanat camiasının bu işin içerisine girmesi ve çok samimi bir kampanya yapılması gerekiyor. Buna karşı hep beraber mücadele edelim.” dedi.

- “Burada taraf olmayacağımızı görüyorum”

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, konuşmasının sonunda gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

Bir gazetecinin, “Türkiye’nin Katar’ın yanında hızlıca yer almasıyla karşı blokta yer alan Körfez ülkelerinin Türkiye’ye karşı çok öfkeli oldukları anlaşılıyor. Türkiye’nin aleyhinde bazı oluşumlara destek verebilirler mi?” sorusuna karşılık Kurtulmuş, şunları söyledi:

“Ben bu krizin çok aşırı noktalara uzanmadan bir türlü dengeleneceğini düşünüyorum. Türkiye’nin tavrı ise son derece normaldir. Sadece Katar ile olan ilişkilerimizin iyi olması dolayısıyla değil. Ama birisinin de bunu söylemesi lazımdı. Burada taraf olmayacağımızı görüyorum. Suudi Arabistan için Türkiye önemli, Türkiye için Suudi Arabistan önemli. Bu krizin müşterek ortadan kaldırılabilmesi için Suudi Arabistan ile de gerekli görüşmeler yapılmıştır, gerekli fikirler müzakere edilmiştir.”

- “Arabuluculuk meselesi şu anda geldiğimiz bir nokta değil”

Kurtulmuş, “Türkiye, girişimlerde bulunuyor ama bunun adını bir arabuluculuk noktasında koyabileceğimiz bir şey, bir bağlamı olacak mı?” sorusuna da “İleride bir arabulucuya ihtiyaç olacaksa zannediyorum, bölgede en kuvvetli arabulucu adayı Türkiye’dir. Hem taşıdığı potansiyel dolayısıyla hem bütün bölge ülkeleriyle şimdiye kadar geliştirdiği güçlü ilişkiler dolayısıyla..." diye yanıt verdi.

Özellikle son dönemde Suudi Arabistan ile olan ilişkilerin çok olumlu bir eksende seyrettiği düşünüldüğünde psikolojik bir rahatlık bulunduğunu, Türkiye'nin İslam İşbirliği Teşkilatı'nın Dönem Başkanı olduğunu anımsatan Kurtulmuş, "Arabuluculuk meselesi şu anda geldiğimiz bir nokta değil, ama ilerde şartlar ortaya çıkarsa, Türkiye buna aday olan ülkelerin başında gelir.” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Katar’a bir ziyaretinin beklenip beklenmediği sorusu üzerine Kurtulmuş, her an Katar’ın ziyaret edilebileceğini ancak bunun şartlarının, zamanlamasının siyasi gelişmelere göre değerlendirileceğini kaydetti.

- Katar’da askeri üs kurulması

Türkiye’nin Katar'da askeri üs kurmasına ilişkin bir soru üzerine de Kurtulmuş, Katar’daki üs meselesinin yeni olmadığını, 2014’te belli bir noktaya getirildiğini ve 2016’da anlaşmaya varıldığını, son olarak TBMM’de bu sürecin tamamlandığını bildirdi.

Üs kurma meselesinin Katar krizine denk gelmesinin tesadüf olduğunu anlatan Kurtulmuş, şunları söyledi:

“Türkiye’nin oradaki askeri üssü, Katar için tek taraflı bir savunma üssü değildir. Katar’daki üssün oraya konulmasının temel amacı Körfez ülkelerinin topyekün körfezin savunma kabiliyetinin artırılması için varılmış olan bir anlaşmadır. Tabii ki birinci derece Katar’ın sınırları içerisinde olduğu için dolayısıyla bunu bir bölgesel savunma üssü olarak görmek daha doğrudur. Şimdi bizim tercihimiz bölgeye daha fazla asker yığarak değil, daha fazla siyaset üreterek, sorunları çözmek.”

- Sosyal medyada Katar krizi sonrası söylemler

Sosyal medyada bazı kullanıcıların Suudi Arabistan düşmanlığı ve Arap düşmanlığına dönüşen söylemlerde bulunduğu hatırlatarak, bir uyarısı olup olmadığının sorulması üzerine, Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, değerlendirmelerine şöyle devam etti:

“Bunların hiçbirisinin Türkiye’ye faydası yoktur. Türkiye’ye zarar veren sözlerdir, laflardır. Yani bu bölgede Türkiye olarak diğer bütün ülkelerin ürettiği siyasetten ayrıldığımız nokta şurası,herkesle aynı zamanda ilişkilerimizi sürdürebiliyoruz, yani bizim için Suudi Arabistan’daki Müslüman'la, İran’daki Müslüman arasında hiçbir fark yoktur. Bizim için Endonezya’daki Müslüman'la Cezayir’deki Müslüman arasında bir fark yoktur. Biz bu mahareti ortaya koyabildiğimiz için çok şükür son 20-25 yıldır bu mezhep, meşrep meseleleri çok fazla derinleştirilemedi. Bunlar son derece yanlış şeyler. Ortada yanlış bir politika var, bu eleştirilebilir ama yanlış politika üzerinden dost ve kardeş Suudi Arabistan’a ne yönetim düzeyinde, ne de Suudi Arabistan halkıyla Türkiye halkının arasındaki bu gönül bağlarını koparacak yanlışlıklar yapılabilir, bunlara dikkat edilmesi lazım. Laf söylemek kolay herkes bu söylediği lafın ne kadar çok milletimizin geniş anlamda bölge halklarının Müslüman ümmetin lehine olduğunu düşünmesi lazım.”

- FETÖ davasındaki bazı tahliyeler

FETÖ davaları kapsamındaki bazı tahliyelere ilişkin tartışmaların hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, FETÖ ile mücadele edilirken, “Kontrollü darbe” ifadesinin çok yaralayıcı bir söz olduğunu, bunun kabul edilmeyeceğini bildirdi.

“Ortada bu kadar şehidimizin olduğu, bu kadar yaralımızın olduğu insanların üzerinden tanklarla geçildiği, arabaların iş yerlerinin bombalandığı milyonlarca insanın ciddi risk altında bulunduğu bir darbe teşebbüsünden sonra bunu söylemek millete haksızlıktır, insafsızlıktır.” diyen Kurtulmuş, yargılama süreçlerinin devam ettiğini kaydetti.

Söz konusu kişiler tahliye edilmiş olsalar da yargılamalarının devam ettiğine işaret eden Kurtulmuş, “Mahkemelerin objektif bir şekilde sonuçlandırılarak, karar almalarını temenni ederiz.” dedi.

- “Darbenin siyasi ayağı” tartışmaları

“Darbenin siyasi ayağı” tartışmaları konusunda da değerlendirmede bulunan Kurtulmuş, şu görüşlerini paylaştı:

“Ben ilk günden itibaren, 17 Temmuz'dan itibaren söylemiş birisi olarak konuşuyorum, bu kadar hazırlanmış bir darbe teşebbüsünün mutlaka çok farklı yerlerde ayaklarının olması muhtemeldir. Yargıda, emniyette, üniversitelerde, şurada, burada onun gibi siyasetin içerisinde de bunların olması muhtemeldir. Biz üzerimize düşen şimdi kamuoyunun da bu hassasiyetlerini dikkate alarak üzerimize düşen 15 Temmuz’daki o darbe teşebbüsünün arkasındaki bütün unsurların ortaya çıkarılmasına gayret etmektir. Burada iktidar da muhalefet de ümit ederim ki millete, ‘Tamam bu mücadele yapıldı, bu mücadele sonucunda gerçekten suçlular ortaya çıkarıldı’ diyecek bir çaba ortaya koyabilir. Bu mahkemeler ve diğer bütün mahkemelerin hepsini kamuoyu yakından izliyor. Amacımız sulandırılmadan, niteliği değiştirilmeden, özellikle çatı davalarının sulandırılmadan sonuçlandırılması sonuç alınabilmesidir.”

Kamuoyunun, FETÖ konusundaki bütün davaları yakından izlediğini bildiren Kurtulmuş, “Amacımız, sulandırılmadan, niteliği değiştirilmeden özellikle çatı davalarının, Akıncı davasının, diğer davaların ve saire, bunların sulandırılmadan sonuçlandırılması, sonuç alınabilmesidir.” diye konuştu.

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :