Koronavirüs belirtileriyle ilgili yeni durumlarla ilgili son açıklama

Koronavirüs belirtileriyle ilgili yeni durumlarla ilgili son açıklama

Prof. Dr. Zeynep Ferhan Özşeker: "Yüksek ateş, vücut ağrıları, halsizlik, kırgınlık, öksürük, balgam, nefes darlığı, boğaz ağrısı, koku almada bozukluk, ağızda tat bozukluğu, ishal, bulantı, kusma gibi belirti olabilir.

Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) Astım ve Alerji Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Zeynep Ferhan Özşeker, yeni tip koronavirüse (Kovid-19) bağlı hastalık belirtilerinin yüksek ateş, vücut ağrıları, halsizlik, kırgınlık, öksürük, balgam, nefes darlığı, boğaz ağrısı, koku almada bozukluk, ağızda tat bozukluğu, ishal, bulantı, kusma olabileceğini ifade ederek, yayınlarda hapşırık ve burun kaşıntısı gibi durumlardan bahsedilmediğini söyledi.

Prof. Dr. Zeynep Ferhan Özşeker, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kovid-19 için tedaviden önce korunmanın çok daha etkin olduğunu belirterek, hastalığın henüz tedavisinin ya da aşısının bulunmadığını aktardı.

Özşeker, virüsle temastan sonra 2 ile 14 gün arasında değişebilen sürede hastalık belirtilerinin ortaya çıkabildiğini ancak hastalığın gençlerde ve çocuklarda hiç belirti vermeden de seyredebildiğini ifade etti.

Prof. Dr. Özşeker, "Hastalık belirtileri öksürük, ateş, nefes darlığı, baş ağrısı, kırgınlık, halsizlik, şiddetli vücut ağrıları, bulantı, kusma, ishal olabilir. Bu belirtiler tek tek değil, birkaçı bir arada görülürse anlam ifade eder. Nefes darlığı, ateş ve öksürük hastalığın ağır seyredeceğinin göstergelerindendir." diye konuştu.

Özellikle hipertansiyon, diyabet, kalp damar hastalığı olan kişilerin ağır hastalık açısından risk grubunu oluşturduğunu vurgulayan Özşeker, astım hastalarının, hastalığın bulaşması açısından normal topluma göre daha fazla risk taşımadığını, hastalığın hafif astımlı hastalarda ağır geçtiğine dair bir bilginin bulunmadığını söyledi.

Prof. Dr. Özşeker, "Ancak ağır astımlı hastalar, KOAH, bronşektazisi olan, daha önce geçirilmiş ve akciğerde hasar gelişmiş olan hastalar her enfeksiyon hastalığında olduğu gibi bu hastalığı ağır geçirme riskine sahiptir." diye konuştu.

Kovid-19'u diğer hastalıklardan nasıl ayırabiliriz?

Özşeker, Kovid-19 ile grip, nezle ve alerji gibi diğer üst solunum yolu hastalıkları arasındaki farkları şöyle sıraladı:

"- Koronavirüse bağlı hastalık belirtileri; yüksek ateş, vücut ağrıları, halsizlik, kırgınlık, öksürük, balgam, nefes darlığı, boğaz ağrısı, koku almada bozukluk, ağızda tat bozukluğu, ishal, bulantı, kusma gibi belirtileri olabilir. Hapşırık, burun kaşıntısı gibi belirtilerden ise yayınlarda çok bahsedilmemektedir.

- Mevsim itibarıyla basit soğuk algınlığı, nezle virüsleri de hastalığa neden olmaktadır. Bu durumda altta yatan astım, KOAH gibi solunum yolu hastalığı yoksa hafif kırgınlık, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırık gibi belirtiler gösterir ve ortalama 5-7 günde ilaçla ya da ilaçsız iyileşir.

- Alerjide ise eğer sadece alerjik nezle varsa hapşırık, burun kaşıntısı, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, geniz kaşıntısı, göz kaşıntısı, gözlerde sulanma vardır, ateş olmaz.

- Gribin de kas ağrıları, halsizlik, baş ağrısı, öksürük, ateş, titreme, ürperme gibi belirtileri bulunuyor.

- Eğer alerjik astım varsa bu hastaların yaklaşık yüzde 80'inde alerjik rinit vardır, astım belirtileri nefes darlığı, öksürük, hışıltılı solunum gibi belirtilerden bir veya birkaçı vardır. Bu belirtiler kendiliğinden ya da tedaviyle düzelir. Buradaki hastalık belirtilerine bakıldığında, koronavirüse bağlı hastalık, diğerlerinden ayrılabilir."

Astım hastalarına uyarılar

Astım hastalarının tedavileri için solunum yoluyla alınan (inhaler) steroid kullanıldığını dile getiren Özşeker, ağır astım hastalarının bazen ek sistemik steroid kullandıklarını söyledi.

Prof. Dr. Özşeker, steroidin bağışıklık sistemine olumsuz etkisi bilinmekle birlikte, astım hastalarının hem solunum yoluyla hem de gerektiğinde sistemik olarak aldıkları steroidin Kovid-19 enfeksiyonuna yakalanmakta fazladan bir risk oluşturmayacağına işaret ederek, şöyle devam etti:

"Eğer astım hastası endişe ederek tedavisini keserse astım kontrolden çıkıp atak geçirebilir ve hastane başvurusu gerekebilir. Sağlık kurumları bu salgın döneminde virüs bulaşı açısından en riskli alanladır ve atakla hastaneye giden kişi virüs bulaşı açısından riske girer. Tedavisini normal kullandığı halde nefes darlığında artma olan kişi, daha önce hekiminin belirttiği şekilde ilaç dozlarını artırabilir ve hekimiyle bağlantıya geçerek astımını yönetmesi önerilir."

- Mevsim nedeniyle alerjik rinitli hastaların şikayetleri artabilir

Prof. Dr. Zeynep Ferhan Özşeker, bahar mevsimi olması nedeniyle alerjik rinitli hastaların şikayetlerinin artabileceğini aktararak, "Bu hastalar da yine doktorlarının önerdiği gibi nazal steroidli ilaçlarını ve antihistaminik ilaçlarını kullanabilir. Polen alerjisi olan hastalar için bugünlerde önerildiği gibi evden çıkmamak zaten şikayetlerinin kontrol altında olması için de yeterlidir. Evi havalandıracaklarsa özellikle rüzgar olmadığı zamanları ve öğleden sonraki saatleri seçmelidirler, sabah havalandıracaklarsa havalandırdıkları odada bulunmamalarını önerebiliriz." değerlendirmesinde bulundu.

Ancak aynı şeyin ev tozu alerjisi olan hastalar için söz konusu olmayabileceğini dile getiren Özşeker, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Evde yoğun vakit geçiren ev tozu alerjisi olan alerjik rinitli hastalar mümkün olduğunca pencereleri açarak havalandırma yapmalı, evde toz kaldıracak işlerden uzak durmalıdır. Ev tozu korunma tedbirlerini almalıdırlar. Yine aynı şekilde reçete edilen nazal steroidli spreylerini ve alerji ilaçlarını rahatlıkla kullanabilirler. Ürtikerli hastalara gelince, akut ürtiker atakları sistemik steroid kullanmayı gerektirebileceğinden bu hasatlar için virüs bulaştığında ağır seyretme riski olabilir. Bu hastalar için önerebileceklerimiz, ürtikerlerini artıran her türlü ilaç, gıda katkı maddesi içeren yiyecekler, alerjik özelliği olan yiyeceklerin tüketiminden, stres ve stres oluşturan durumlardan uzak durmalarıdır. Kovid-19'a bağlı hastalıktan korunmanın en önemli yolu sosyal izolasyon, evden, hatta şüpheniz varsa kendi odanızdan çıkmamaktır. Özellikle tuvaletten sonra, yemekten önce ve sonra, şüpheli temaslardan sonra gerekli şekilde el yıkamak ancak su ve sabunun bulunmadığı ortamda uygun el dezenfektanı kullanmanızı öneririz."

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :