Çin’den dünyayla yayılan korona virüsüyle tüm dünya uğraşırken acaba kapalı kapılar ardında Çin ne yapıyor? Dünyayı bir köy gibi toptan karantinaya alan ve başka hiçbir konunun gündeme girmesine müsaade etmeyen korona hastalığı, gizli ajandası olan ülkelerin rahatlıkla bu alanda karar vermelerine ve uygulamaya geçmelerine fırsat veriyor.

Doğu Türkistan Çin işgalinde günden güne erirken, 3 milyona yakın Uygur Türkü kamplarda acaba virüsle mi boğuşuyor, zulümle mi? Kamplarda olmayanlar da bulundukları şehirlerde sokağa çıkma yasaklarıyla açlığa mahkum edilmiş durumda.

Dünya gündemi koronadan başka bir konuyu ciddiye almazken Çinliler Uygur Türklei’ni bir soykırıma mahkum ediyor olabilirler mi acaba? Tüm bu sorular cevapsız.

Uygur Türkleri’nden iletişim imkanı bulanların feryatları ortalığı yıkıyor, ancak bu toz duman ortamında kimse duymuyor. Dünya kamuoyunu Çin’e çevirmeleri hususunda harekete geçirmek gerek. Medya olarak biz de vazifemizi yapmaya çalışıyoruz.

Virüsü bahane edip kapalı kapılar ardında soykırım yapılmasının önüne geçmek için herkes elinden geldiğince bişeyler yapmalı.