Seyit Küçükbezirci

Seyit Küçükbezirci

Konya, “kadim bir başkent”se; “şehnâmeleri” de yayınlanmalı

 

-Buyurun “Zaman Tüneli”ne

Yedi yüz küsür yıl önce, ÜNSÎ, kaldığı Ebu İshak Kazeruni Tekkesi’nden çıkmaya hazırlanıyor. Bir tutam bazlamasını yedi, bir tas sütünü içmeyi heyecandan yarım bıraktı; “ŞEHNÂME-İ SELÇUK”u bir bohça içinde koltuğunun altına aldı. Yürüdü.

Bugün, “Selçûki Sarayı”nda, “Şehname-i Selçuk, Sultan 3. ALAADDİN KEYKUBAD’a arz edilecek...

“KÜLTÜR KAZILARI” YAPARKEN

-Merakım sağolsun”. “Kendime ait zamanlar”da, zaman med-cezirlerinde yüzlerce yıl gerilerde ilerilerde cevelan eylerim.

-Önümde bir dergi; “Serdengeçti”. Üstünde, Yıl: 1/ Sayı: 3/ Ekim 1947 yazıyor. Rahmetli  Osman Yüksel Serdengeçti, ben beş yaşındayken yayınlamış bu Serdengeçti sayısını.

Derginin, onbirinci sayfasından Osman Yüksel Serdengeçti’nin “Konya ve İnkılapları” başlıklı yazısına Şair ÜNSÎ’nin “Selçuk Şahnâmesi”nden bir bölümle giriyor.

 -Birlikte okuyalım:

 “Şah Alâüddin’in Konya’sından bir anlatı:

 “Eflâtun makarrı ile üç yüz lülesinden sular akan Çeşmesâri semaya serçekmiş iskenderi binalara benziyen on iki burçlu suru gördüm. Şah Alâüddin’in makarrı olan Konya emnü aman içinde idi. Her tarafında akar suları vardı. Orada kaplan huylu Türkler hükümrandı. Üç yüz altmış zaviye, yetmiş hankah, yedi ulu cami, üç yüz mescid bulunuyordu. Bunların hepsinin önlerinden abı-zülal cereyan ediyordu”.

Yani, beni “Ünsî” ile Osman Yüksel Serdengeçti tanıştırdı, üç ay kadar önce.

“Merak” varsa insanda, eğer; nerelere nerelere uzanır. Anadolu Selçukluları, Karamanoğulular, Şehnâmeler; Ünsî, arkasından “Dehhâni”, arkasından “Yercâni”. Ve öyle bir dönem ki; “KARAMANLI DÖNEMİ ŞEHNÂME YAZARLARI”nın altın silsilesi.

SELÇUKLU, KARAMANLI DEYİP GEÇEMEYİZ

Hatırlıyor musunuz; 2015 yılı, Konya’nın “Başkent” oluşunun 918. YILI.

“Selçuklu”“Karamanlı” deyip geçemeyiz. Bu “Aziz Topraklar”da Selçuklular 219 yıl, “Karamanlılar” 230 yıl hüküm sürdü. Oğuz Boyları, Osmanlı’ya gelinceye kadar 450 yıl  Anadolu’da egemen oldu.

Bu 450 yıl, “Şehnameler”le anlatıldı yüzyıllar boyu.

Peki, “Şehname” nedir?

“ŞEHNÂME”, “VAKAYİNAME”, “İSTİNSAH” NEDİR?

Kullandığımız kelimelerin anlamlarını bilirsek, konuyu daha iyi kavrarız.

-Şehnâme: “Hükümdarların niteliklerini, üstün başarılarını anlatan, mesnevi biçiminde yazılmış tarihi manzume. Manzum (Şiirsel) tarih”.

-Vakayiname: “Olayların zaman sırasına göre yazıldığı bir tür tarih yapıtı. Günü gününe yazılmış olayları içine alan eser, kronik”.

 -İstinsah: “Bir şeye bakarak aynısın yazma. Basımevi bulunmadan önce yazıların elle çoğaltılması”.

700 YIL ÖNCENİN ŞEHNÂMESİNE SAHİP OLMAK

Yedi yüz yıl önce bu topraklarda kaleme alınmış “Şehnâmeler”e sahip olmak Konyalı olarak az şans mı? Ne azı, şahane bir şans.

Hele, bu topraklarda, yüzlerce yıl önce yiyen, içen, gezen, düşünen DEHHANİ. “Oğuz Türkçesi”ni en zarif, en sade kullanan bu şair;  “Türk Edebiyatı”nda gazel ve kasidenin de ilk şairi. Devrinin sosyal hayıtını, ahlakını, insan güzelliklerini binlerce beyitle en güzel şekilde söyler.

Uşak Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyelerinden İsmail Çiftçioğlu’nun konuya açıklık getiren çok değerli bir makalesi var. Başlığı; “Karamanlı Dönemi Şehnâme Yazarları ve Eserleri Üzerine”. İnternetten ulaşabilirsiniz.

Çok önemli bir husus daha var.

Konya’ya ödenemez kültür hizmetleri armağan eden Mes’ud Koman; Ünsî’nin “Şehnâme-i Selçuk’unun “İstinsah edilen” nüshasını bulur. 1748 yılında, I. Mahmut döneminde, Ilgın Lala Mustafa Paşa Camii imamı Hafız Hasan Efendi tarafında, aslından aynen kopya edilen nüshayı 1942 yılında yayınlar. 1942 yılında Ülkü Basımevi’nde “Ünsî’nin Selçuk Şehnâmesi” adı ile basılır. Mes’ud Koman, o sıralar Konya’da kitaplık müdürüdür.

Şikâri’nin “Karamanoğulları Tarihi”ni de yayınlamak 1946 yılında, yine Mes’ud Koman’a nasip olur.

Mes’ud Koman’ın gün ışığına sunduğu “Ünsi’nin Selçuk Şehnâmesi” yayınlanalı yetmiş yılı geçmiş. Hala yeniden basılmaması olacak iş mi?

NE YAPILMALI, PEKİ?

Bakınız lütfen. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Beş Şehir” kitabındaki birkaç formatlık Konya üstüne yazısı bu şehrin bin yılını hakkıyla ortaya koymaya yetmez. Olsa olsa, bu muhteşem bin yılın üstüne ışık tutar. “Konya demek Mevlâna demektir” lafı da derinliği olan bir kavram değildir. Hakikati yansıtmaz.

Oğuz Boyları Kınıklar, Kayılar, Çiğiller, Yağmalar, Avşarlar, Beydililer 1071/Malazgirt’ten çok önce de bu topraklardadırlar. Osmanlıya gelinceye kadar; Selçuklu döneminde 219 yıl,   Karamanlılar döneminde 230 yıl; toplam 450 yıl KONYA MİĞFER’di. 450 yıllık Türk Oğuz Boyları’nın serencamı “KONYA ODAĞI”nın çevresinde oluştu.

Burası “Kadim Bir Başkent”se, bu başkentin “Şehnameler”i de, vakit geçirmeden yayınlanmalı. Bence, Selçuklular’ın adını taşıyan SELÇUKLU BELEDİYESİ’ne herkesten çok görev düşer. ÜNSÎ’NİN ŞEHNÂME-İ SELÇUK’UNDAN BAŞLANMALI İŞE…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum