Ülke tarihimizin ve bizim yaş grubunun unutulmaz bir kültürü seksenler. TRT de çok izlenen seksenler dizisi. Geçmişin o mahalle ve komşuluk değerlerinin aile ortamındaki güzellikleri ve birlikteliği kardeşliği anlatır. Birimiz hepimiz için anlayışının yaşandığı o günler özlemimizi depreştirir. Şimdilerde diziye yeni bir karakter katıldı. Hala Melahat. Onun en çok sevdiğimiz cümlesi. “Söylemeyeyim söylemeyeyim diyorum ama”

Ben de son zamanlarda “Yazmayayım yazmayayım ama diyorum”  Yoo yoo..  Yazı yazmayayım değil. Şu bizim ülkenin kaderinden midir nedir? Allah kimsenin başına bizdeki ana muhalefetin başındaki çapsız siyasetçi gibisini vermesin. Diyorum ki bu tür kapasite sorunlu siyasetçileri muhatap almamak daha hayırlı mı olur acaba diyorum? Çünkü ıvır zıvır meselelerle zır zır gevezelikle ülke sevdalısı insanların enerjisini ve zamanını çalıyor.

Ülkeyi yönetenler şöyle bir rahat işimize odaklanalım. Öncelikle Allah’ın rızası ile ülkemiz ve ümmetin hizmetine koşalım diyoruz. Zamanın ruhuna ve gelişmişlik hızına göre planımızı, projelerimizi ve hedeflerimizi programımıza alıyoruz.

Amma velakin ana muhalefet milli şef döneminden aynı faşizan bir siyasi irade. Sergiledikleri politika milli ve yerli olana zıt bir mantalite. Milletin dini, öz değerleri ile vatan için yararlı ne varsa aleyhte söylem ve program. İşleri ülke kalkınması ve gelişiminde en ufak bir adım yok maalesef. Varsa yoksa halka sorun üretme. İnançta ve sosyal yaşamda ayrıştırıcı ve ötekileştirici eylemlerinin ya içinde ya da arkasında destek kıtası.

Nasıl bir zihniyet derseniz? Cevap olarak tek seçenek “Kiralık Zihniyet” bunlarınki.

Çünkü üst akıl batılı efendilerinin şuuraltına empoze ettikleri subliminal mesajlar. Toplumun değerlerine saldırı başlatıyorlar akıllarınca. Son dönem eski kafa yapılarına dönüş içerisindeler.

 Beyinleri akıl, vicdan ve ruh özelliği ile rahmani değil.

Zekâ, ego, nefis ve şeytani menfaat ve çıkar lobunu kullanarak söylem ve karakterle salyalarını akıtmaya başladılar.

Birisi çıkar türbanlı savcının yargılamasının adaletsiz olamayacağını utanmazca söyler.

Aynı zihnin basını tüm ümmetin sevinçle karşıladığı Ayasofya’nın açılışını felaket olarak manşet atar alçakça.

Baş sarhoş zihin çıkmış kendi ittifak partilerini ahlaklı görmekte. Diğer ittifak partilerini ahlaksızla iftira atarak ne tür bir ahlak yoksunu olduğunu ispatlar.

Hadi diyelim ki bunlar kontrollü, kiralık zihinler.

Yaa bu kara tren lokomotifi makinistine umut bağlayıp da partilerini vagon olarak bağlayan zavallı bizden siyasilere ne oluyor?

Hele içlerinde makinist yardımcısı rolü verilen bayana ne demeli.

Katkıları olmayan proje metro açılış töreninde görüntü verdiler. Gururla oturup yolculuk ettiler, birilerine gülücükler eşliğinde.

Akılları zorlayan yanı ise törende ki konuşması. Acemi çaylak güzellemesine ne demeli? Der ki bugün üç kadın cinayeti işlenmiş. Belediye başkanına hitaben başkanım sen bu sorunu halledersin güvenli bir ülke istiyorum gafı.

İç güvenliğin içişleri bakanlığına ait olduğunu bilmeyecek kadar cahil değil. Aldıkları emir gereğidir belki de 2023 başkan adayımız diye selam mı çaktı?

Çapınız ne kadar bakıp göreceğiz. Sizin gibi tipler gündemi meşgul ederek çok konuşulup şöhret olmak istiyorsunuz. Gündemde kalmak için en fırıldak işleri ve oyunları sergiliyorsunuz.

Reisten ricamız bu çarkçıyı ve peşine takılan çamurları muhatap kabul etmeyin. Sayın Cumhurbaşkanım siz ve size sevdalılarla inandığınız ve güvendiğiniz siyasetçilerle aşkla yolculuğa devam edin. Bu millet kimin ne olduğunu çok iyi bilmekte size yolculuğunuz boyunca eşlik etmektedir, edecektir.

 Yolcu yolunda gerek. Güç olma ekseninde yürüyüşünüzü sürdürün. Bu çapsızları kendi haline bırakın. 2023'te siyasi mevta olarak anılsınlar.

 Biz ise böyle siyasi malzemenin çok olduğu ülkemizde, muhatap yazısı yazıp yazmamayı düşünmeye başladık…

 Gereksizlere zaman ayırmak israf olur mu ki? Ne dersiniz?...