Kimi Çağırsak?

Cumartesi günü gazeteyi elime aldığımda hayli ilgimi çeken bir haber… Hem de manşetten verilmiş. İ. Hakkı Biçer’in ve Memleketi Kurtaran Amcamız’ın dün bir kez daha ele aldıkları konudan bahsediyorum. Hani şu karın ağrısı mahiyetinde bulduğum “Bu yıl Mevlana İhtifalleri’ne kimi çağıralım?” sorusu. Öncelikle “in-out” ifadelerini görünce içlendiğim, daha sonra da haber metnini okuyunca “Nerdeyiz biz?” dediğim bir haber aslında. Yeni yüzler arayışı var ise, daha başka, mesela yıllardır bir türlü icabet ettiremediğimiz siyasi isimler konusunu gündeme getirmeliyiz. Yusuf İslam’ın yüzü eskimiş ya, onun izinde gösterilen Azeri sanatçı Sami Yusuf’u düşünelim. Madonna çok mu popüler, Nicole Kidman din dersleri almaktaymış efendim… Onu düşünelim mesela. Zaten Madonna’nın Konya’yı dünyaya tanıtacak bir girişimi olabilir mi?

O dönem içerisinde Mevlana Türbesi çevresinde hayli titiz çalışan Karatay Belediyesi bu titizliğini her dönemde sergilesin. Çok değil, geçen ayın başlarında İstanbul’dan gelen misafirlerimizi gezdirirken çevrede rahatsız edici bir koku ve sineklenme vardı. Bu dahi göz ardı edilmemesi gereken bir unsur.
*
Tekrar “Kimi çağırsak?” döngüsüne bakacak olursak, çok titiz olunmalı düşüncesindeyim. Öyle ki, geçen hafta Nasreddin Hoca Şenlikleri’ne Ferhan Şensoy’u çağıranların programlarda Şensoy’un patavatsızlıklarına bizi maruz bıraktıkları gibi olmasın. Hoş, o da ayrı bir yazı konusu...
*
Sami Yusuf gibi sanatçılar dururken hangi düşünceyle ortaya atıldığını hala anlayamadığım Madonna teklifi geçerli olacaksa amenna. Sonuçlarını merakla bekleriz. “Ne olursan ol…” dememiş miydi Hz. Pir?
Madonna’yı çağırın… Hatta Hollywood’tan birkaç isim de olsun. Geriye ne kalacak, Mesnevi’den habersiz vatandaşlarımız mı?
*
Açık bir fikir, şu Madonna fikri… Hani şu reklamlardaki gibi “Açık mısın?” dedirten bir fikir. Fakat her bir yankısını ölçüp biçmek gerekir.
Biz Madonna’yı çağırdık ve geldi diyelim. Ama yıllardır Cumhurbaşkanımız teşrif etmediler. Bunu nasıl açıklayabiliriz, düşündürücü doğrusu…
*
Bu yılki, Akhisar Çağlak Zeytin Şenlikleri’nin davetli katılımcı listesi hayli ilgi çekiciydi. Edebiyattaki duruşu ne olursa olsun, pek çok isim dâhil oldu. Hani, bu gibi bir listeyi göz ardı etmemeliyiz düşüncesindeyim. Her ne kadar “hazıra konmak” ile bağdaştırılabilme durumu olsa bile…

Ne Yedirsek?

“Kimi çağırsak?” sorusu neticelendirilmedi ama bir de bunun “Ne yedirsek?” boyutu var.
Etliekmek ile her daim anılan şehrimizin fırın kebabı da var. Ama bunların sunumları hayli zevksiz… Yıllardır böyle geldi böyle geldi sofralara ama hani yeni yüzler görmek isteyenlerimiz, yeni zevklerde yaşamak ister değil mi?

Nereleri Gezdirsek?

Değinildi mi o basın toplantısında bilemiyorum ama bu soru da ihmal edilmemeli... Müzeyi gezerken öneminden dolayı herhangi bir çekim yaptırılmayan mutfak bölümü gezilir de, Mevlevi mutfağının en önemli ismi Ateşbaz Veli Hazretleri’nin türbesi biraz göz ardı ediliyor. Ne dersiniz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.