Kime göre, neye göre?

“Hayat kimsenin etrafında dönmez, herkesle beraber yürür.”  A. H. Tanpınar ne güzel ifade etmiş değil mi?

Son zamanlarda  hayatın kendi etrafında döndüğünü sanan kişiliği erozyona uğramış pek çok insanla karşılaşmamız herhalde bir tesadüf olmasa gerek…

İnsanlar “ben merkezci” bir dünya kuruyorlar ve o dünyada yalnızca kendilerinin önemli olduğunu zannediyorlar. 

Bu biraz da sosyal medyadaki duruma benziyor.

 Siz şimdi oturun ve Twitter’a bir konu girin.

Mesela “eğitim” diye bir entre yapın? “Eğitim”den bahseden yüzlerce binlerce insan göreceksiniz.

 Ancak gerçek bu değildir.

Çünkü siz o veriyi girdiğiniz için en çok onun konuşulduğunu düşünüyorsunuz. 

Dünyanın kendi etrafında döndüğünü sanan insanlar için de bu böyledir…

Siz kendinizi çok önemli çok mühim hissediyor olabilirsiniz ancak bu sizin gerçekliğinizdir…

Oysa ki sizinle birlikte 7 milyar daha insan bu yeryüzünde yaşamaktadır ve hepsi de sizinle aynı “önem”e ve “özel” e sahiptir…

Onların daha önemsiz  olduğunuzu düşündüren hiçbir geçerli gerekçe de yoktur…

Bu gerçeği kavradığımız sürece başkalarına da davranışlarımız daha sahici olacaktır…

Aslında “empati”nin özünde de bu vardır…

Herkes bizim kadar “iyi” ya da bizim kadar “kötü”dür…

Biz insan olarak bunun farkına varırsak ilişkilerimiz de daha sağlıklı, daha makul bir yere oturur.

Yoksa kimse size siz olduğunuz için “düşman” ya da “dost” değildir…

Sizin davranışlarınız, tavrınız  başkalarından farklı kılan şeydir.

Ya da başkalarıyla aynı düşünmenizi sağlayan şeydir…

Kimse dünyanın en önemli inasanı değildir ya da kimse dünyanın en önemsizi de değildir…

Herkes “özel”dir ya da hiç kimse “özel” değildir.

O sizin neyi nasıl düşündüğünüze bağlı olarak değişir.

Aynştayn buna “görecelik” diyor…

Önceki ve Sonraki Yazılar