“Keşke” bu yazıyı okusaydın!!!

Hayatında kaç kere ‘keşke’ dedin. Hiç düşündün mü “Eyvah”ların ne kadar yersiz olduğunu? ‘Keşke!’ dediğin kaç yanlışını doğruya dönüştürebildin? Şimdi bu soruların cevabını hayatında arayalım.

Tornacıydı, ufak bir arabası ve kirada oturduğu bir evi vardı. Bir gün babası bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Çocuğuna tam 800 milyar miras bıraktı. Her şeyi paraya çevirip bankaya yatırdı genç adam. Cebindeki en küçük para 50 milyondu. Hayatı ve çevresi değişti. Tanımadığı insanlar birden akrabası oldu. Herkes borç istedi ve herkese borç verdi. Parası hiç bitmeyecek sandı dağıtırken. Küçük hesaplar yapmadı. Her zaman daha da büyümek istedi. Anlamadığı işleri yapmaya kalktı ama hiç birinden kar edemedi. Sonra başka yöntemler denedi. Sayısal loto, at yarışı gibi. Bunlarda da başarılı olamadı. 800 milyarla başladığı iş hayatı sona erdi. Bir gün elini cebine attı ve cebinden para çıkmadı. Banka cüzdanı “Toplam 1 milyar kaldı.” diyordu. Son sermayesiyle eski işine geri döndü. Küçük hesaplardan anlamıyordu artık. Elini cebine attığında milyonlarca paraya dokunuyorken, şimdi üç kuruşluk işlerle uğraşmak zor geliyordu genç adama.

Bir sabah duyduk, intihar etmiş. Geriye 3 çocuk ve bir mektup bırakmış. Mektup aynen şöyle bitiyordu. “Keşke zamanında aklımı kullansaydım da en büyük torna şirketinin sahibi olsaydım.”

BIRAKILABİLECEK EN BÜYÜK MİRAS ÖZGÜVENDİR

İnsanlar çocuklarına rahat yaşasınlar diye miras bırakırlar. Hiç bilmezler ki onlara miras bırakarak aslında en büyük düşmanlığı kendileri yaparlar. Kendine olan güvenini kaybeder insan, mirasa güvenir, körelir. Analar, babalar milyarlarca servet bırakacaklarına, çelik gibi bir özgüven bıraksalar çocuklarına, her şey daha başka olurdu. Şimdi bu genç adamı düşünelim. Bu genç adamın kendine özgüveni olmuş olsaydı. Bulunduğu sektörde genişlemek ve büyümek hedefi olurdu. Ama bu maymun iştahlı davrandı gitti market açtı ve bilmediği işlere girdi. Kendini şans oyunlarına verdi. En sonunda da bütün varlığını kaybetti. Geriye ne kaldı koskoca bir “Keşke” sözü. Ama artık iş işten geçmişti ve “Keşke”lerin anlamı kalmamıştı.

KEŞKELERİ ÇIKAR HAYATINDAN!

- Bende onun gibi olabilseydim keşke…

- Okulumu bitirebilseydim keşke…

- Şu kriz olmasaydı keşke…

- Çok param olsaydı keşke…

Kavramlar var, karakter özelliklerini yansıtan: sinirli, içine kapanık, durgun, agresif, tembel, zeki, kötümser… Sen bunlardan bazılarını seçersin. Seçtiklerinin toplamı içindeki “Sen”i oluşturur. Yani eğer çok agresif biriysen, bunu sen seçtin. Bu sende doğuştan değildi. Hepimiz eşit yaratıldık, yalnız seçimlerimizi farklı şekilde yaptık.

Şimdi oturduğun yerden icatlar yapan insanları övüyorsun, “Adamlar yapıyor abiii" diyorsun. “Keşke” bende onlar gibi olabilseydim diyorsun. Onlar adam da sen değil misin? Sen neden yapmıyorsun? Onların zekâsı senden çok mu daha fazla? Tek fark var aramızda onlar “keşke” lafını kullanmıyor, biz ise dilimizden düşürmüyoruz. Artık “keşke” bende büyük adam olsaydım, “keşke” bende zengin olsaydım, “keşke” bende okusaydım gibi mazeretleri bir kenara at… Sen istersen zenginde olursun, okuyup büyük adam da olursun –ki bunu okumadan da yapabilirsin- en geniş çaplı icatları da yapabilirsin. Yeter ki içindeki “Sen”in sesini dinle… Bazı soruların cevabını hayatında araman için başkalarının yardımına gerek yok. Bunu kendinde yapabilirsin. Unutma “Keşke”siz yaşamak sınırların ötesine geçmektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.