M. Faik Özdengül

M. Faik Özdengül

Kendilik ihmale gelmez!

Eskiden kişilik bozukluğu olarak adlandırdığımız yapıları şimdilerde kendilik bozukluğu olarak adlandırmaya başlamamız gerektiğine ait çalışmalar arttı. Kişilik bozuklukları üç gurupta toplanıyordu. A Kümesi, B Kümesi ve C Kümesi içinde topluyorduk bozuklukları ve ilk küme düşünce ile ilgiliydi. Şizoid, paranoid ve şizotipal olarak adlandırıyorduk. B Kümesinde narsistik, histriyonik, borderline ve antisosyal kişilik bozukluklar vardı ve C kümesi ise obsesif kompulsif, pasif agresif, self defeating bozuklukları içeriyordu. Ayrıca mixt tipler ve adlandırılamayanlar da mevcuttu.

Bahsettiğim kişilik örüntüleri bazen bozukluk düzeyine çıkıyordu.

Masterson bu anlamda kişilik bozukluklarından bahsetmek yerine, davranışlarımızı savunmalar olarak adlandırdı. Neye karşı savunma?

Kendilik aktivasyonlarına karşı oluşturduğumuz savunmalar. Şimdi burada kendilik aktivasyonunun ne olduğundan da söz etmeliyiz. Kendilik aktivasyonu: kendi irademizle, özerk bir birey olarak içten gelen ihtiyaçlarımıza ve isteklerimize yönelmek ve bunları yapmak için karar vermek şeklinde özetlenebilir. Araba almaya karar vermek, kendimiz için seyahat etmeye karar vermek, kendi kararımızla yapmak istediğimiz her şey. Onay almaya ihtiyaç duymadan yapacağımız her şey. Kendiliğimizi aktive etmek.

18-36. aylarda anneden ayrılma bireyselleşme dönemi vardır psikolojik gelişimde. Bu dönemde özerkliği desteklenmemiş çocuklar, anneye bağımlı bırakılmış ya da ihmal edilmiş veya işgal edilmiş de diyebiliriz. Her kendilik aktivasyonunda adına terk edilme depresyonu dediğimiz bir dizi duygu yaşarlar. İçten içe depresyon, suçluluk, öfke, çaresizlik boşluk, pasiflik ve panik duygularından biri ya da bir kaçı içten içe hissedilmeye başlar. Çıkıp kendi başına dolaşmak isteyen birisi eğer kendiliği sorunluysa bir sıkıntı duymaya başlar. İçerdeki annenin suratı asılmaya başlamıştır ve bu duygu hiç yaşanmak istenmeyen ağır bir patolojiye dönüşür. Her kendi için bir şey yapma isteği aynı sonuçlara neden olur.

Asıl neden, bahsettiğim dönemde annenin çocuğun özerkleşmesine izin vermemesinden kaynaklanır. Kendin olursan, özerk olursan senden uzaklaşırım, sevmem, benden annelik bekleme mesajıdır bu ve o dönemde kazanılır. Anne bunu yüzünü asarak ve çeşitli davranışlarıyla gösterir çocuğa. Çünkü o dönemdeki çocuk için anneden uzak kalmak ölümle eşdeğerdir. Hiçbir çocuk buna dayanamaz ve özerkliğinden vazgeçip anneyi memnun edecek sahte bir benlik geliştirir. Yani özbenliğinden kendine özgü olmaktan vazgeçip anneye yapışan uyguncu bireyler olmanın başlangıcıdır bu. Artık bundan sonraki yaşamında hep bu sahte benliğiyle görünür. İstemediği halde ister gibi görünen, pasifçe direnen, kendini ortaya koyamayan, düşüncelerini söyleyemeyen, sınıfta parmak kaldıramayan, yürü diyince yürüyen dur diyince duran insanlar.

Böyle olunca da içten içe acı çeken ve kendi olmaya çalıştığı her an yukarıda söz ettiğim duyguları yaşamak zorunda olan insanlar buna dayanamayacağı için çeşitli savunmalar geliştirir. Bu savunmalar 4 ana şekilde olur. Borderline, narsistik, şizoid ve antisosyal savunmalar şeklinde. Masterson kişilik bozuklukları yerine bu 4 ana savunmadan söz ediyor ve bu tür davranışlara kendilik bozukluğu diyor. Bunlar nasıl gerçekleşir?

Yalnızlık ve içe kapanma, insanlardan uzak kalma gibi şizoid savunma. Büyüklenmeci insanlara tepeden bakan narsistik savunma, öfke patlamaları yaşayan, öfkesini kontrol edemeyen ya yapışkan ya uzak borderline savunma ve hiçbir kural tanımayan antisosyal savunmalar davranışlarımızda ortaya çıkar.

Bunlar için yoğun psikoterapiler almak gerekecektir. Binlerce yıldır olgunlaşma dediğimiz kendiliğimizdeki bozuklukları düzeltme olarak adlandırdığımız bu çalışma çok çeşitli şekillerde farklı kültürlerde hep yerini almıştır.

Yaşadığımız mutsuzluklar, sorunlar, tatminsizlik duyguları ve her neyse artık bundan sonra bir de bunlara kendilik bozukluğu yönünden bakalım istiyorum. Kendiliğimiz bozuksa zaten ilişkilerimiz de bozuk olacaktır. Toplum olarak da sağlıklı birey yetiştirme adına annelerimize anne olma bilincini verecek çalışmalar yapmak zorunda olduğumuz da çok açık.

Kendilik ihmale gelmez.

www.pozitifdegisim.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum