M. Ali Köseoğlu

M. Ali Köseoğlu

Karakolda doğru söyler...

Karakolda doğru söyler mahkemede şaşar!


19 Ağustos 1984 tarihli Hürriyet Gazetesi’nin birinci sayfasında şu haber yer alıyor: Eruh’ta jandarma komando er Süleyman Aydın şehit oldu.

Siyah beyaz bir fotoğraf karesi… Sadece Hürriyet’te değil, o günün diğer gazetelerinde de olayın hemen ardından Süleyman Aydın’ın kimler tarafından şehit edildiğine dair bir bilgi yok.Yalnızca “aşırı bir sol örgüt mensupları”   ifadesi kullanılıyor. Çünkü Türkiye, henüz PKK adını duymamış.

***

2008’de Milli Savunma Bakanlığı toplam şehit sayısını açıklamış…

Haziran 2008’e kadar teröre toplam 7 bin 848 şehit vermişiz.

Terör nedeniyle verilen 7 bin 848 şehidin 5 bin 766’sı TSK, 745'i emniyet mensubu.

Bin 337'si de geçici köy korucusu. Terör nedeniyle yaşamını yitiren sivil sayısı ise 4 bin 828.

Önceki gün yüreğimizi yakan 11 şehit haberini alınca bu sayılara bakmak farz oldu…

Üstelik bu 11 şehidin arasında Konyalı piyade er Süleyman Ballan da yer alıyor.

Ballan ailesine sabır dilemekten başka elimizden bir şey gelmiyor

Ülkede istikrarı istemeyen güçlerin kullandığı ve beslediği bir yapı… 1984’ten 2010’a değişmeyen tek gerçeğimiz terör…

Terörün işi bir bardak suda fırtına koparmak olunca, muhalefetin yaptığı eleştiriler de kimi zaman buna katkı sağlıyor…

Abdullah Öcalan’ın yakalanmasının ardından idam cezasını kaldıranların bugünkü olayları ‘açılıma’ bağlamaları da bir o kadar ilginç…

***

Bakın Sezai Karakoç bu son hadisenin ardından yaptığı açıklamada ne diyor: Bunun gelip geçici olduğunu sanan geçmiş yönetimler, meselenin esasına nüfuz edemedikleri için, hep, basit, sathi tedbirlere başvurdular. Bu yüzden saldırıları önlemek şöyle dursun âdeta artmasına sebep oldular. Bu ve benzeri saldırılar, sadece, illegal örgütün ya da örgütlerin işi değildir. O örgütler dış mihrakların tetikçisidirler. Onların arkasında Batı, hatta Doğu ve Kuzey vardır.

 

FARUK BAL’I TAKDİR ETTİM

MHP Konya Milletvekili Faruk Bal’ın hafta sonunda takdir edilecek cümleler kurduğuna şahit olduk…

Bal’ın, 1984’te başlayan terör örgütü eylemlerini bugünkü ‘açılıma’ ilişkilendirmesinin dışında, ‘yargının güvenli bir liman olmaktan çıktığı’ tespitinin altı çizilmesi gerekiyor.

Bal bu cümleyi durduk yerde kurmuyor.

Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin dava dosyasının aslını görmeden Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner’le birlikte Ergenekon’dan tutuklu 10 sanığı salıvermesine tepki gösteriyor.

Ve aynen şöyle diyor: Görülmektedir ki Türkiye’de adalet güvenli bir liman olmaktan çıkmıştır.

Bal, çözüm olarak da kapsamlı yargı reformunu gösteriyor…

***

Bir süre önce TBMM Genel Kurulu’nda, anayasa değişikliği teklifinin tümü üzerinde, MHP Grubu’nun görüşlerini aktaran Bal, AK Parti’nin ‘aceleci’ olduğunu, teklifin siyasi partilere sunulduktan çok kısa bir süre sonra komisyonda görüşüldüğünü, yangından mal kaçırırcasına da Genel Kurul’a getirildiğini savunmuştu.

Bal aynen şu cümleleri kuruyordu:

-Teklif, olsa olsa AKP’nin tepkili olduğu yargıya ve hedefine ulaşabilmek için araç olarak değerlendirdiği parlamenter demokrasiye karşı bir operasyonudur.

-Teklif, yargıyı siyasallaştırmaktadır, yandaş yargı kurumu yaratmaktadır, hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ilkesini zedelemektedir.

Bal’ın, bu sözlerinin üzerinden daha çok geçmeden ‘kapsamlı bir yargı reformunu’ işaret etmesi elbette manidar…

AK Parti’nin niye ‘acele’ ettiği, hayretle yaşadığımız pek çok yargı kararından zaten anlaşılıyordu.

Anlaşılmayan şey, MHP’nin bu pakete karşı CHP ile birlikte aldığı tavırdı…

Halkın MHP’den duymak istediği söz, Faruk Bal’ın hafta sonunda söylediği sözdür.

Halkın MHP’den beklediği tavır da bu tavırdır.

Bu tavrından dolayı Sayın Bal’ı tebrik ediyorum.

Bir de ‘karakolda’ doğru söylenip ‘mahkemede’ şaşılmasa…

Ne iyi olur.

 

NOT: Şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum. Allah, bölünmeden, inançlarımıza sarılarak birlikte, huzur içinde yaşadığımız günleri bizlere göstersin.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
  • Soldaş Hasan / 22 Haziran 2010 Salı 18:54

    Hasan sen okuma özürlümüsün, yoksa beyin mi? Faruk Balın söylediği cümleleri neden Yazara yaftalayıp (...). Ne bu kin neden bu ızdırap, (...)demişinki 'hiç sevmedği Cihaner' hangi cümleden esinlendin bu hezeyana bizede açıklada bizde anlayalımmm.
    Tövbe demekte öteye gidemiyorum. Memlekette Ergenekoncular gitti bitti derken son kararrları anlaşılan sizlere cesaret vermiş...

    Yanıtla (0) (0)
  • Cevap balçiçek / 22 Haziran 2010 Salı 18:48

    (...) Yazık sana ,,, peki sen kimin yandaşı, kimin yoldaşı, kimin değirmencisinin demicem çünki bellisin... Bu ülke ve bazı mahkemeler tek tek senin dostlarını salıverebilir buna da hazırız, ama şunu bilin artık sizler bizim gönül zindanlarımızda yerinizi buldunuz. (...) ama adalet tektir ve yerini elbet bulacaktır HASAN ve Gibileri... Bu Cumhuriyet hepimizin, Kanımızın sonuna kadar da koruyacağız. ama kenelere bırakılacağını sanmaktaysanız HASAn çok beklersin. o devir Bitti Hasan, O devir Bitti. Sonuçta bazılarını tutuklayanda , tutuklatanda serbes bırakanda bu ülkenin insanı ve yazan da bu ülkenin insanı. Hasan aklı selim ol ve kalemini kırmayı düşünmekten se o kalemi sağlam tutmayı hedefle ki insanlığa en azından faydan olsun...sayın yoldaş soldaş candaş dededaş HASAN. NOT: Editör tarafından kırpılmıştır

    Yanıtla (0) (0)
  • Adil Gür / 21 Haziran 2010 Pazartesi 14:32

    Şimdi, yazar Faruk Bal'dan yola çıktığına göre MHP'nin yandaşı mı oluyor? Bari 'Hasan' da kendisinin kimin yandaşı olduğunu deyiverse... Ergenekon'un mu?

    Yanıtla (0) (0)
  • Hasan / 21 Haziran 2010 Pazartesi 12:56

    1984'ten itibaren terörün bilançosunun ortaya konulması son bir yılın ağır gafletini ve sorumsuzluğunu ortadan kaldırabilir mi? Yalnızca "Analar ağlamasın" demekle açılım olmayacağını, ancak ve ancak bu milletin kandırılıp birbirine düşürüldüğünü SayıN Yazar göremiyor mu, yoksa mahkemede mi şaşıyor o da?
    Sayın Yazarın hiç sevmediği İlhan Cihaner'in dosyası çok sevdiği savcılar tarafından hiç sevmediği Yaargıtay'a iki ay Türkiye'nin her yerinde gezdirildiği için ulaşmadığından Yargıtay'ın dosyanın sureti üzerinden inceleme yapmak zorunda kalmış olmasının, tutuklamanın hiçbir yasal koşul ve gereği yerine getirilmeden uygulanması keyfiliğinin, Yargıtay'ın yalnıza dosyasını inceleme yetkisi bulunan Cihaner'i tahliye ettiğinin, diğer şüphelileri ise yerel mahkemenin tahliye ettiğinin hiçbir önemi yok tabii. Yazar ve onun gibi düşünen Ergenekon adı altında çağdaşlık ve Cumhuriyetten alerji duyanlar için hak da, hukuk da, demokrasi de araçtan ibaret çünkü!..

    Yanıtla (0) (0)