İSTANBUL (AA) - AİŞE HÜMEYRA BULOVALI - Birçok farklı tarzda sanat eserini bünyesinde barındıracak sanat fuarı "İstanbul Art Show", sanatseverleri ve çağdaş sanatçıları ağırlayacak.

Bu yıl "Hakikat Askıda: Post-truth Çağında Sanat" temasıyla ikinci kez düzenlenen fuar, 20-22 Aralık'ta İstanbul Hilton Kongre ve Sergi Merkezi'nde gerçekleştirilecek.

Son dönemin en çok tartışılan kavramı olarak gösterilen ve "gerçek ötesi", "gerçek sonrası" gibi tanımları bulunan "post-truth", fuar kapsamında ele alınarak, sanatı nasıl dönüştüreceği tartışılacak.

Fuarın "post-truth" odasını sanatçı Mercan Dede hazırlarken, fuarda İran'a da ayrı bir bölüm ayrılacak.

İran'ın başarılı sanat galerileri, sanat yazarları, ünlü koleksiyonerleri ve küratörleri üç gün boyunca İstanbul Art Show'da Türk sanat dünyasıyla bir araya gelecek.

- "Post-truth Çağında Sanat'ı masaya yatıracağız"

Geçen yıl "posthümanizm" temasıyla yola çıkan İstanbul Art Show hakkında AA muhabirine açıklama yapan Sanat Direktörü Yalın Alpay, ilk kez bu yıl odak ülke olarak İran'ı seçtiklerini söyledi.

Alpay, geçen yıl fuara yaklaşık 40 sanat galerisiyle 500 sanatçının katıldığını aktararak, "İran'a defalarca ekip olarak da gidip geldik. Çeşitli toplantılar yaptık. Bu anlamda fuarda bir büyük İran sergimiz de olacak. Aynı zamanda bu yıl hangi galerilerin ve hangi eserlerin fuara katılabileceğini belirleyen 5 kişilik bir seçici kurulumuz var. Geçen yıl bir seçici kurulumuz yoktu. Dolayısıyla bu sene daha üst düzey bir fuar bekliyoruz." dedi.

"2. İstanbul Art Show"a bu yıl İran'ın yanı sıra Bulgaristan, Yunanistan, Hırvatistan ve Romanya'dan sanatçıların katılacağına işaret eden Alpay, odak ülke İran'ı seçmelerine ilişkin şunları anlattı:

"İran biliyorsunuz ki Orta Doğu'da sanatla en ilgili olan ve bu ilginin tarihsel temelleri de en derinde olan ülke. Türkiye de böyle bir pozisyona sahip ve hem Türkiye hem İran doğrudan Batılılaşma tecrübesi yaşamış olsalar da özlerinde bir koruma sağladılar. İran'ın sanatıyla Türk sanatı arasında pek fazla paralellik yok. Bu yüzden de iki taraf birbirine çekici geliyor. İran'ı seçmemizin ayrıca birkaç nedeni daha var. Birincisi sınırdaş olmamız. Eserlerin çok kolay getirilip, götürülmesi, koleksiyonerlerin çok kolay bir şekilde Türkiye'ye gelebilmesi... İkincisi İran'ın mevcut ambargo yüzünden şu anlık yurt dışından tablo talebini Batı ülkelerine gönderemiyor olması."

Alpay, fuar süresince sanat sohbetleri de gerçekleştirileceklerini belirterek, "Post-truth biliyorsunuz siyasi bir terim. Fakat sadece siyasete değil, pek çok alana etkisi var. Sanat da bunlardan biri. 'Yeni dönemde sanat, çağdaş sanatın içerisinde yeni bir kırılma yaşayacak mı? Yeni bir aşamaya geçecek mi? Geçecekse bunun malzemeleri neler olacak? Tasarımı nasıl olacak?' gibi önümüzdeki 15 yıl boyunca sanat dünyasında nasıl bir kırılma olacağını tahmin etmeye çalışacağız. Bunu da uluslararası bir konuşmacı topluluğuyla gerçekleştirmeyi deneyeceğiz." ifadelerini kullandı.

- "İran'ın son 50 yılda geldiği nokta gerçek bir post-truth yaşantısı"

Fuar kapsamında İranlı sanatçıların yer alacağı serginin küratörü ressam Maryam Salahi de 13 yıldır İstanbul'da yaşadığını ve İran'ın odak ülke olarak seçilmesinden dolayı çok mutlu olduğunu dile getirdi.

Salahi, "post-truth"un tam olarak şu anda İran'ın durumunu anlattığına dikkati çekerek, "İran'ın son 50 yıldaki sorunlarla, politik olaylarla geldiği nokta gerçek bir post-truth yaşantısı. Post-truth ayrıca günümüzün sanatını da anlatıyor." değerlendirmesini yaptı.

İran ve Türkiye'nin tarihi süreçlerinin benzerliğine işaret eden Salahi, şunları kaydetti:

"İki ülke de aynı zamanda Avrupa sanatını keşfetmiş. İslam'ın etkileriyle aynı süreçlerden geçmiş. Geçmişleriyle de iki ülke aynı sanat tarihini paylaşıyor. Bu anlamda iki ülkenin sanatlarını birbirinden ayırmamız çok mümkün değil. Mesela kübizmi de ikisi aynı anda keşfediyor. Bu yüzden neredeyse her iki ülke aynı yorumları paylaşıyor. Türkiye ayrıca gerçekten sanata kucağını açan bir ülke ve İranlılar da Türkiye'deki sanat hayatına ve sanatçılara gayet olumlu bakıyorlar."

İstanbul Art Show Danışma Kurulu Üyesi, aynı zamanda Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emre Alkin ise İran'ın zengin tarihiyle dünya kültürüne ve sanatına dokunan bir ülke olduğu değerlendirmesini yaptı.

Alkin, fuarla birlikte iki ülke arasında diplomasi ve enerji üzerine kurulan ilişkinin sanatla, karşılıklı anlayışla, arkadaşlıkla ve sevgiyle daha iyi bir noktaya gideceğini ifade etti.

- Fuar hakkında

TG Expo tarafından düzenlenen, İstanbul Art Show'un danışma kurulunda, Alkin'in yanı sıra Prof. Devrim Erbil, Prof. Dr. Aylin Seçkin, Prof. Dr. Ahmet Kasım Han, Doç. Dr. Ece Ceyhan Baba, Doç. Dr. Hikmet Şahin ve Dr. Fatoş Altınbaş yer alıyor.

Seçici kurulunda ise Fransız resim eksperi Marc Ottavi, Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Derneği Türkiye Başkanı Dr. Fırat Arapoğlu, Şekerbank Açıkekran Yeni Medya Sanatları Galerisi Direktörü Dr. Kumru Eren, İran Galeriler Birliği Başkanı Lili Golestan ve sanatçı Hanefi Yeter bulunuyor.

İstanbul Art Show için özel olarak hazırlanan yapıtlar arasında Devrim Erbil'in 40 parçadan oluşan ve postmodernizmin parçalanma, bölünme, dağılma ve saçılma alt başlıklarına gönderme yapan 4 metreye 2,5 metre büyüklüğündeki tablosu sanatseverlerin beğenisine sunulacak.

Fuar süresince gerçekleştirilecek "Art Talks-Sanat Sohbetleri" etkinliklerine, Selim İleri, Nedim Gürsel, Ekrem Kahraman, Dr. Fırat Arapoğlu, Prof. Dr. Uğur Batı, Prof. Tülin Onat, Prof. Dr. Aylin Seçkin, Marc Ottavi gibi ünlü isimler konuşmacı olarak katılacak.

Canlı performanslar, atölyeler, seminerler ve enstalasyon çalışmalarının sergileneceği, aynı zamanda Melda ve Serkan Aygın'ın seçkin sanat koleksiyonunun da yer alacağı fuarda, Türk sanatına katkı yapan sanatçılar için bir ödül töreni de yapılacak.