Basınla makam sahibi kişilerin arasındaki iletişimi sağlayan ‘basın büroları’ ve ‘basın müdürleri’ çok önemli…

Bu önemli işi tabii ki ‘inisiyatif’ alabilen kişiler daha iyi yönetiyorlar…

İnisiyatif vermediğiniz bir bürodan ya da ‘basın müdüründen’ ilişkileri sağlıklı bir ortamda yürütmesini bekleyemezsiniz.

Bu konuda şehrimizde çok başarılı bir uygulama var.

Selçuk Üniversitesi Basın Bürosu, hem ürettiği haberlerle hem de basın mensuplarının sorularına cevap vermede ‘örnek’ teşkil edecek uygulamalara imza atıyor.

Daha önce İlker Küçüktunç ağabeyin başarılı bir şekilde yürüttüğü işleri bir süredir meslektaşımız Kerem Pulgat yönetiyor.

Özlem Hanım ile Minel Hanım’ın da gayretleriyle göz dolduran SÜ Basın Bürosu’nu Konya’da tek gösterebilirim…

Bunda elbette Rektör Bey’in arkadaşımız Kerem Pulgat’a tanıdığı inisiyatifin rolü büyük.

Bunları böyle anlatırken afakî konuşmuyorum…

Interpress’in, üniversitelerin 2010 yılı birinci dönem basın yansımalarını mercek altına aldığı çalışmasını inceledim.

Yazılı basında en çok haberi çıkan üniversiteler arasında ilk üç sırayı Ege, Selçuk ve İstanbul Üniversiteleri almışlar.

Üniversitelerin 1. Dönem ‘Medya Karnesi’ başlıklı araştırmaya göre, 139 devlet ve vakıf üniversitesi, 86 bin 13 haber ve yazı ile medyada yer alırken, devlet üniversitelerinin toplamda vakıf üniversitelerinden daha çok haberinin yayınlandığı ortaya çıkmış.

Interpress’in iki bine yakın yaygın, bölgesel ve yerel gazete ile dergide çıkan haberleri incelendiği analiz sonuçlarına göre, hakkında çıkan 4 bin 738 haberle Ege Üniversitesi birinci olmuş.

İkinci sırada ise 4 bin 468 haberle Selçuk Üniversitesi yer almış.

Interpress’in raporunda SÜ ile ilgili bu durum şöyle değerlendiriliyor:

Türkiye’nin en yüksek öğrenci kontenjanına sahip olan Selçuk Üniversitesi, Erasmus Değişim Programı bünyesinde yurt dışına eğitim-öğretim amacıyla gönderdiği öğrenci hareketleri, bünyesindeki fakültelerin bölge halkına yönelik sağlık, çevre ve kültür-sanat alanlarında yapılan çalışmalar ile yazılı basının gündemde geniş yer buldu.

***

Basınla iletişimin kendi usul ve üslubundan daha önemli olduğunu anlayan her yönetici, basın bürosunun önünü açar.

Bir de…

Konya’da kapısında ‘basın ve halkla ilişkiler müdürü’ yazıp, bugüne kadar tek bir gazeteciyi aramamış, kurumuyla basın ilişkilerine dair bugüne kadar bir şey yapmamış ‘masa sahiplerinin’ de olduğunu söylemeliyim…

Arkadaşımız Kerem Pulgat’ın yanı sıra Rektör Prof. Dr. Süleyman Okudan’ı bu başarıdan dolayı tebrik ediyorum.