İİT Olağanüstü Zirvesi basın toplantısı

İİT Olağanüstü Zirvesi basın toplantısı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (2)- "İİT'nin bugünkü zirvesi, Amerikan yönetiminin attığı provokatif adımın vahametini göstermesi açısından tarihi bir mesajdır"- "Hatada ısrar etmenin kimseye faydası yoktur. Amerikan makamlarının bu yanlış kararlarından bir an ön

İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın (İİT) Olağanüstü Zirvesi'nin, Amerikan yönetiminin attığı provokatif adımın vahametini göstermesi açısından tarihi bir mesaj olduğunu belirterek, "Hatada ısrar etmenin kimseye faydası yoktur. Amerikan makamlarının bu yanlış kararlarından bir an önce dönmelerini bekliyoruz." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin ev sahipliğinde Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleştirilen ve Anadolu Ajansı'nın "ev sahibi fotoğraf sağlayıcısı" olduğu İİT Olağanüstü Zirvesi'nin ardından Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve İİT Genel Sekreteri Yusuf bin Ahmed El Useymin ile ortak basın toplantısı düzenledi.

Erdoğan, toplantıda yaptığı konuşmada, Kudüs'teki mukaddes mekanların hamisi unvanını taşıyan ve o anda Ankara'da bulunan Ürdün Kralı 2. Abdullah'ın da bu konuda kendilerini desteklediğini ifade etti.

Kral 2. Abdullah'ın da Arap Ligi'nin şu anda Dönem Başkanı olduğunu aktaran Erdoğan, "O da Arap Ligi Dönem Başkanı olarak bu çalışmanın içerisinde yerini aldı. Ayrıca teşkilatın Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı da Ürdün'de yapılacaktı Amman'da, o da buraya alındı. Birleştirelim, daha güçlü bir mesaj çıksın diye." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca Papa Franciscus ve pek çok ülkenin lideriyle telefon diplomasisi de yürüttüklerini dile getirerek, şunları kaydetti:

"Bugünkü olağanüstü zirve toplantısına 30'u aşkın devlet ve hükümet başkanıyla, meclis başkanları iştirak etti. Bunun yanında yine aynı şekilde, dışişleri bakanları, farklı bakanlar da yine buraya katılmak suretiyle 50'yi aşkın ülkeden bu toplantıya katılım oldu. Üyeler haricinde Filistin'e verdikleri destekle öne çıkan ülkelerden de davetimize icabet eden ayrıca devlet ve hükümet başkanları oldu. Gerçekten bu çok kısa bir sürede organize edilmesine rağmen, hamdolsun her açıdan güçlü bir zirve toplantısı yapıldı. Ben Kudüs konusundaki bu vahdet tablosunun herkese örnek olmasını, ders ve ibret olmasını diliyorum. Bir kez daha tabii tüm katılımcılara kalpten teşekkür ediyorum. Bugün zirveden hemen önce Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı yapılarak zirve gündemi ve nihai gündem için hazırlık yürütüldü. Konsey, kendisi de ayrıca bir karar hazırlayıp kabul etti. Zirve toplantısının ardından nihai bildirinin yanı sıra ülkemizin ev sahibi olarak hazırladığı Kudüs'e Özgürlük başlıklı İstanbul Deklarasyonu da yayınlandı."

Bunların basın mensuplarına dağıtılıp, dağıtılmadığını soran Erdoğan, "Almadık' diyenler var. Çıkışta alacaklar. Peki bizim Mescid-i Aksa'da yaptırdığımız arkeolojik araştırmanın, o kitabı aldınız mı? Almayan var mı? Onları da dağıtalım." talimatını verdi.

- "Buradan bir ittifak doğmuştur"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İİT'nin bugünkü zirvesinin Amerikan yönetiminin attığı provokatif adımın vahametini göstermesi açısından tarihi bir mesaj olduğunu vurgulayarak, "Hatada ısrar etmenin kimseye faydası yoktur. Amerikan makamlarının bu yanlış kararlarından bir an önce dönmelerini bekliyoruz. Teşkilat üyesi ülkelerin tamamı, Kudüs ile dayanışma içinde olmaya, Kudüs'ün kutsiyetini ve tarihi statüsünü müdafaa etmeye kararlıdır. Zirvenin 'Kudüs ile dayanışma için birlikte hareket' temasıyla yapılmış olması bu kararlılığın ispatıdır. Yani buradan bir ittifak doğmuştur." ifadelerini kullandı.

İstanbul Deklarasyonu'nda Filistin ve Kudüs hattında Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilmiş olan kararları, özellikle de 1980 tarihli ve 478 sayılı Güvenlik Konseyi kararını hatırlattıklarını aktaran Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"478 sayılı kararın altında Amerika Birleşik Devletleri'nin de imzası var. Çok önemli. Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerinin itibarsız hale getirildiği bir sisteme, diğer ülkelerin güvenmesini kimse beklememelidir. Sayın Başkan, altında Amerika'nın da imzası olan böyle bir karar metnini nasıl yok sayar? Tek başına sen böyle bir kararı nasıl alıyorsun? Kudüs ve Filistin geçmişi özellikle, Deir, Yasin, Cenin, Gazze, Sabra ve Şatilla gibi katliamlarla dolu bir ülkenin insafına terk edilemez. Kudüs'ün kaderi kandan beslenen, çocukları, sivilleri, kadınları vahşice öldürerek sınırlarını genişleten bir ülkenin ellerine bırakılamaz. 14 yaşında çocuğu, 20 askerin, polisin nasıl gözlerini kapatarak işte buyurun, işkence yaptıklarını görüyorsunuz değil mi? Şu hale bakın. Çok daha enteresan down sendromlu bir çocuğu işkence yaparak, sürükleyerek götürüyorlar.

Tabii şu anda onlar ekranda yok. Onların da ekranda olması bu toplantıyı daha da zenginleştirecekti. Daha da ileriye gidiyorum, ufacık bir kız, yavru... Annesi yavrusuna sarılıyor, onlar gelip dipçikle anneyi orada döverek, işkence ederek, herkesin önünde bunu yapıyor. Daha ileri gidiyorum, bu çocukları yakalayıp demir kafeslerin içine koyuyorlar. Ben nereyi anlatıyorum şu anda? Anlattığım yer İsrail. Ey Trump sen bu İsrail'in mi arkasında duruyorsun ya? Burada işgal var, burada işkence var, burada terör var. Burayı mı savunuyorsun? Ama artık ben normal karşılamaya başladım, savunur. Niye? YPG'yi, PYD'yi, DEAŞ'a karşı cepheye süren bir Trump anlayışı bunu da yapar. Ama şunu bilmeniz lazım, Kudüs bizim ilk kıblemizdir. Peygamberler şehridir. Kudüs, Mekke'nin, Medine'nin, İstanbul'un, Bağdat'ın, Kahire'nin, Buhara'nın kardeşidir. Kudüs tüm Alem-i İslam'ın göz bebeğidir. Bunun yanında Kudüs tüm insanlığın ortak mirasıdır. Biz tüm uluslararası ortaklarımızla birlikte, Amerikan yönetimi yanlış kararından dönene ve İsrail işgali bitene kadar hukuk ve meşruiyet temelinde Kudüs mücadelemizi sürdüreceğiz."

- "Amerikan yönetiminin açıklamasını reddettiğimizi bir kez daha teyit ettik"

Diğer yandan İsrail'in işgal ve saldırılarının sadece Kudüs ile sınırlı olmadığını da gördüklerini, İsrail'in aleyhinde alınan onca karara rağmen Filistin'deki yasa dışı yerleşim faaliyetlerini sürdürdüğünü dile getiren Erdoğan, "Tıpkı zehirli bir sarmaşık gibi, 1947'den beri Filistin topraklarını adım adım gasp etti, gasp ediyor." dedi.

Erdoğan, toplantıda İsrail'in kamulaştırmalardan ev yıkımlarına, Gazze ablukasından aşırı güç kullanımına kadar pek çok eylemini de kınadıklarını vurgulayarak, son gelişmeden sonra İsrail'in bu faaliyetlerine hız vereceğinin açık olduğunu söyledi.

Uluslararası toplumu bu tür girişimlere karşı uyanık olmaya davet eden Erdoğan, Filistinli mültecilerin haklı mücadelesine desteklerini bir kez daha beyan ettiklerini belirtti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Amerika'nın Kudüs açıklamasının Birleşmiş Milletler kararları yanında, şehrin kadim karakterine de aykırı olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:

"Kudüs'ün tarihi karakterinin muhafazasının tüm insanlık için önemini vurguladık. Kudüs'e sahip çıkmanın gerek bölgemizde gerek dünyada vicdanın, adaletin mihenk taşı olduğunun özellikle altını çizdik. Bölgede barışın ancak Kudüs, Batı Şeria ve Gazze'deki işgal sona erip, Filistinliler kendi yurtlarında özgürce yaşayabildiğinde mümkün olacağını da hatırlattık. Yine söylüyorum, 1,7 milyarlık İslam dünyasıyla birlikte tüm insanlık olarak Amerikan yönetiminin açıklamasını reddettiğimizi bir kez daha teyit ettik. Buradan altını çizerek şu noktayı tekrar ifade ediyorum, biz teşkilat olarak 1967 sınırlarında, başkenti Kudüs olan, egemen ve bağımsız Filistin Devleti talebinden asla geri adım atmayacağız."

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı