Hayvanseverlerin gözü "en masum istek" için Meclis'te
HAYTAP Hayvan Hakları Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Şenpolat:- "Hayvanlara kötü muamele eden insanların cezalandırılması, sabıka kaydına işlenmesi ve hayvanların bir şov unsuru olarak kullanılmaması, camın arkasından can satışı yapılmaması için yasan
ANKARA (AA) - ZEHRA AYDIN - HAYTAP Hayvan Hakları Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kemal Şenpolat, hayvanlara kötü muamele eden insanların cezalandırılması ve bunun sabıka kaydına işlenmesi, hayvanların bir şov unsuru olarak kullanılmaması, camın arkasından can satışının yapılmaması için mevcut yasanın değişmesinin çok önemli olduğunu, bunun "Meclis'e sunulmuş en masum istek olacağını" söyledi.
Şenpolat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2004 yılında yürürlüğe sokulan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nun caydırıcı olabilecek cezalar vermekten uzak olduğunu, mevcut yasanın, hayvansever olsun olmasın herkesten tepki aldığını savundu.
Yasa değişikliğinin önceki hükümetler döneminde de gündeme geldiğini anımsatan Şenpolat, hükümetin ve muhalefet partilerinin de yasanın değişmesine destek verdiğini vurguladı.
Şenpolat, yasanın değişmesi konusunda Meclis'te oy birliği sağlanmasına rağmen yasanın Genel Kurula inemediğini, hükümet değişince de yasanın kadük (geçerliliği kalmamış) olduğunu aktardı.
Yasanın şimdiye kadar geçtiği sürecin boşa gitmediğini anlatan Şenpolat, elde edilen kazanımlar üzerine yasanın Genel Kurula götürüleceğine inandığını dile getirdi.
Yasanın değişmesiyle Türkiye'de bir zihniyet değişikliğine de gidileceğini belirten Şenpolat, "Hayvanlara kötü muamele eden insanların cezalandırılması, sabıka kaydına işlenmesi ve hayvanların bir şov unsuru olarak kullanılmaması, camın arkasından can satışı yapılmaması için yasanın değişmesi çok önemli, bu Meclis'e sunulan en masum istek olacak" dedi.
- "Hayvan Koruma Yasası, ceza kanunları kapsamına alınmalı"
Hayvan Koruma Yasası'nın Kabahatler Kanunu kapsamında değerlendirilmesinden dolayı verilen cezaların çoğunun idari para cezasına çevrildiğine dikkati çeken Şenpolat, "Yasanın Kabahatler Kanunu kapsamından çıkarılıp, ceza kanunları kapsamına alınması gerekiyor. Yani hayvana yapılan bütün kötü muamelelerin kabahat olarak değil suç olarak algılanması gerekiyor" ifadesini kullandı.
Yasanın Kabahatler Kanunu kapsamından çıkarılıp Ceza Kanunu kapsamına alınmasıyla hapis cezasının caydırıcı etkisinin olacağına işaret eden Şenpolat, şöyle konuştu:
"Bunlar yeterli olacak mı? Hayır, olmayacak. Çünkü hükümetin en son sunmuş olduğu teklifte hapis cezasının üst sınırı 2 yıl olarak belirlendi. Ceza Muhakemeleri Kanunu'nda '2 yılın altındaki hapis cezaları paraya çevrilir' diyor. Yine paraya çevrilmeler söz konusu olacaktır, bu sefer idari para cezası değil adli para cezası olacak ama hiç yoktan iyidir. Çünkü bu aşamaya bile yıllar sonra gelebilmiş olacağız. Daha sonra toplumdaki duyarlılığa ve toplumda oluşan hissiyata göre gerekiyorsa bu iki yıl hapis cezası da ilerleyen dönemde asgari limiti iki yıl olmak üzere düzenlenebilir."
Şenpolat, HAYTAP olarak bir sonraki adımlarının, değişecek olan 2 yıllık hapis cezasının artırılması, 36 aya çıkarılmasını sağlamak olacağını kaydetti.
- "Hayvanlara yapıyorlar, sonra çocuklar, kadınlar üzerinde deniyorlar"
"Bizim davamız aslında hayvan hakları savunuculuğundan öte insan haklarına dair bir dava" diyen Şenpolat, hayvanlara şiddet uygulayanların kendisinden zayıf gördükleri insanlara da şiddet uygulayabileceğini savundu.
Potansiyel şiddet gösteren bir insanın kendisinden aciz olan bir canlıya yapmış olduğu hareketin cezalandırılmasını istediklerini belirten Şenpolat, "Hapishanede yapılan istatistiklere baktığınız zaman katiller ilk denemelerini büyük olasılıkla kendisinden daha aciz olan canlılara yapıyorlar, hayvanlara yapıyorlar, ondan sonra çocuklar, kadınlar üzerinde deniyorlar" şeklinde konuştu.
Şenpolat, hayvanlara şiddet uygulayan insanların mutlaka uzun bir süre psikolojik destek alıp, toplumdan arındırılması gerektiğini vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:
"Tüm dünyada bilimsel otoritelerce kabul edilen görüş, hayvana yapılan işkence ve kötü muamelenin bir gün çocuklara da kadınlara da engellilere de hatta kendinden tüm aciz canlılara da yapacağı konusunda, büyük bir karinedir. Hayvanlara yapılan kötü muamele, devletin üzerinden irad kazanacağı bir idari para cezası şeklinde caydırıcı olmaktan uzak olup tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi bu ihtilaflarda, mahkemeler ve savcılıklar yetkili olmalıdır. Sokakta nara atan kimseye ya da dilencilik yapan birisine, kapalı alanda sigara içene verilen ceza ya da ses kirliliği yapan birisine verilen idari para cezası ile hayvana yapılan kötü muamele, 21. yüzyıl modern hukuk sisteminde aynı kategoride değerlendirilemez ve değerlendirilmemelidir."
- "Sahipli-sahipsiz hayvan ayrımı ortadan kalkmalı"
Sahipsiz hayvanlara yapılan kötü muamelenin Kabahatler Kanunu kapsamında, sahipli hayvanlara yapılanların ise Ceza Kanunu kapsamında değerlendirildiğini hatırlatan Şenpolat, bu durumun sokaktaki hayvanla evdeki hayvan arasındaki ciddi farklılıklara yol açtığını söyledi.
Ceza Kanununda sahipli hayvanların bir eşya olarak görüldüğüne dikkati çeken Şenpolat, "Ceza Kanununda hayvanın hayvan olmasından dolayı yaptırım yapılmıyor. O hayvan faturalı bir mal değerindedir, 'malınız zarar görmüştür' yorumu yapılıyor çünkü evdeki sahipli hayvana bir mal olarak bakılıyor ve malın değerinde bir azalma meydana geldiği kabul ediliyor. Eğer yasa değişirse bu da değişecek" değerlendirmesinde bulundu.
- Evcil hayvan satışının durdurulması talebi
Türkiye'de evcil hayvan satış yerlerinden alınan hayvan sayısının yaklaşık 500 olduğunu vurguyan Şenpolat, bu hayvanların yüzde 60-70'inin sokağa atıldığı bilgisini verdi.
5199 sayılı yasanın, hayvan ticaretini sıkı bir şekilde kontrol altına alması ve ciddi yaptırımlar getirmesi gerektiğini savunan Şenpolat, şunları kaydetti:
"Kontrol altına alınmayan ve insan sağlığını da tehdit eder boyuta ulaşan ithalat ve ihracat hareketlerinin, tıpkı gelişmiş ülkelerde olduğu gibi bir an önce durdurulması, Birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi pet shoplarda hayvan satışının kesinlikle yasaklanması, kaçak yoldan ülkeye hayvan sokan pet shoplara ciddi cezalar verilmesi, hatta ruhsat iptaline kadar varacak cezalar getirilmesi gerekir. Aksi takdirde, sokak hayvanı sorunu, asla uygar yollardan çözülemeyeceği gibi hiç bir alternatif şekille de çözülemeyecektir. Yurt dışından ithali ve yurda girişi yasaklanmalı ve kaçak girişlere karşı da tüm sınır kapılarında etkin önlem alınarak, kaçak hayvanı yurda sokmaya çalışanlara kaçakçılık mevzuatı hükümleri uygulanmalı ve örgütlü çete faaliyeti kapsamına alınmalı."
Şenpolat, yunus parkları, hayvanlı sirkler ve hayvanat bahçelerinin ticarethaneye dönüştüğünü, yeni düzenlenme ile bunların da kapatılması gerektiğini kaydetti.
- Hayvan hakkı ihlali "suç" sayılacak
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, dün AA'ya yaptığı açıklamada Hayvanları Koruma Kanunu'ndaki bazı fiillerin kabahat kapsamından çıkarılarak suç kapsamına alınacağını ve hapis cezası getirileceğini belirtmişti. "Kedi, köpek öldürmek cezasız bırakılmamalı" ifadelerini kullanan Eroğlu, kadük olan kanun yerine Meclis'e sunulacak yeni kanun tasarısı taslağının hazır olduğunu da vurgulamıştı. Bakan Eroğlu, "Bu kanunu, hayvanları en iyi şekilde koruyacak şekilde hazırladık. Kanunu Meclis'ten hızlı bir şekilde geçirmeyi hedefliyoruz" ifadelerini kullanmıştı.
AA
Kaynak: