Hava Kuvvetlerinin "mahrem imamlar"ı hakim karşısında

Hava Kuvvetlerinin "mahrem imamlar"ı hakim karşısında

FETÖ'nün, Hava Kuvvetleri Komutanlığındaki mahrem yapılanmasına yönelik dava kapsamında 76 "mahrem imam" ile 81 askeri personelin yargılanmasına devam ediliyor

ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Hava Kuvvetleri Komutanlığındaki mahrem yapılanmasına yönelik dava kapsamında 76 "mahrem imam" ile 81 askeri personelin yargılanmasına devam ediliyor.

Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Cezaevi Kampüsü'ndeki duruşma salonunda görülen duruşmaya, tutuklu, tutuksuz 157 sanık ile avukatları ve yakınları katıldı.

Hava Kuvvetleri Komutanlığındaki mahrem yapılanmada sözde müdür yardımcısı "Melih" kod adlı Sinan Kurt'un ifadesinde ismini verdiği, eski hava istihkam üsteğmen Arap Oğuz savunma yaptı.

Hakkındaki suçlamaları reddeden, üzerine atılı iftira nedeniyle 9 aydır tutuklu bulunduğunu savunan sanık Oğuz, hayatının hiçbir döneminde FETÖ ile bağlantısı bulunmadığını, 15 Temmuz darbe teşebbüsünde de Akıncı Üssü'nün elektriklerini keserek, darbecilerin mühimmat yüklü savaş uçaklarını kaldırmasını engellediğini ileri sürdü.

15 Temmuz'dan sonra 28 gün boyunca mesai yaptığını, Ağustos 2016'da üsteğmenliğe terfi ettirildiğini, darbecilerin savaş uçaklarını kaldırmasını engellediği için üstlerince kahraman muamelesine maruz kaldığını anlatan Oğuz, "İtirafçı Sinan Kurt'un ifadeleri nedeniyle 5 Ekim'de gözaltına alındım, 11 Ekim'de tutuklandım. FETÖ üyesi olduğuma dair hiçbir delil yoktur." dedi.

Akıncı Üssü'nün elektriklerini kesme emrinin Yüzbaşı Cihan Özgüç tarafından verildiğini, Üstçavuş Cengiz Kafaoğlu'nu da arayarak emri yerine getirttiğini belirten sanık Oğuz, "FETÖ mensubu olsam üssün elektriklerini kesmez, savaş uçaklarının kalkışını sağlar, darbe girişiminin başarıyla sonuçlanmasını sağlardım. Ama ben hayatımı tehlikeye atarak darbecilerin işlemlerini engelledim, darbenin başarısızlıkla sonuçlanmasında rol aldım." diye konuştu.

Sanık eski hava pilot yüzbaşı Asım Göktaş da hakkındaki suçlamaları ve itirafçıların ifadelerini kabul etmediğini kaydederek, 15 Temmuz'da Hava Harp Akademisinde öğrenci olduğunu, Ağustos 2016'da Hava Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Başkanlığına atandığını, Fırat Kalkanı Harekatında görev aldığını, 15 Temmuz FETÖ'nün darbe teşebbüsünün ardından her görevlendirilmesinde de istihbarat ve güvenlik soruşturmalarından geçtiğini, FETÖ ile irtibatının bulunmadığını söyledi.

Samet Özmekik isimli şahsın kendisine FETÖ mensubu iftirası attığını, ancak bu şahsın kendisiyle bir kod isim-gerçek isim eşleştirmesi yapamadığını öne süren sanık Göktaş, itirafçı Özmekik'in ifadesinde kursiyer pilotlardan sorumlu olduğunu söylediğini, ancak kendisinin kursiyer pilot olmadığını, Özmekik'i tanımadığını savundu.

Sanık Göktaş, FETÖ'nün, darbe teşebbüsünün başarısız olmasının ardından Türk ordusunu yıpratmaya, güçsüz bırakmaya çalıştığını öne sürerek, "Darbeden sonra kritik görev alan onurlu Türk jet subaylarını devletine küstürmek istiyorlar. Bu hain terör örgütü hiçbir zaman başarılı olamayacaktır. Ben yeminine sadık bir Türk subayıyım. Bu hain terör örgütünün bana yaşattıkları, yeminimden vazgeçirememiştir. Ben devlet terbiyesiyle büyüdüm, devleti baba olarak gördüm. Her insanı, babası bazen yanlış anlamış olabilir. Ben bu süreci böyle değerlendiriyorum, devletin beni yanlış anladığını düşünüyorum. Önünde sonunda babası oğlunu anlayacaktır." dedi.

15 Temmuz darbe teşebbüsünün ardından görevli olarak Almanya'ya gittiğini, fakat ülkeye tekrar döndüğünü anlatan Göktaş, "Almanya'nın FETÖ'cülere ve diğer terör örgütlerine verdiği destek ortadayken, ben FETÖ üyesi olsaydım tekrar Türkiye'ye dönmez, Almanya'da kalırdım." ifadesini kullandı.

FETÖ'nün eğitim kurumlarında 4 yıl öğretmen olarak çalışan ve iddianamede mahrem imamlar yapılanmasında "Bahadır" kod ismiyle "müdür yardımcılığı" görevinde bulunduğu iddia edilen sanık Bekir Kişi de hakkındaki suçlamaları reddederek, eğitim hayatında hep devlet okullarına gittiğini, üniversiteden sonra da birçok yere iş başvurusunda bulunduğunu, FETÖ'nün eğitim kurumlarından da başvurusuna olumlu yanıt aldığı için bu kurumlarda öğretmenliğe başladığını, 2014 yılında da bu kurumlardan ayrılarak Gazi Üniversitesi Vakfında sözleşmeli öğretmen olarak işe girdiğini anlattı.

FETÖ kurumlarında çalışırken maaşlarının Bank Asya'ya yattığını, bu hesabı sadece maaş için kullandığını, iddianamede adı geçen asker şahısların hiçbirini tanımadığını, sivil şahıslardan da bazılarını çalıştığı kurumlar nedeniyle tanıdığını ifade eden sanık Kişi, FETÖ ile hiçbir aidiyet bağının bulunmadığını, himmet vermediğini, hiçbir örgüt toplantılarına katılmadığını, itirafçı Sinan Kurt'un kendisine iftira attığını ya da emniyetteki baskılara dayanamayarak kendi ismini verdiğini öne sürdü.

- "Mağduriyetin yaşatılmasına sebep olduğunu düşündüğüm Fetullah Gülen'den şikayetçiyim"

Kişi, emniyette gözaltında tutulduğu 29 günde kötü muamele ve işkenceye maruz kaldığını iddia ederek, "Benim hakkımda ifade veren tüm şahıslardan, bana bu mağduriyetin yaşatılmasına sebep olduğunu düşündüğüm Fetullah Gülen'den ve bana işkence yapan tüm emniyet personelinden şikayetçiyim." diye konuştu.

Sanık eski hava pilot üsteğmen Bilal Açıl da 14 yaşında Türk Silahlı Kuvvetlerinin okullarında okumaya başladığını hiçbir zaman FETÖ eğitim kurumlarına gitmediğini, Bank Asya'da hesabının bulunmadığını, ByLock kullanmadığını savunarak, 6 yıllık subaylık hayatında 5 kez tayin edildiğini, bunun havacı askerler arasında çok az görülen durum olduğunu belirterek, "FETÖ'cü olsam böyle olmaz, sürekli terfi alır, her yıl tayin görmezdim." dedi.

15 Temmuz darbe teşebbüsünün ardından Akıncı Üssü'ndeki görevine döndüğünü, üssün kapatılmasında, uçakların Eskişehir'e intikalinde F16 pilotu olarak görev aldığını anlatan Açıl, "İtirafçı Ufuk Işık'ın bir ifadesiyle suçlanıyorum. Özgürlüğümden mahrum bırakılmama sebep olan iftiracı Ufuk Işık isimli şahıstan ve maili gönderen şahıstan davacı ve şikayetçiyim." şeklinde konuştu.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :