Prof. Dr. Ali Akpınar

Prof. Dr. Ali Akpınar

Haberin Kutsallığı ve Habercinin Sorumluluğu

Kur'an-‎ Kerim'de haberin karşılığı olarak "nebe" kelimesi kullan‎l‎r. Yetmiş sekizinci Kur'an suresinin adı olan Nebe', faydalı büyük ve önemli haber demektir. Bir haberin, nebe' olabilmesi için haberin fayda vermesi, önemli ve büyük bir haber olmasi, bilgi edinmeye sebep olması ve yalan olmaması şarttır. Peygambere de, Allah ile ak‎l sahibi kullar arası‎nda, onları‎n dünya ve ahiret işlerini düzene koymak için elçilik ettiği ve Allah'tan gerçek haberler getirdiği için haberci anlamına "Nebi" denmiştir.Yüce Allah'ın bir adı da 'Habîr'dir. Bunun anlamı gerçek haberin kaynağı olan, her şeyden haberdar olan, her şeyin iç yüzünü bilen demektir.Yüce Allah, şöyle buyurur: "Birbirlerine neyi soruyorlar? Hakkında ayrılığa düştükleri büyük haberi mi?" (78-1-3) "De ki: Bu büyük bir haberdir. Ama siz ondan yüz çeviriyorsunuz." (38/67-68)Ayetlerdeki "büyük haber"in, Kur'an-‎ Kerim, kıyamet ve peygamberlik olabileceği söylenmiştir. Her üç mananın anlaşılmasına bir engel yoktur. Gerçekten de Kur'an-ı Kerim, Habir olan Yüce Allah'tan gelen ve kulları için en önemli haberleri içeren en büyük haberdir. Kur'an'ın üzerinde önemle durduğu haberlerin başında kıyamet haberi gelir. Gerçekten de kıyamet, insanlığın hayatında bir dönüm noktası oluşturan, tarih boyunca pek çok insanın şüpheye düştüğü, ama sonuç itibariyle tüm insanları ilgilendiren çok önemli bir olay ve haberdir. Peygamberler de aynı şekilde, hem ilahi kitapları ve dolayısıyla k‎yamet haberini insanlara ulaştıran en önemli habercilerdir.Kur'ân'a göre, insanların gündemini oluşturması gereken haber, içerisinde hiç yalan olmayan ve insanlara faydası olan haberlerdir. Bu haberlerin bir adı da Habîr olan ve gerçek haberlerin kaynağı olan Yüce Allah'ın ve O'nun kutlu elçisi Nebî'nin getirdiği haberlere ters düşmemesi gerekir. Zaten Allah, Nebi ve Ahiret hesaba katılmadan yapılan haberlerin yalandan uzak olması ve insanlığa yarar getirmesi düşünülemez.Kur'ân, insanlığın gündemine Peygamberlerin tevhid mücadelelerinin oturmasını isteyerek şöyle buyurur: Onlara Adem'in iki oğlunun haberlerini oku/anlat..Onlara Nuh'un haberini oku/anlat..Onlara İbrahim'in haberini oku/anlat..Demekki haber, her şeyden önce doğru olmalı, insanlığın yararına olmalı, her şeyden haberdar olan ve bir adı da Habîr olan Yüce Yaratıcının adıyla olmalı. Haber, Habîr olan Allah hesaba katılarak yapılmalı, hazırlanılmalı. Haberci, gerçeğe hizmet etmeyen, insanlığın zararına olan, insanları rahatsız eden, sansasyona, fitneye sebep olan haberlerden uzak olmalı. Ahlaksızlığa, bozgunculuğa neden olacak haberlerden uzak durmalı.Kur'ân, insanlar arasında çirkin şeyleri yaymayı arzu edenleri çetin bir azapla tehdit etmektedir. (24/19) Öte yandan Hz. Süleyman'a Sebe' ülkesinden haber getiren Hüdhüd'ün doğru haber getirdiğine dikkat çekmektedir. (27/22)Bugün medya ismi, toplumda etkinliği tartışılmaz güçlerin başında gelmektedir. Bu yüzden o, bu etkinlik ve yetkinliğini yerli yerince kullanmalı, zarar verici, tahrif edici, ahlaksızlığı teşhir edici olmaktan kendisini kurtarmalıdır. Medyanın baş kahramanları durumunda olan haberciler, ibretle olaylara bakıp ders veren yönleriyle haberi, kendisini izleyenlere aktarabilmelidirler. Yaptığı ve yazdığı her şeyden sorumlu olduğunun bilincinde olan bir Muhabir, jurnalci konumunda bir kimse olmamalıdır. Topluma fayda veren doğru haberlerin adamı olmalıdır. Batılı tasvir, temiz zihinleri bulandırır, gerçeğini düstur edinerek kötü örnek oluşturacak şeyleri haber yapmaktan kaçınmalıdır. Olumsuzlukları gidermek, yanlışları düzeltmek, yeni ve gerekli şeyler öğretmek ve duyurmak için haber yapmalıdır.Haber alma konumunda olanlar da, alıcılarını doğru haber merkezlerine çevirmeli ve "Büyük haber Kıyametten ne haber" sorusunu her zaman kendilerine sormalıdırlar. Aldıkları haberlerin doğru olup olmadığını araştırmalı, her duyduğuna kulak asmamalıdır. Bu konuda Kur'ân, inananlara şu tarihi uyarısını yapar: "Ey iman edenler! Eğer bir fâsık size bir haber getirirse, onun doğruluğunu iyice araştırın. Yoksa farkında olmadan bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz." (49/6)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.