Gül: Konya Anadolu'nun üretim üssü

Gül: Konya Anadolu'nun üretim üssü

Memleket Gazetesi yayın danışmanı ve köşe yazarı Celal Emiroğlu Ankara’daki bürokratlarımızı tanıtmaya devam ediyor.

CELAL EMİROĞLU

Memleket Gazetesi yayın danışmanı ve köşe yazarı Celal Emiroğlu Ankara’daki bürokratlarımızı tanıtmaya devam ediyor. Kamu İhale Kurumu’nun başındaki Kululu Dr. Hasan Gül, Konya’yı Anadolu’nun üretim üssü olarak gördüğünü söyledi….

  

Gerçekten çok yoğun programı arasında çok verimli bir sohbet yaptık. Bizlere gösterdiği ilgi ve alakadan dolayı peşinen teşekkür ederim. Kamu İhale Kurumu Başkanı Dr. Hasan Gül’ün koyu bir Konyasporlu olduğunu, Konya’yı çok sevdiğini farkettik. Nerede ise her hafta memleketine uğrayan Dr. Hasan Gül, Ankara’da Konya’yı başarıyla temsil eden bürokratlarımızdan…

 

-Sayın Gül sizi tanıyabilir miyiz?

-1964 yılında, Konya’nın Kulu ilçesi Kozanlı Kasabasında doğdum. Daha sonra ailemin Kulu’ya taşınmış olmasından dolayı ilk ve orta öğretimimi Kulu’da tamamladım. Lisans eğitimimi 1985 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümünde, Yüksek lisansımı 1994 yılında ABD'de The University of Akron'da, Doktoramı ise 2001 yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde tamamladım.

1985-1988 yıllarında Maliye Müfettiş Yardımcısı, 1988-995 yıllarında Maliye Müfettişi, 1995-1997 yıllarında Maliye Başmüfettişi, 1997 yılında İstanbul Defterdar Yardımcısı ve Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü’nde Daire Başkanı, 2002 yılında Maliye Bakanı Özel Danışmanı ve Maliye Bakanlığı Avrupa Topluluğu ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanı, 2003-2006 yıllarında Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürü olarak görev yaptım. Bu dönemde ayrıca 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile kurulması öngörülen İç Denetim Koordinasyon Kurulunun Başkanlığına atandım ve  Türk Hava Yolları A.O. Denetim Kurulu Üyesi olarak da görev yaptım. 2006 yılından bugüne ise Kamu İhale Kurumu Başkanlığı görevimi sürdürüyorum. İngilizce biliyorum. Evliyim ve biri kız biri erkek iki çocuk babasıyım. 

 

-Kamu İhale Kurumu, verdiği kararlarla zaman zaman Türkiye gündeminde yer alan çok önemli bir kurum. Kamu İhale Kurumu’nun görevlerini bize kısaca anlatır mısınız?

-Kamu İhale Kurumu, kamu kaynaklarının verimli ve etkin kullanılması, alımların saydam ve güvenilir bir ortamda yapılabilmesi amacıyla kamu alımları alanında düzenleyici, ihtilaf çözücü olarak çalışan idari ve mali bağımsızlığa sahip bir otoritedir.  Günümüzde kamu alımları,  Ülkemiz Milli Gelirinin yüzde 10’undan daha fazlasını oluşturmaktadır. Yıllık yaklaşık 100 milyar TL’lik bir piyasadan bahsediyoruz. Kamu alımları ekonomik ve sosyal politikaların en önemli araçlarından birisidir. Kamu İhale Kurumu, esas itibariyle; 1 Ocak 2003 tarihinde yürürlüğe giren 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu çerçevesinde yer alan;

•İhale sürecinde gerçekleştirilen işlemlere ilişkin şikâyet başvurularını inceleyerek sonuçlandırmak,

•Kamu İhale Kanunu ve Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununa ilişkin mevzuatı hazırlamak, geliştirmek ve uygulamayı yönlendirmek,

•İhale ilanları ile ilgili esas ve usulleri düzenlemek ve Kamu İhale Bültenini yayımlamak,

•Görev alanı ile ilgili olarak istatistikler oluşturarak yayımlamak,

•İhalelere katılmaktan yasaklananların sicillerini tutmak,

•İhale mevzuatıyla ilgili eğitim vermek, ulusal ve uluslararası koordinasyonu sağlamak gibi görev ve yetkilere sahiptir.

 

-Bu arada bir de e-devlet uygulamasından bahsedebiliriz snırım…

-Evdet, Türkiye’nin e-devlete geçiş hedefinin en önemli 11 bileşeninden biri olan Elektronik ihale projesinin somutlaşmış hali olan Elektronik Kamu Alımları Platformu’nun hayata geçirilebilmesi için iş planı Kamu İhale Kurumu tarafından hazırlanmış, gerekli teknolojik altyapının kurulması ve yazılımlarının geliştirilmesi için çalışmalar yürütülmektedir. Yüklenicilerin; iş deneyimi, mali durumu, personel durumu, makine ve ekipman durumu gibi unsurlar değerlendirilerek hangi tür ve tutarda kamu ihalelerine girebileceklerine ilişkin yeterlik sertifikası verilmesi öngörülmektedir. Kanun ile Kamu İhale Kurumuna verilen yetki çerçevesinde, yeterlik sisteminin alt yapısının oluşturulması yönünde çalışmalar da kurum bünyesinde sürdürülmektedir.

 

-Kamuoyunda tartışılan konulardan biri de Kamu İhale Kurumu’nun yolsuzlukla mücadele misyonunun olup olmadığı… Kamu İhale Kurumu’nun yolsuzlukla mücadelede nasıl bir rolü var?

-Görev yaptığımız kamu alımları alanı yolsuzluğa en açık alandır. Kamuoyunda da İhale= Yolsuzluk, Usulsüzlük gibi bir algılama yerleşmiştir. Tabii bu algılama biçimi sadece Türkiye’ye özgü değildir. Aslında baktığımızda gelişmekte olan bütün ülkelerde de aynı sorunu görüyoruz.  Yolsuzlukları önlemenin en önemli temel yolu da bu alanda saydam bir yapı oluşturmaktır. Kamu İhale Kurumu olarak ihalelerle ilgili kamuoyundaki olumsuz anlayışı ülkemizde değiştirebilmeyi, ihaleler üzerindeki gölgeleri ortadan kaldırmayı hedefliyoruz.  Kamu alımları alanında yolsuzluk, usulsüzlük üretmeyen, saydam ve  kamuoyu denetimine açık bir sistem oluşturmak için çalışıyoruz. Çünkü saydamlık,  yolsuzlukları engelleyen en büyük güçtür. Son gerçekleştirilen yasa değişikliği ile bu anlamda zihniyet dönüşümü gerçekleştirecek önemli bir gelişme gerçekleştirildi. Ayrıca yolsuzlukları, usulsüzleri önlemenin, tasarruf sağlayabilmenin en önemli yapıtaşlarından biri olan elektronik ihale için yasal alt yapı oluşturuldu. İhale sürecinin tamamının elektronik ortama taşınması ve insan unsurunun asgariye indirilmesiyle süreçteki olumsuzluklar, aksaklıklar, usulsüzlükler de ortadan kaldırılabilmektedir. Bu bağlamda elektronik ihale yolsuzlukların ve usulsüzlüklerin önlenmesinde önemli bir uygulama olacaktır.

Elektronik ihalenin, dünyadaki örnek uygulamalarından hareketle kamu alımları alanında klasik ihaleye göre yüzde 20’ye kadar tasarruf sağlayan, ihale sürecine standardizasyon, hız, tutarlılık ve kamuoyu denetimi getiren, ihale hazırlık ve teklif hazırlık sürecinde etkinlik, verimlilik artışı yaratan bir sistem olduğuna dikkat çekmek isteriz.

Yolsuzlukla mücadele, planlı, kararlı, çok boyutlu, sistemli bir çalışmayı ve devletin tüm birimlerinin, vatandaşların etkin mücadelesini içeren uzun soluklu bir süreçtir. Tek başına bir kuruma, kuruluşa bırakılamayacak kadar da önemli, toplumsal uzlaşmanın, toplumsal desteğin sağlanması gereken stratejik bir mücadeledir. Bu süreçte bu ülkede yaşayan herkese ama herkese görev ve sorumluluk düşmektedir. Kamu İhale Kurumu olarak yolsuzlukla mücadele konusunda üzerimize düşen misyonu en gerçekçi şekilde sürdürüyoruz ve bu bağlamda kamu alımları alanında geleceğe daha sağlam adımlarla yürüdüğümüze inanıyoruz. Kamu alımlarının yıllık tutarı Gayri Safî Milli Hasılanın yüzde 10’ununu oluşturduğunu, yaklaşık 100 milyar TL kamu alımı gerçekleştiren bir piyasada çalıştığımızı düşündüğümüzde, kamu alımları alanında saydam ve güvenilir bir yapı kurulmasının ülke ekonomimize ve kalkınmamıza yansımasının boyutları daha net şekilde ortaya çıkmaktadır.

 

-Kamu alımları alanında önemli görevler üstlenen kurumunuzda kaç kişi çalışıyor ve kurumsal yapısı nasıl oluşuyor?

-Kamu İhale Kurumu, etkin bir kamu alım sistemi oluşturmak ve alımların saydam, güvenilir bir ortamda yapılabilmesini sağlamak için çalışmalarını 8 yıldır aralıksız bir şekilde sürdürmektedir. Kamu İhale Kurumu; Kamu İhale Kurulu, Başkanlık ve hizmet birimlerinden oluşmaktadır. Kurumun karar organı biri başkan, biri ikinci başkan olmak üzere 10 üyeden oluşan Kamu İhale Kuruludur. Kamu İhale Kurulu üyeleri; Maliye Bakanlığınca önerilen 2 kişi, Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca önerilen 3 kişi, Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanlık, Danıştay ve Sayıştay Başkanlıklarınca önerilen birer kişi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu tarafından önerilen birer kişi olmak üzere Bakanlar Kurulu tarafından atanmaktadır. Bakanlar Kurulu atanan üyelerden birini Başkan olarak görevlendirmektedir. Kurumda 3 başkan yardımcısı görev yapmakta, teşkilat yapısı ana hizmet birimleri, danışma birimleri, yardımcı hizmet birimleri başlıklarında toplam 15 hizmet biriminden oluşmaktadır. Kurum hizmetleri 64 kamu ihale uzmanı, 28 uzman yardımcısı, 140 idari çalışan olmak üzer 232 Kamu İhale Kurumu çalışanı tarafından yürütülmektedir.

 

-Kamu İhale Kurumunun ihalelere yönelik verdiği kararlar nihai karar mıdır?

Kamunun alım sürecinde, alımı gerçekleştiren idareler ile alıma taraf olan aday, istekli veya istekli olabilecekler arasında, ihalenin başlangıcından sözleşmenin imzalanmasına kadar olan süreç içerisinde ortaya çıkan uyuşmazlıklar için Kamu İhale Kanunundaki süreler gözetilerek önce ihaleyi gerçekleştiren idareye şikâyet başvurusu yapılır. Daha sonra da Kamu İhale Kurumuna Kanunda belirlenen süre ve şekil şartlara uygun olarak itirazen şikayet başvurusu yapılabilir.  İtirazen şikayet başvurusu için ihalenin yaklaşık maliyet bedeli çerçevesinde 1059 TL ile 4237 TL arasında değişen rakamlarda şikayet başvurusu bedeli yatırılması gerekir. Kurum olarak bizim verdiğimiz kararlar yargı denetimine açıktır. Verdiğimiz kararlara karşı  İdari Yargıya başvurulabilir. İhale Sözleşmelerinin yapılmasından sonraki aşamada ortaya çıkacak olan uyuşmazlıkların çözüm yeri ise  adli yargıdır.

 

-Konyalı bir bürokrat olarak biraz da Konya ile bağınızdan konuşalım. Memleketiniz Konya ile ilgili düşünceleriniz neler?

-Konya,  ekonomik, sosyal ve kültürel potansiyeli çok yüksek bir şehir. Hızla büyüyen ekonomisi ve sektörel çeşitlilik kapasitesi ile son yıllarda çok başarılı bir grafik çiziyor. Konya insanının girişimci ruhu ile neredeyse Anadolu’nun üretim üssü gibi çalışan bir cazibe merkezi haline gelmiş durumda. Büyük sanayi kuruluşları ve bünyesinde barındırdığı 32 bin KOBİ’si ile ihracatta ulaştığı başarı grafiği ve  istihdam yaratan öncü şehirlerden biri olması bir Konyalı olarak bana gurur veriyor. Memleketimle ilgili gelişmeleri yakından takip ediyorum.

 

-Konyalı olmak nasıl bir duygu?

-Yurt dışına gittiğimde Konya dediğimde hemen Mevlana diyorlar. “Mevlana Şehri” diyorlar. Mutlu oluyorum bu toprağın insanı olduğum için. Tahıl ambarı şehrimiz son yıllarda yaptığı atılımlarla artık KOBİ başkenti diye anılıyor.  Konya Ticaret Odası öncülüğünde kurulan KTO-Karatay Üniversitesi ile Gevher Sultan Eğitim ve Sağlık Vakfı tarafından kurulan Mevlana Üniversitesi’nin önümüzdeki dönem eğitime başlayacağını öğrendim. Ayrıca ikinci bir devlet üniversitesi için ise çalışmaların son aşamaya geldiğini… Konya’mız sıfatlarına bir de galiba “Üniversiteler Şehri” niteliğini ekleyecek. Konya geçmişte bilim ve fikir adamlarının merkeziydi. Türkiye’nin ilk bilim merkezinin Konya’da kurulacak olması da çok heyecan verici. Hem de ülkemizdeki 16 büyük şehre sahip il arasından sıyrılıp, yansıttığı ortaklık kültürü açısından bu onura sahip olması, Konya insanının inancını, şehrinin geleceği için yarattığı ekip ruhunu göstermesi açısından çok anlamlı.  TÜBİTAK’ın desteği, Konya Büyükşehir Belediyesi, Konya Sanayi Odası, Konya Organize Sanayi, Selçuk Üniversitesinin katkılarıyla oluşturulacak bu büyük proje için emeği geçen herkesi özellikle sizler aracılığı ile de kutlamak istiyorum. Genç nüfusun hızla arttığı şehrimizde bu projenin gerçekleşmesi Konya’nın gelecekteki  bilimsel, ekonomik, sosyal ve kültürel konumuna çok büyük katkı sağlayacak. 

-Peki sizce Konya hak ettiği yerde mi?

-Konya-Ankara Hızlı Tren projesinin de yaşama geçirilmesi ile Konya’nın potansiyelinin daha da büyüyeceğini düşünüyorum. Bugün Konya’nın tüm olumlu gelişmelere rağmen hala bünyesinde barındırdığı tüm zenginlikleri kullanamadığını, hak ettiği yerde olmadığına inanıyorum. Oysa siyasal, akademik, bürokratik ve sivil toplum kanadında Konya önemli bir birikime sahip.  Ortak akıl çerçevesinde, hedefler etrafında kenetlenerek şehrimizin “MARKA ŞEHİR” olması için tüm Konyalıların, Konya’da yaşayanların, diğer şehir ve ülkelerde yaşayanların bütünleşmesi gerekiyor. Dün güzel şeyler yaptı Konya… Ama galiba bugünden itibaren yeni şeyler söylemek lazım güzel şehrimiz için.

 

-Konya’ya sık sık gidip geliyor musunuz?

-Fırsat buldukça hafta sonları memleketimdeyim. Kulu’da ailemin yanına gidiyorum. Güzel bir bahçemiz var orada. Ankara’nın yoğun ve boğucu iş temposundan sıyrılıyorum biraz bahçeyle uğraşıyorum. Akrabalarımla sohbet ederek stres atıyorum. Çocuklar da çok seviyor orada olmayı… Yaklaşık 17 yaşına kadar Kulu’da yaşadım. İlkokulu, ortaokulu, liseyi burada okudum. Çok sayıda anıya, çok sayıda arkadaşa sahip oldum. İnsan yaş almaya başladıkça memleketi gözünde daha da bir anlamlı hale geliyor galiba. Bu arada, çok sayıda akrabam da Konya merkezde yaşadığı için sık sık Konya’ya da gitmeye çalışıyorum. Konya ziyaretlerinin vazgeçilmez mekânlarından birisi de elbette Hz. Mevlana’nın türbesi oluyor.

 

-Takım tutuyor musunuz? Konyaspor yeniden Süper Lig’de… Konyaspor’u takip ediyor musunuz?

-Ben sadece Konyasporluyum. Hani insanlar önce üç büyüklerden birini tutar da sonra kendi memleketinin takımı gelir ya. Benim Konyaspor dışında tuttuğum başka bir takım yok. Fırsat buldukça da Konyaspor’un maçlarına gitmeye çalışıyorum. Maç sonuçlarını öğrenmek bile ayrı bir heyecan yaratıyor. En son Altay’la yapılan final maçını radyodan dinledim ve sonuçtan müthiş mutlu oldum. Geçen sezondaki şanssızlık hepimizi çok üzmüştü. Bu sezon Konyaspor’un başarısı için neredeyse tüm Konyalılar tek vücut oldu. Zorlu bir süreçti. İlk yarıda başarılı bir performansı vardı Anadolu Kartalının. İkinci yarıda açıkçası hiç beklemediğimiz puanlar yitirdik. Ve Süper Lig hedefimizi yükselme grubuna taşıdık. O yükselme maçlarında tüm Konya’nın, Konyalıların gözü kulağı İstanbul’daydı. İstanbul seferinden mutlu sonla, namaglûp dönüldü. Misafir olduğu 1.Ligden, layık olduğu Süper Lige döndü Yeşil Beyazlılarımız. Konyaspor’un bu başarısı inancın zaferi oldu. Bize bu haklı gurur yaşatan ve emeği geçen herkese teşekkür ediyor ve Yeşil Beyazlı Anadolu kartalımıza Süper Ligde başarılar diliyorum. Ayrıca şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Bu sezon Bursaspor’un şampiyonluğu Anadolu Kulüplerinin önünü açtı. Süper lig şampiyonluğunun Anadolu takımları açısından da imkânsız olmadığını gösterdi.  Konyaspor’un Anadolu’nun yeni şampiyonu olabilmesi için hiçbir engel yok bence. Niye olmasın!