GRAFİKLİ - Rusya, Esed'e sistematik destekten vazgeçmiyor

GRAFİKLİ - Rusya, Esed'e sistematik destekten vazgeçmiyor

Rusya, Suriye'de destek verdiği Esed rejimini her kimyasal silah katliamının ardından önkoşulsuz olarak aklama çabasına giriyor- Moskova yönetimi ya saldırı haberlerinin asılsız olduğunu ya da muhaliflerce düzenlendiği savunuyor- BM Güvenlik Konseyi'ndeki

ANKARA (AA) - Rusya, müttefiki Beşşar Esed rejiminin düzenlediği kimyasal silah saldırılarını sistematik şekilde inkar ediyor. Saldırıların faili olarak mağdur tarafa işaret eden Rusya, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) soruşturma için harekete geçmesine dahi izin vermiyor.

Suriye İnsan Hakları Örgütü'nün (SNHR) verilerine göre Esed rejimi, iç savaşın başından bu yana 215. kez kimyasal silah saldırısı düzenledi.

Bunlardan kurban sayısı yüksek olan yalnızca üçü uluslararası toplumun dikkatini çekti ve gündem oluşturdu.

Ekranlara yansıyan kimyasal silah saldırısından zehirlenmiş sivil görüntülerini inandırıcı bulmayan Rus yetkililer, bu bilgilerin Batı ülkelerince uydurulduğunu savunuyor.

Suriye'deki en büyük kimyasal silah katliamı, 21 Ağustos 2013'te Şam'ın Doğu Guta bölgesinde bin 400'ün üzerinde sivilin hayatını kaybettiği saldırıda yaşandı.

Rusya, bu saldırıyı “ABD’nin provokasyonu” olarak değerlendirmişti.

Devlet Başkanı Vladimir Putin, konuyla ilgili ilk açıklamasını BM denetçilerinin Suriye’den işlerini tamamlayıp ayrılmasının ardından yapmıştı.

Putin, 31 Ağustos 2013’te "Bu, (kimyasal saldırı) özellikle BM gözlemcilerinin geldiği günlerde, herhangi bir mantığa karşılık gelmez. Eminim ki bu, diğer ülkeleri Suriye’deki çatışmaların içine çekmek isteyenlerin, uluslararası faaliyetlerde güçlü katılımcıların tarafından destek görmek isteyenlerin, elbette ki her şeyden önce ABD’nin provokasyonundan başka bir şey değildir." değerlendirmesinde bulunmuştu.

Rejimin saldırısından sonra ABD'nin daha önce ilan ettiği "kırmızı çizgi" gereğince Suriye'ye müdahale etmesi beklenirken, Rusya, bunun önüne geçmişti.

Moskova'nın teklifi üzerine rejim, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'ne eylül 2013'te kimyasal stokunu imha etme sözü vermiş, süreç ağustos 2014'te tamamlanmıştı.

Ancak rejim, kimyasal silah kullanımına İdlib'te, Halep'te ve Doğu Guta'da sık aralıklarla devam etti.

- 4 Nisan 2017 Han Şeyhun katliamı

Rejimin ikinci büyük katliamı, 4 Nisan 2017'de Han Şeyhun'da oldu.

100'den fazla sivilin öldüğü saldırıdan sonra Rusya, "muhalifler yaptı" refleksini gösterdi.

Rus yetkililer vurulan yerin silah deposu olduğu gibi iddialar ortaya attı.

Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov, hava saldırısının Han Şeyhun'un doğusundaki bir silah deposunu hedef aldığını öne sürmüş, depoda toksik gazlar içeren mermiler üretildiği ve teröristler tarafından kullanıldığını savunmuştu.

Saldırının ertesi günü Han Şeyhun'a giren AA ekibini ise vurulan yeri havadan görüntüleyerek, söz konusu depoların kullanılmayan hububat siloları olduğunu kanıtlamıştı.

Olaydan 3 gün sonra, ABD, rejimin Şayrat Hava Üssü'nü füzelerle vurarak sınırlı bir müdahalede bulundu. Rusya bunu da ABD'nin Suriye'ye müdahale için kullandığı bir bahane olarak değerlendirmişti.

- Araştırma sürecini yokuşa sürdü

Birleşmiş Milletler ile KSYÖ ortak soruşturma misyonu (JIM), 27 Ekim 2017'de rejimi, Han Şeyhun katliamından sorumlu tuttu ve ilgili raporu BM Güvenlik Konseyine (BMGK) sundu.

Saldırı ile JIM'in kararı arasında geçen araştırma sürecinde Rus yetkililer, JIM'in araştırma metodlarını ve bulgularını eleştiren açıklamalar yaptı.

JIM, 21 Ekim 2016'da Han Şeyhun için araştırmalar yaparken, rejimi en az 3 saldırıdan daha sorumlu tuttu.

Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Vasili Nebenzia, rejimin 21 Nisan 2014'te İdlib'in Talmenes köyü, 16 Mart 2015'te Sarmin köyü ve 21 Ağustos 2016'da Halep'in Mare ilçesinde kimyasal silah kullandığı tespit etmesi üzerine, JIM'in yürüttüğü süreci "farazi soruşturma" ve "temelsiz suçlamalar" olarak niteledi.

Nitekim Rusya, JIM'in çalışma süresinin uzatılması için oylanan kararı da 18 Kasım 2017'de veto etti. Bu, Rusya'nın iç savaşın başından bu yana rejim lehine kullandığı 10. vetosu oldu.

Nebenzia, sürenin uzatılmasını istememelerini "JIM ('temelsiz suçlamalarıyla') kendi itibarını tamamen sarstı." diyerek açıklamıştı.

JIM'in rejimi Han Şeyhun ile 3 kimyasal saldırıdan daha sorumlu tuttuğu karar, tek başına katliamın sorumlularının UCM'de yargılanmasına yetmediği için rejime henüz herhangi bir yaptırım uygulanmadı.

Suriye'nin UCM üyesi olmaması nedeniyle rejimi BMGK'nın UCM'ye sevk etmesi gerekiyor. Ancak Rusya, bu sürecin de önünü tıkıyor.

- 7 Nisan Duma katliamı

Rejim, son olarak Doğu Guta'nın Duma ilçesinde en az 78 sivili kimyasal silahla öldürdü.

Rusya, bu saldırıyı 22 Mart'ta başlattığı tahliye sürecini sabote etmek için bir bahane olarak değerlendirdi.

Rus Dışişleri yaptığı açıklamada, söz konusu haberleri "uydurma" olarak nitelendirdi.

Açıklamada, "Suriye rejimi tarafından klor veya diğer zehirleyici maddeler hakkında enformasyon yalanları devam ediyor. Duma’ya yapılan sözde kimyasal saldırı sıradan, uydurulmuş bilgilerdir." denildi.

Putin de Esed rejiminin kimyasal saldırılarına ilişkin geçen ay ABD'li yayın kuruluşu NBC’ye verdiği röportajda Rusya’nın tavrını net olarak ortaya koymuştu.

Putin, "Suriye’de hükümet ordusunun kimyasal silah kullandığı yönündeki iddialar yalan mı?" şeklindeki soruya "Elbette. Öncelikle Suriye hükümeti elindeki tüm kimyasal silahı çoktan imha etti." şeklinde cevap vermişti.

Rusya devlet başkanı, "Tüm bunlar radikal unsurların, teröristlerin eylemlerinin sonucu. Onlar bu suçları, Esed’i suçlamak için işliyor. İsyancıların, Suriye ordusunun kimyasal silah kullanmış gibi gösterme planlarından haberdarız. Yakın geçmişte de bunu yapmaya çalışmışlardı. Suriye’deki silahlı muhalif güçler, hükümete karşı kimyasal silah suçlamalarını, Esed’e karşı mücadele çabalarını birleştirmeye bahane olarak kullanıyor." ifadelerini kullanmıştı.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :